,İlk romanı İnsancıklar mektuplara dayanır ve açıklanamayan, açıklanmaya yüz tutarken dalgalanan, dillendirilemeyen sevdayı, sevgiyi, şefkati, acımayı, erdemi işler. Dönemin tanınan eleştirmeni Belinski, övgüyle karşılar İnsancıklar’ı.
Sibirya dönemi öncesindedir. Pranga, zincir, pislik, acımasızlık içinde geçen dört yıl... Öldüresiye dayak cezalarına, hastalıklara, anlatılmaz eziyetlere tanıklık... Yasak yüzünden, İncil’den başka kitap okuyamamanın oluşturduğu açlık... Ardından zorunlu askerlik yılları... Çarlık rejiminde insanın iyilikle, güzellikle, gönençle buluşabilmesi olanaksızdır. Cezası bittiğinde bambaşka bir kişidir Dostoyevski. Rus insanındaki kötülüğü de, yok edilemeyen ışıltıyı da tanımış, anlamıştır. İnsan manzaralarıyla halkını öğrenmiştir.