“Her zamanki gibi arabacı İvan’a kızacağım, her zamanki gibi tartışacağım, yerli yersiz düşüncelerimi söyleyeceğim, ruhumun en gizli köşesiyle başkaları, hatta karım arasında bir duvar olacak, her zamanki gibi kendi korkularım yüzünden onu suçlayacak ve bundan pişmanlık duyacağım, neden dua ettiğimi akıl yoluyla anlamayacak ve dua edeceğim, ama hayatım, tüm hayatım, başıma gelebilecek her şeyden bağımsız olarak hayatımın her dakikası, eskiden olduğu gibi anlamsız olmamakla kalmayacak, bu hayata katabilecek güçte olduğum iyiliğin kesin anlamına sahip olacak.”
-Sen inanmıyorsun, ama bu işleri o kadar unutmuşum ki, ziyarete gitmeye utanıyorum. Nasıl bir şey bu?
Yabancı bir adam geliyor, oturuyor, boş boş oturup duruyor, onları rahatsız ediyor, kendisi sinirleniyor ve kalkıp gidiyor.
“Evet, Anna eskiden mutsuzdu, ama gururlu ve huzurluydu; oysa artık belli etmese bile huzurlu ve saygın biri olamaz. Evet, buna bir son vermek gerek,” –diye karar verdi.”