Annesi saraylı, babası Osmanlı’nın ilk kadın doğumcularından bir doktor. Ablası, Osmanlı’nın ilk çalışan kadınlarından biri. Kendisi ise ülkenin ilk kadın gazetecilerinden. Kim mi? Suat Derviş. Kitabın arka kapağında da denildiği gibi, ağzında altın kaşıkla doğan, son nefesini ise sefalet içinde veren bir yazar. Ülkesinde kıymeti bilinmemiş, Almanların, Fransızların bağrına bastığı bir edebiyatçı. Eserleri 18 dile çevrilmiş, uluslararası üne sahip olan bir dönemin, harikası... Nazım Hikmet’in platonik aşkı... İçinde bulunduğu yıllarıb şartlarına bakmaksızın üç kere evlenip boşanan, kimseye göre yaşamayan bir kadın. Son anına kadar doğru bildiğini söylemekten asla vazgeçmeyen bir aydın. Dönemin aydınlar olarak adlandırılan kişilerle birlikte, eziyetlere göğüs geren bir insan...Dünyaca ünlü Fosforlu Cevriye kitabının sahibi...Almanya’nın Suze Doli’si, Fransa’nın Suat Dervish’i, Türkiye’nin unutturulmuş Suat Dervişi. Dahası mı? Dahası da kitabın içinde..
Osman Balcıgil’in yine müthiş kalemi, araştırmalara doyamadığım dip notları ve yeni bir çok yeni bilgiler öğrendiğim, enfes kitabı..
.