“Evet yoldaşlar yaşadığımız hayat nasıl bir hayattır?Açıkca söylemekten korkmayalım:Şu kısa ömrümüz yoksulluk içinde,sabahtan akşama kadar uğraşıp didinmekle geçip gidiyor...”
“Bir arkadaşlığın tam olarak hangi anda kurulduğunu bilemeyiz.Nasıl bir kap damla damla dolarken,son bir damla kabı taşırıyorsa;aynı şekilde,bir dizi iyilik arasından en az biri kalbi doldurup taşırır”
“Ve gece yazdığın mektup orada işte,nasıl okunabileceğini aklım almıyor,bir göğüs havayı solumak için böyle nasıl daralıp genişliyor,aklım almıyor,senden nasıl uzak kalınır,aklım almıyor”
Benim biricik sevgilim, Mektubunu aldım.Bana olan muhabbetini gösteren satırlara teşekkür ederim.Sana karşı olan hislerim,artık yazılamayacak derecededir.Bunları ancak karşı karşıya gelince anlatabileceğim.Yalnız şu kadar söyleyeyim ki burada her geçirdiğim gün beni biraz daha eritiyor.
“Düşünsenize yaşadığımız onca acıya rağmen bedenlerimiz yıldırım düşmüş bir ağaç gibi paramparça olmuyor ve hâla kalbimiz atmaya devam ediyorsa acı dediğimiz duygu da o kadar kuvvetli olamaz”
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.