her bireye kendi yıkımları ve dünyanın geri kalanının yıkımı arasında seçme hakkı tanınsaydı , çok geniş bir çoğunluğu geri kalanının yıkımını tercih ederdi ..
Hangi baba oğlunun mutluluğunu istemez? Mutluluğun milyonlarla gerçekleştiğine inandığı için de onu kınayamayız. Herkesi olduğu gibi kabul etmek gerek.
Sahiden, yeni yıldızlar gösterdim onlara, yeni gecelerle birlikte; ve bulutların ve gecenin ve gündüzün üzerine gerdim kahkahayı renkli bir çadır gibi.
Asrın yeni bir ilkesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir mevki, kavuk sallamayınca,
Makam mevki pezevenk puşt olanındır!
Victor Hugo'nun 1829 yılında yayımladığı bu eserinde bir idam cezasının geri dönüşü olmaması savunulmuştur. Kanun, düzen gibi alt yapıdaki bu kavramların dışında asıl etkileyici olan idam mahkumu olan kişinin idam cezasını kendi istedikten sonra geçirdiği sürede pişman olması ve idam anına kadar geçirdiği özellikle psikolojik buhranlar olsa gerek.
Tavsiye ederim.
Furuğ ışık anlamına geliyor Farsçada ve Doğu’nun meşhur Şem ü Pervane mesnevisindeki mumun, gece kelebeklerini etrafına çekmesi gibi Furuğ da milyonlarca okuru şiirine ve kendisine çekmiştir, çekmeye de devam etmektedir. İran tarihinin en önemli kadınıdır Furuğ.
“ Ben bir kadın yani bir insan olmak istiyordum. Benim de nefes almaya, haykırmaya hakkım olduğunu söylemek istiyordum.”
Furuğ ‘un İran’da kadın kimliği, kadın hareketleri, kadın hakları dendiğinde ilk akla gelen sanatçı olması bu mücadelenin ne kadar etkili olmuş olduğunun göstergesidir. Furuğ ‘un tek başına erkek egemen yapıyı sarsacak kadar güçlü bir uyanış yarattığını söylemek ileri gitmek olmayacaktır.
Furuğ ‘un çok genç yaşta, 32 yaşında, akıl almaz bir trafik kazasıyla bu dünyadan göçüp gitmesi şiirindeki hüzne başka bir hüzün eklemiştir kuşkusuz. Din görevlileri cenaze namazını kıldırmak istemedikleri için cansız bedeni iki gün bekletilmiş, sonunda da bir yazar arkadaşı bu görevi üstlenmiştir. Kardeşine yazdığı mektuplardan birinde “ilk ben öleceğim” der, ilk Furuğ ölür.
Makbule Aras Eivazi
İnceleme kısmına kitapta yazarla ilgili yazılanlardan parçalar eklemek istedim, ki sizler tamamını okuduğunuzda neden böyle yaptığımı tahmin edebileceksiniz. Bu kadar güçlü bir kadını anlatacak farklı sözcükler kuramadım sanırım. Özellikle son bölümde yazılanlar çok etkiledi sanıyorum. Şiirler başka hiçbir şiire benzemiyor, öyle içten, öyle samimi, öyle kendi gibi... Öyle işte...