“Ağzının, güzel dudaklarının yanında bir gülümseme yaratmak için, ne uzun yollardan geçiyorsun. Kendinden veriyorsun ve durmadan eksiliyorsun. Oysa bazı insanlar, oldukları gibi kalarak, elde ederler istediklerini. Ben, kanımı damla damla süzerek veriyorum.
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım?
–Yok.
–Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: “Nasıl?” , Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
Kelimeler… Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.”
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
"Peki, sen ne görüyorsun bakalım?"
"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Zülfü Livaneli
Bazı şeyler unutulmaz galiba gülerken her zaman Düşündürdükleri diziden daha fazlası aslında her güzel şey gibi o da erkenden ayrıldı aslında.Ama her izleyen için bir iz bıraktı bence bazıları aşkın değerini anlatı bazıları mutlu olmayı öğreti bazıları içinde birlikte olmayı öğreti birşey istiyorsan fedakarlık vermeyi arkadaş olmayı sevdirdi şimdi insanlar bu izler bazıları sildi bazıları hala içinde taşındı ama Leyla ile Mecnun 6 senede geçse'de hala hatırası kalbimin en güzel yerlerinde.Aşk fedakarlıktır dedi.Ama son finali hala düşündürüyor o küçük pencereden o odadan çıktı ama dünya dan evrenden gelecekten geçmişe kadar Yozgatan Ankaraya kadar gidildi ama her zaman kireçburnunda buluşuldu.