İnsanlar, bugün, onları devre dışı bırakmaya
çalışan bir sistemle, boş ve anlamsız biçimlere duyulan bir biçim halini alan hayranlık
duygusuyla, baş başa kalmış durumdadır ve bu hayranlık, kişiyi nihilizme götüren bir
tutku niteliğinde değildir. Kişiler, yaşanmak zorunda kalınan saydamlık çağında,
melankolik ve büyülenmiş insanlar gibi davranarak, kendi yok oluşlarına bile hayranlık
duymaktadır.