Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma Zehra Akay

“Teorik olarak geleceğin bilgisayarları insanın yaptığı her şeyi yapabilecektir. İki şey istisna olmak üzere her şeyi : Onlar, dindar olmayacak ve şiir yazamayacaklardır.”
Reklam
“ben onu kırmadığıma inanıyor olabilirim. Bir önemi yok çünkü incinmeye, yaşayanın gözünden bakmalı”
“Islam alemi bir çöl değildir; o sürülmeyi bekleyen eşsiz bir tarladır”
Sayfa 114Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Batı medeniyetinin baş döndürücü hakimiyeti altında bocaladığımız son iki yüz yılda, klasik dönemde müslüman düşünürlerin nesilden nesile intikal eden bir kısım temel meselelerini unutulmaya terk ettik. Aslında bu meseleleri konuşmayı terk ettiğimiz için unutmuş değiliz. Tam tersine bazılarını çokça konuştuğumuz, dilimize pelesenk ettiğimiz için unutmaya başladık.”
Sayfa 113Kitabı okudu
“Gerçek ilme gelince o, kişinin, Allah’a karşı olan saygısını, korkusunu ve ümidini arttırır. Böylece gerçek ilim, alim ile günahlar arasına girerek, onun günah işlemesine engel olur. Neredeyse hiçbir insanın kaçınamadığı küçük yanılmalar ve ayak sürçmeleri kabilinden küçük günahlar ise bunun dışındadır. Bunları yapıyor olmak da insanın imanının zayıflığına delil olamaz. Zaten müslüman, sürekli günahlarla sınan ve çokça tövbe eden kimsedir. Asla günahlarda ayak diremez ve günahların ardınca sürüklenmez”
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
“Allah’tan öncelikle beni, ardından benim vasıtamla başkalarını da ıslah etmesini istiyorum. O’ndan, öncelikle beni doğru yola eriştirmesini, ardından benim vasıtamla başkalarını da doğru yola eriştirmesini niyaz ediyorum. Ayrınca hakkı hak olarak gösterip ona tabi olmaya ve batılı da batıl olarak gösterip ondan kaçınmaya beni muvaffak etmesini diliyorum “
Sayfa 205Kitabı okudu
“Cahil kişi gerçeği daima kişilerle değerlendirir, kişileri gerçek ile değerlendirmez.”
Eskileri uzaktan uzağa seviyoruz ama emek vermiyoruz emeksiz sevgi ise kördür, ne sevgili tanımayı ne de ona kavuşmayı sağlar. Hele hele yeni bir zihinsel hamlenin dayanağı olması hiç düşünülemez irfanı bilgiye dönüştürmeyi ve geleneği bugüne getirmeyi ertelemekten vazgeçmek gerekir Hz. peygamber (sav) bir hadisinde “Erteleyenler helak oldu” buyurmuştur 
"ben, beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum" diye düşünürdüm. Yeni keşfediyordum bu düşünceyi. Kimse sizi gözlemiyorsa, içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir. Yakınlarda bir babanız varsa ve sizi görüyorsa içinizdeki kişi içinize saklanır.
"Babam despot aydın dedikleri şeyin canlı örneğiydi. Aydındı, çünkü oğullarına verdiği eğitimi kızından esirgememişti. Ayrıca çağdaş bilim ve sanatlara olan tutkusuyla da aydındı. Ama despottu. Düşüncelerini ifade etme şekliyle, yüksek sesle, açık, keskin konuşmasıyla despottu öncelikle. En çok da bizden, geleceğimizden bekledikleriyle despottu; kendindeki hırsın yüceliğinden zerre kadar kuşku duymadığından, çocuklarının buna uymaya isteği ya da yeteneği olup olmadığını merak etmiyordu bile "
Reklam
"Hayır babam hiç bizimle tatile gelmezdi. Zaten tatil demek ondan uzak olmak demekti... Yola çıktığımızda, ev geride kaldıkça yüreğimiz hafiflerdi"
"İnsan kendini Doğu ile özdeşleşmiş sanarken bir anda onun kavgalarının içinde de bulabilir."
Sayfa 198Kitabı okudu
"Benim gözümde, adam öldüren her dava cazibesini yitiriyor. Ne denli güzel olursa olsun, çirkinleşiyor, bozulup alçalıyor. Ölümle ittifak yapan hiçbir dava haklı olamaz."
Sayfa 122 - ykyKitabı okudu
"Eğer kişi lüks içinde yaşıyorsa pekâlâ toplumsal ilerlemeye inanır"
Sayfa 127Kitabı okudu
Çocuk sahibi olmayı basit bir şey olarak görmemek gerekir.
Her insanın derininde kendinden az çok gizlediği, içinde çocukluk dramının aksesuarlarının bulunduğu bir arka odası vardır. Kimseyi sokmadığı bu gizli odasına mutlaka girecek olanlar yalnız kendi çocuklarıdır. İnsan çocuk sahibi olunca odaya hareket, hazırlık başlar ; çünkü dramın devamı için gerekli ortam sağlanmıştır. Fakat çocuk bu dramda oynayacağı rolü kullanacağı aksesuarları seçmekte özgür değildir çünkü zaten rolü yaşama getirilirken belirlenmiştir ve yer aldığı oyunla ilgili anılarını da yetişkinlik yaşamına taşıyamayacaktır.Rolünün ne olduğunu belki ancak daha sonra terapide sorununa çare ararken öğrenebilir.
Sayfa 37
"Nefret ediyorsanız yenilmşsinizdir. Nefretin asıl sebebi size yapılan kötülük değil, kötülüğü yapan insanı kendinizle kıyaslayıp daha güzel bir hayat sürdüğünü düşünmenizdir. Kötülükler unutulur ama insan kendine acımayı bir türlü bırakamaz"
Reklam
"Yargılamak için bilmek, bilmek için anlamak, anlamak için dinlemek gerekir. Dinlemeyen insanın da yargılamaya hakkı yoktur. İnsanları geçimsiz yapan sevgisizliktir. Birbirine düşman eden iletişimsizliktir. Güzellikten yana ne varsa yok eden ilgisizliktir"
Paragrafın sonu coğrafya kaderdire çıkıyor...
"Farabi'ye göre erdemli insanların bozuk toplumların içinde durması son derece zararlıdır. Erdemli insanın bulunduğu bozuk yerden ayrılıp acilen erdemli insanların olduğu yerlere gitmelerini öğütlemektedir. Çünkü Farabi erdemli insanın erdemsiz toplumların içinde olmasının onu körelteceğini ve gerçek kişiliğinin zedelenebileceğini düşünmektedir. Çünkü her insan kendi çevresindeki beş insanın toplamıdır. İnsanı ne yazık ki bulunuduğu çevre şekillendirmektedir. Her ne kadar o insanlardan uzak durulmaya çalışılsa da... "
"Sen sevgiline ne verebilirsin sanki ? Kalbini mi? Pekala ikincisine? Gene mi o? Üçüncüsü ve dördüncüsüne de mi o? Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?... Hem biliyor musun bu aptalca bir laftır: Kalbin olduğu yerde duruyor sen onu filana veya falana veriyorsun... Göğsünü yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun"
Öyle bir paragraf ki tamamen katılamyorum ama büsbütün reddetmem imkansız
"Bilir misin bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmişitr."
"Nazi faşizminden yakınan Yahudilerin , şimdilerde bölgedeki politikalarını kabul etmeyenlere karşı kendinden başkasını tanımayan yeni bir Nazi faşizmi ortaya koyduklarını görüyoruz "
Sayfa 104Kitabı okudu