Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
·
Puan vermedi
HASAN ALİ TOPTAŞ FANBOYLARININ DİKKATİNE:
"İnsana karşı girişilen en kötü şiddet eylemi, aklın küçük düşürülmesidir. Elsa Morante (1)" Türkiye’de iri harflerle, çok iddialı cümlelerle topluma pazarlanan, sağdan sola bütün kültür-sanat mecralarında sürekli olarak okurun bilincine pompalanan kitaplar ve yazarlar vardır. * Pazarlama dili ve edebiyatı -21. yüzyıla kalacak birkaç
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919,8bin okunma
Reklam
Düşünce Okumaları Üzerine 2.Etkinlik...
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce İslam Düşünce Okumaları üzerine 1.Etkinliğimizi düzenledik. Yapılan istişareler sonunda bu bağlamda 2.etkinliğimizi de düzenlemeye kara verdik:)) Amacımız; 1-Bir düşünürün kitabı belirlenip belli bir zaman diliminde okunması, 2-Veya kimde hangi düşünürlerin kitapları varsa onların
Abestir doğru.
Ölümle bu kadar barışık yaşayan insanlar için mezarlık kapısına " Her nefis ölümü tadacaktır" yazılı bir tabela asmak abestir.
Sayfa 174Kitabı okudu
MEZHEPSİZLİK DİNSİZLİĞE UZANAN BİR KÖPRÜDÜR
Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır. (Hadis-i Şerif) İslam'da Dini ve Şer'i Hükümlerin Kaynakları; KUR'AN, SÜNNET, KIYAS, İCMA-İ ÜMMET'dir. Dolayısı ile, Mezhepler dinde bir hüccettir. Hüccet olmaları hasebi ile de (4 Hak Mezhep) dindir. Mezheplerin 2 büyük hikmeti (rahmeti) vardır; ✔ Dini İlimlerin var olmasına ve gelişmesine katkı
296 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
2019 SON İNCELEMESİ (:
İnceleme klişelerinden olan, "yazarın okuduğum ilk kitabıydı, çok güzeldi." gibi cümleler ile laf kalabalığı yapmak yerine, "yazarın başka bir kitabına başlamak istiyorum hemen" gibi lezzetine doyum olmayan özgünlüğe değinmek isterim. Bir
Oktay Sinanoğlu
Oktay Sinanoğlu
havası var yazarda. "Türkçe giderse Türkiye gider. Yabancı dille eğitim ile
Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler
Kimsenin Bilemeyeceği ŞeylerSinan Canan · Tuti Kitap · 20152,831 okunma
Reklam
Kapının çarpılmadan yavaş örtülmesi bir edeptir. "Kapıyı kapat " denilemez; belki kapıyı ört, yahut sırla denilebilir. " Lambayı ( mumu, ışığı) söndür" denilemez ( Allah kimsenin ışığını söndürmesin); lambayı dinlendir denilir. Keza lamba yakılmaz, ancak uyandırılabilir. Birisi konuşurken sözünü kesmek, gizli konuşmak, mecliste fısıltı ile lakırdı etmek, işaret ve işmar etmek vs. hep edebe aykırı davranışlardır. Gezerken yere, ayağın sesi duyulmayacak derecede, yumuşak basılmalıdır. Kapıdan çıkılırken arkasını dönmep edepsizliktir. Kapı eşiğindeki ayakkabılar dışarıya değil ( zira bunun manası " git, bir daha gelme" demektir ), içeriye doğru çevrilir. Uyuyan birini uyandırmak için onu sarsmak, yahut adını ünlemek abestir. Bunun yerine yastığına parmak uçlarıyla vurulup hafif sesle " Âgâh ol erenler!" denilir.
Bu dünyada hiçbir şey kendi yerini bulmuş değildir, başta bizzat dünya olmak üzere... Öyleyse, insan adaletsizliğini seyrederken hiç şaşırmamak gerekir. Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutuculukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansiz nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız. Ama bizzat yıldızlar da, sadece yüreğimizin ciddiye aldığı, sonra da istihza noksanlığının kefaretini büyük acılarla ödediği bir evrenin içinde ufalanırlar... Tanrı'nın ve insanların adaletsizliğini hiç kimse düzeltemez: Her fiil, kökendeki Kaos'un, görünürde örgütlenmiş, özel bir durumudur. Kökü çağların başlangıcına dayanan bir girdabın içinde sürükleniriz, o girdabın düzen çehresine bürünmüş olması da, sadece bizi daha iyi kapıp sürüklemek içindir...
Bu dünyada hiçbir şey kendi yerini bulmuş değildir, başta bizzat dünya olmak üzere... Öyleyse, insan adaletsizliğini seyrederken hiç şaşırmamak gerekir. Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutuculukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız. Ama bizzat yıldızlar da, sadece yüreğimizin ciddiye aldığı, sonra da istihza noksanlığının kefaretini büyük acılarla ödediği bir evrenin içinde ufalanırlar...
Bu dünyada hiçbir şey kendi yerini bulmuş değildir, başta bizzat dünya olmak üzere... Öyleyse, insan adaletsizliğini seyrederken hiç şaşırmamak gerekir. Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutuculukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız. Ama bizzat yıldızlar da, sadece yüreğimizin ciddiye aldığı, sonra da istihza noksanlığının kefaretini büyük acılarla ödediği bir evrenin içinde ufalanırlar...
Sayfa 42 - Metis Yay.Kitabı okudu
Reklam
Helal ve Haramı Kim Belirliyor?...
Bir zamanlar koyu bir Hristiyan iken daha sonra İslam’ı seçen Adiyy b. Hâtim, bir gün Resûlullâh’ın: “(Yahudi ve Hristiyanlar) Bilginlerini ve din adamlarını Allah ile aralarına koyup rab edindiler…” (Tevbe, 31) mealindeki ayeti okuduğunu işitmiş ve: “Ya Resûlallâh! Hristiyanlar onlara ibadet etmezler ki!” diyerek bu ayeti anlayamadığını belirten
Bu dünyada hiçbir şey kendi yerini bulmuş değildir, başta bizzat dünya olmak üzere… Öyleyse, insan adaletsizliğini seyrederken hiç şaşırmamak gerekir. Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutuculukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız. Ama bizzat yıldızlar da, sadece yüreğimizin ciddiye aldığı, sonra da istihza noksanlığının kefaretini büyük acılarla ödediği bir evrenin içinde ufflanırlar… Tanrı’nın ve insanların adaletsizliğini hiç kimse düzeltemez: Her fiil, kökendeki Kaos’un, görünürde örgütlenmiş özel bir durumudur. Kökü Çağlar’ın başlangıcına dayanan bir girdabın içinde sürükleniriz; o girdabın düzen çevresinde bürünmüş olması da, sadece bizi daha iyi kapıp sürüklemek içindir… 
Sayfa 48 - Metis YayınlarıKitabı okudu
(Bu dünyada hiçbir şey kendi yerini bulmuş değildir, başta bizzat dünya olmak üzere… Öyleyse, insan adaletsizliğini seyrederken hiç şaşırmamak gerekir. Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutuculukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız. Ama bizzat yıldızlar da, sadece yüreğimizin ciddiye aldığı, sonra da istihza noksanlığının kefaretini büyük acılarla ödediği bir evrenin içinde ufalanırlar… Tanrı’nın ve insanların adaletsizliğini hiç kimse düzeltemez: Her fiil, kökendeki Kaos’un, görünürde örgütlenmiş, özel bir durumudur. Kökü çağların başlangıcına dayanan bir girdabın içinde sürükleniriz; o girdabın düzen çehresine bürünmüş olması da, sadece bizi daha iyi kapıp sürüklemek içindir…)
Yer ve zamanı hesaba katmaksızın düşüncelerin doğru ve yanlışlığını, geçerli veya geçersiz olduğunu tartışmak abestir.
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.