Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mihriban sgrc

Veda
Alıp götürüyorum, senden uzak kalsın diye Senden, ey boş umudun cilvesi Alıp götürüyorum onu , diri diri gömeyim diye Bundan sonra konuşmayı hatırlamasın diye
Sayfa 30 - Can
Reklam
O Günler
O günler geçip gitti O güzel günler O dopdolu, esenlik içindeki günler O pul pul ışıldayan gökyüzü..
Sayfa 73 - Can
Bir zamanlar kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım. Kaç metredir benim yokluğum?
Sayfa 16 - Metis

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Göğü kucaklayıp getirdim sana kokla açılırsın.
Kurbağalar
“Kendi boşluklarını gürültüyle doldurma ihtiyacı duyanların rahatı için şarkılarımızı kesmek gerekli değilmiş “
Sayfa 30 - Kültür Yayınları
Reklam
İnsanın içinde iyi ve mutlu yaşamaya dair en ufak bir istek yoksa, her yaşı ona ağır gelir.
Sayfa 23 - Alfa
“Nasıl ki şoförler ehliyetsiz araba kullanamıyorlarsa aptallar da izinsiz sokağa çıkamamalılar “
Sayfa 254 - Can
Günahkar
En büyük iyilikleri yapmağa muktedir ruhların en büyük fenalıkları yapması da mümkündür.
Sayfa 26 - Varlık Yayınlar
Veronika
Mendel bu hastaneye (akıl hastanesi) geri gelecekti, hem de kendi isteğiyle , gerçekte olmayan birtakım semptomlardan yakınarak, çünkü kendisini dışarıdakilerden daha iyi anlar görünen insanlara yeniden kavuşmak isteyecekti.
Sayfa 84 - Can
Bugün ihmal edilmiş gibi görünenin yarını beklemediğini kim bilebilir?
Sayfa 39 - kültür yayınları
Reklam
İnsan en çok hakikati söylerken güzelleşir
Sayfa 24
“Doğru olmayan kişinin yaşamı doğrunun yaşamından daha iyiymiş”
Sayfa 58 - Müjde
“Resim nekadar basit olursa olsun etkilemeli ruhu olmalı. “
O gün güneş kıldan bir çul gibi kararacak ve ay kan gibi olacak ve gökyüzünün yaldızları incir ağacından düşen ham incirler gibi dünyaya dökülecek ve yeryüzünün kralları korkudan titreyecek. 52 52( yeni ahitin son kitabı vahiy 6,12: “Ve altıncı mührü açtığı zaman gördüm ve büyük zelzele oldu, ve güneş kıldan çul gibi siyah oldu, ve bütün ay kan gibi oldu, ve gökün yıldızları, incir ağacı büyük yel tarafından sarsıldığında ham incirleri attığı gibi, yer üzerine düştüler. “
Herkes böyle mi seviyor acaba ? Sıfatlar, isimler takıp , dokunup, sarılıp mi seviyor? Oysa aynı insan severken , dokunarak bütünleşmek isterken, kızdığındaysa karşısındakinden uzaklaşıp tek olmak istiyor. Neden? Kızgınlığıyla tek başına daha mi iyi mücadele ediyorlar acaba ? Ya da kızgın halinden mi korkuyor ? O halini başkasının görüp küçük düşeceğini mi düşünüyor ? Utanıyor mu yoksa o halinden ?