Göze çarpan ikinci bir olgu Avrupa ve Amerika arasındaki karşılaştırma ile ilgilidir. Bekleneceği üzere, 1914-1945 dönemindeki şoklar Yaşlı Kıta'yı çok daha derinden ve kalıcı şekilde etkilemiştir, Avrupa'daki sermaye/gelir oranı da 20. yüzyılın büyük bir bölümünde -1920'li yıllardan 1980'li yıllara kadar- nispeten daha düşüktür. Ancak, savaş ve savaş sonrasından oluşan bu uzun zaman dilimi hariç tutulursa, sermaye/gelir oranının Avrupa'da daima daha yüksek olma eğilimi gösterdiği dikkat çeker. Bu durum 19. yüzyılın tamamı ve 20. yüzyıl başı için olduğu kadar (Avrupa'da %6-7, buna karşılık Amerika'da %4-5 sermaye/gelir oranıyla), 20. yüzyıl sonu ve 21. yüzyıl başı için de geçerlidir: Avrupa'daki özel servetin büyüklüğü, Amerika'daki özel servet seviyesini 1990'lı yılların başında yine gerilerde bırakmıştı ve 2010'lu yıllarda altı yıllık milli gelire karşılık gelmekteydi, buna karşılık Amerika'da ise özel servet dört yıllık milli gelirden biraz fazlasına karşılık geliyordu