Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım taleb Her hüner makbûl imiş illa edeb illâ edeb Bilgeler, meclisinde kendine uygun bir hüner arayan kişinin her hünerden daha çok edebi makbul sayması, sufilerin toplum vicdanına ne derecelerde tesir ettiğinin de delilidir. İslâm, elbette bir edep dinidir; ancak tasavvufta edebin apayrı bir yeri vardır. Tarikat
“Bu dünyada hiçbir şey kendi yerini bulmuş değildir, başta bizzat dünya olmak üzere... Öyleyse, insan adaletsizliğini seyrederken hiç şaşırmamak gerekir. Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutuculukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır, onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız. Ama bizzat yıldızlar da, sadece yüreğimizin ciddiye aldığı, sonra da istihza noksanlığının kefaretini büyük acılarla ödediği bir evrenin içinde ufalanırlar…” .
Reklam
Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutuculukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız
160 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Almanların hepsi suçlu mu?
Kitabın yazarı Jaspers, nazi Almanyası döneminde yaşamış bir filozof. Eşi yahudi olması sebebiyle, birçok sorun yaşamıştır, eşinin yanında olmuştur. Jaspers bu kitabı yazdığında, artık sular durulmuş, Naziler kaybetmişti. Uluslararası yerde Alman halkları suçlanıyordu Jaspers işte bu ortamda kitabını yazdı. Jasper e göre 4 çeşit suç
Suçluluk Sorunu
Suçluluk SorunuKarl Jaspers · İthaki Yayınları · 201542 okunma
❁ Edep Yâ Hû! ❁
Osmanlı Türkçesini bilenlerimiz, birtakım eski hat levhalarına bakarak atalarımızın hangi düsturlar çerçevesinde bir hayat felsefesine sahip olduklarını az çok kestirebilirler. Eskiden evlerin, resmi dairelerin, ibadethanelerin ve insan ayağı basan pek çok mekânın duvarları, bu tür levhalardan en az birkaç tanesiyle tezyin edilmiş olur ve en
Batı üniversitelerinin ekseriyetinde İbn-i Haldun'un adını anmadan sosyolojiden bahsetmek, abestir; "felsefeyi mahkûm eden" İmam-ı Gazâli'yi tanımayanı adam yerine koymazlar. Dolayısıyla Oryantalist tecessüs olmasa Dekart "aklın idaresi için kurallar"ın ne olduğunu felsefi bir lisanla Batı'ya hediye edemezdi... Hegel teolojiyi "idealizme" bağlayamazdı... Marks "diyalektik materyalizmi" kitlelere bir "ideoloji" olarak takdim edemezdi... Niçe "Ubermen-üstün insan" felsefesine ulaşamazdı... Carrel "İnsan Denen Meçhul" adlı eserini nisbeten doğru bir şekilde takdim edemezdi.
Reklam
Yengeç ile Kızı
Yengeç, kızına nasihat vermek için demiş ki: Kızım, başkalarının kızları güzel güzel yürüyorlar. Sen niçin geri geri yürüyorsun? Bu abestir*. Doğru yürümeyi öğrenmen lazım! Küçük yengeç, annesinin nasihatini dinledikten sonra şöyle cevap vermiş: - Anneciğim ben senden gördüğüm gibi yürüyorum.
Mustafa Kemal Amasya'da iken Abdurrahman Kâmil Efendi'nin Sultan Beyazıt Camii'nde verdiği Cuma hutbesi [12 Haziran 1919] şu satırları içeriyordu: "Madem ki milletimizin şerefi, hürriyeti, istiklali tehlikeye düşmüştür, artık bu hükümetten bir iyilik beklemek bence abestir. Şu andan itibaren Padişah olsun, isim ve ünvanı ne olursa olsun, hiçbir şahsın ve makamın hikmet-i mevcudiyeti kalmamıştır. Yegane çare-i halas milletimizin doğrudan doğruya hakimiyeti eline alması ve iradesini kullanmasıdır."
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
Bu dünyada hiçbir şey kendi yerini bulmuş değildir, başta bizzat dünya olmak üzere… Öyleyse, insan adaletsizliğini seyrederken hiç şaşırmamak gerekir. Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutuculukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız. Ama bizzat yıldızlar da, sadece yüreğimizin ciddiye aldığı, sonra da istihza noksanlığının kefaretini büyük acılarla ödediği bir evrenin içinde ufflanırlar… Tanrı’nın ve insanların adaletsizliğini hiç kimse düzeltemez: Her fiil, kökendeki Kaos’un, görünürde örgütlenmiş özel bir durumudur. Kökü Çağlar’ın başlangıcına dayanan bir girdabın içinde sürükleniriz; o girdabın düzen çevresinde bürünmüş olması da, sadece bizi daha iyi kapıp sürüklemek içindir… 
Sayfa 48 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
319 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Merhaba. Bir diğer okuduğum kitap Peyami Safa'dan Matmazel Noraliya'nın Koltuğu oldu. Aralıklarla Peyami Safa'dan kitaplar okumaya çalışıyorum. Yazdıklarına ve edebi üslübuna hayran kaldığım bir yazar. Ne zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Nihayet bu ay okuma şansını buldum. Kitap 50 sayfadan sonra açılıyor, öncelikle bunu
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,6bin okunma
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
_Metafizik, var olanı olduğu gibi zihne tekrar kazandırmak için var olanın ötesini araştırmak demektir. _Metafizik, insanın tabiatına aittir. O, mevcudiyetin içinde esaslı bir andır: Bizzat mevcudiyettir. İnsan varlığı, hiçliğin içine dalmış bulunduğu takdirde ancak var olanla temasa geçebilir. Var olanı aşan hamle mevcudiyetin özünde meydana
Okumanın "anlam"a ermek olarak değil de ezberlenip, okunup, üflenmek olarak algılandığı, okumanın bir diploma ve o diplomanın getireceği ekonomik imkanlar olarak görüldüğü bir kültürde bu mücadeleyi başarabilmeyi bırakın, mücadeleye başlamak fikri bile abestir. Var olan Yalan Dünya standartlarında bile okullar okul, hastaneler hastane, müesseseler müessese değilken, var olan ancak dünya düzeni ölçülerinde bir ikinci kat yalandan öte bir şey değilken, başlanması gereken yer gördüğü, duyduğu, hatırladığı, bildiğini yeni örüntüler, bir araya gelmeler inşa etmek üzere yeniden, doğru biçimde okumaktır. Ki ülkemizin son zamanlarında yalanın ikinci katı bitti. Önde gelenler üçüncü katı inşa ediyorlar.
Sayfa 47 - Ahmet KubilayKitabı okudu
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.