Cengiz Aytmatov'un romanını okuyup da büyüleyici etkisinden kurtulan olmuş mu...
Yazar müthiş bir anlatım gücüyle okuyucuyu romanda yaşanan
her olaya ,her mekana,
her duyguya ; her heyecana, üzüntüye, sevince, korkuya, umuda ve umutsuzluğa;
romanın geçtiği mevsimin sıcağına, soğuğuna, rüzgarına, ayazına;
romanda geçen bütün kahramanların ruh halini ayan beyan kelimelerden çıkıp okuyucunun bütün bedenini sarmış gibi hissettiren bir roman yazmış...
Roman farklı zamanlarda, farklı yerlerde, farklı karakterlerle ama hepsinin hikayesi bir şekilde bir erkek ve dişi kurt Akbar ve Taşçaynar'la yolları kesişen bir olay örgüsünden oluşuyor...
Yazar, Dşdişi kurt olan Akbar'ın iç dünyasını , ruh halini , insanlara bakış açısını öyle başarılı aktarır ki Akbar'ın acısı okuyucunun acısı olur artık..
Bu dünyada kötüler kötülüklerinin karşılığını bulamayabiliyor..İlahi adaletin bu dünyada olmadığının farkındayız da bari romanlarda kötüler bu dünyada belalarını bulsalar istiyor insan.
Üzgünüm ki Cengiz Aytmatov da romanda ilahi adaletin bu dünya olmadığı gerçeğinden kopamamış ve okuyucuyu kederlere gark ederek bitirmiş romanını...