umutla bağdaşmaz acı.Bu acı ne denli büyük olursa olsun,yüz arış daha yukardadır umut.öyleyse,rahat bırakın beni araştırıcılarla,kahrolsun ustalıklar,kahrolsun gülünç kancık köpekler,numaracılar,gösteriş meraklıları !umudunu keser,acı çeken ve bizi saran gizemleri teşrih masasına yatıran.kaçınılmaz gerçekleri tartışan şiir daha az güzeldir tartışmayandan.aşırı kararsızlıklar,yararlanılamayan yetenek,zaman yitirme:hiçbir şeyi denetlemek kolay olmayacak artık
Acı ve ızdırap daima büyük bir zeka ve derin bir yürek için kaçınılmazdır. Gerçekten büyük insanlar, sanıyorum ki, yeryüzündeki en büyük üzüntüye sahiptir.
Yavaş yavaş güveni azalıyordu. insanın, tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması çok zordur. işte tam da o dönemde, drogo, insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduğunu fark etti. birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendine ait oluyor, hiç kimse o acıyı biraz olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde diğerlerinin, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti.
Odaya yaşı ve yüzü belirsiz bir adam girdi. Ne güzel, ne çirkin, ne büyük, ne küçük, ne sarışın, ne esmerdi bu adam.Tabiat ona ne iyi, ne kötü, göze çarpan hiçbir özellik vermemişti. Kimi ona İvan İvaniç derdi, kimi İvan Vasilyiç, kimi de İvan Mihayliç.
Soyadı üzerinde de anlaşma yoktu: Bazıları için İvanov veya Andreyev, bazıları için de
İnsan Sarrafı Dostoyevski'den, Hayatınıza Işık Tutacak 15 Hayat Dersi
1. "Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil, o kişide bilmediğin bir zamanın, beklenmedik bir anında kendini bulmaktır."
2. "Yeni bir adım atmak ve yeni bir söz söylemek, insanların en korktuğu şeylerdir."
3. "Acı çekmek, büyük bir zekaya ve duyarlı
Hiçbir kaybediş, terk ediliş, öylece nedensiz bırakılış; yani çekilen en ufak ya da en büyük acı başkasından dinlenmez. Derdi çeken bilir, canı yanan, gözyaşı döken bilir... Kim için, ne için cani yandığını."
Madde'nin İnsan'a olan isyanı (ki ben varolduğuna inanıyorum) şimdi tek bir koşula indirgenmiş durumda. Savaşı bize karşı yürüten ve şunu rahatlıklar ekleyebilirim ki, bizi mağlup eden, büyük şeylerden çok küçük şeylerdir. En sonuncu mamutun kemikleri uzun süre önce çürüdü, /.../Ama küçük şeylerle, en başta mikroplar ve yaka düğmeleriyle dolu acı ve sonsuz bir savaşın içindeyiz.
''Düşünüyorum, öyleyse varım'' diş ağrısını hiçe sayan bir entelektüelin kelamıdır. ''Hissediyorum, öyleyse varım'' çok daha genel bir kapsamı olan ve yaşayan bir varlığı ilgilendiren bir gerçektir. Benliğim temelde sizinkinden düşünceyle ayrılmaz. Çok insan, az düşünce vardır. Hepimiz düşüncelerimizi birbirimize aktarır, birbirimizden ödünç alır, çalarken aşağı yukarı aynı şeyleri düşünürüz. Ama biri ayağıma basarsa, acıyı hisseden sadece ben olurum. Ben'in temeli düşünce değil acıdır, en temel duygu olan acıdır. Acıda, bir kedi bile biricik ve başkasıyla yer değiştirmesi olanaksız ben'inden kuşku duyamaz. Acı keskinleşince, dünya yok olur ve her birimiz kendi kendimizle kalakalırız. Acı benmerkezciliğin büyük okuludur.
26 Kasım
Bazen kendi kendime şöyle diyorum: Bu alınyazısı yalnız sana vergi. Senden başka herkes mesut. Hiç kimse böylesine acı çekmemiştir. Sonra eski bir şairi okuyorum ve kendi kalbimin içini görüyormuş gibi oluyorum. Derdim çok büyük. Benden önce bu kadar çok acı çeken olmuş mudur acaba?
Baba; anneme iyi bak olur mu?
Benden sana evlat vasiyetidir
Baba; anneme iyi bak!
Akşam büyük bir heyecanla televizyon izlerken sen
Şöyle gözünün ucuyla bir kez anneme bak
Yaşanmışlıklarını göreceksin o çocuksu bakışlarında
Yaşattıklarını yaşatamadıklarını
Sana adanmış koskocaman bir ömrü göreceksin bakışlarında
Akşamları geç geldiğinde boğazına
1984… Hakkında pek çok şey söylenmiş bir kitap. Filmini izlediyseniz bile kitabı okuduğunuzda bugün için size önemsiz görünen ayrıntıların iktarın elinde nasıl güçlü silahlara dönüştüğünü şaşırarak anlayacaksınız.
Dil konusuyla başlayalım kitapla paralel olarak. Okyanusya denilen yerde yeni bir dil yaratılmaya çalışılmaktadır. Ama bu dilde sözcük dağarcığı küçülür. İnsanların düşünme alanını daraltmak için…
Dinden tutun da bireylerin birbiriyle ilişkilerine kadar yazılı olmasa da var olan kurallarla denetlenmektedir insanlar. Mahremiyet yoktur. Korku, insanları denetlemekteki en büyük güçtür. İnsanlar kendi çocuklarından bile çekinir. İktidar, insanlara acı çektirerek varlığını sürdürür.
Kurgusuyla, anlatımıyla okuyabileceğiniz en çarpıcı distopya…
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,1bin okunma
Acı çekmekten korkuyorsan, elbette acı çekme olasılığını azaltırsın. İp cambazlarını düşün, gerçekte ipte yürürken düşebileceklerini düşündüklerine inanıyor musun? Hayır, bu riski kabul ediyorlar ve bu tehlikeye meydan okuyabilmenin tadına varıyorlar. Hayatını hiçbir yerini kırmamaya dikkat ederek geçirirsen inanılmaz sıkılırsın, biliyorsun… Tedbirsizlikten daha eğlenceli bir şey bilmiyorum! Kendine bir bak! ‘Tedbirsizlik’ dediğimde gözlerin parlıyor! Ah ah! 14 yaşındayken bir kız için Avrupa’yı kat etmeye kalkmak, bu tedbirsizliğe karşı büyük bir tutku değil de nedir?