"Buğulu gözlerini, kapı ile televizyon sehpası arasındaki boşlukta duvara yaslı duran sandığa çevirdi. Uzun ve dalgın bakışlarla sandığı süzdü. Sonra yutkundu. Kırışık ve dar anlının altında iki küçük lamba gibi parıldayan gözlerini tekrar resme kaydırdığında Gülfidan’ı ile bakışları kenetlendi. Konya sokakları kadar soğuk ve donuk iki masum
Morde ratesden,
Esur tinda sergi Teslarom portog tis ugor arüeter,
ferto tagan ugotahenc metoy-doscent zist. Norgunh!
UBOR-METENGA
Biraz bildiğim ya da kulağıma yabancı gelmeyen
dillerden hiç birine benzetemedim.
Hizmetçinin küçük kızı karalamıştı diye belli belirsiz bir düşünceye
kapılır gibi oldum. Bu işlek yazıyla mı?
Virgüller,
Ruh hekimlerinin en ünlüsü ve en seçkini Doktor Marrande,
üç meslektaşına ve doğal bilimlerle uğraşan dört bilgine,
hastalarından birini görmek üzere, yönettiği akıl hastanesinde
bir saat geçirmelerini rica etmişti.
Bir araya gelince dostlarına şöyle dedi:
“Size şimdiye kadar karşılaştığım en tuhaf ve en kaygı verici vakayı
“bir an önce bitirmeye karar verdim, hızlı çalışıp tamamladım ama herkes hâlâ meşguldü, başparmaklarını havada tutup, mesafe, renk gibi bir şeyler ölçüp duruyorlardı, dışarı çıkıp bir sigara yaktım, kahve içtim ve geri döndüğümde resmimin etrafında büyük bir kalabalık vardı, sırf göğüs, sansın bir hatun (anladınız) bana dönüp göğüslerini dayayarak, “ah, daha önce resim yapmıştınız değil mi?” diye sordu, “hayır, bu ilk resmim.” göğüslerini sallayıp bana sapladı ve “ah, CİDDİ olamazsınız!” ağzımdan tek çıkan, “hımmmmmmm,” oldu.”
Arkadaşlar merhaba.. Bir öneride bulunmak istiyorum size. Sitedeki herkesin katılımıyla (tabi belli kurallar dahilinde) küçük bir öykü yazmaya ne dersiniz? Şöyle olacak, mesela ben bir öykü başlatacağım 4-5 cümleden oluşan. Ardından bu iletinin altında yorum yapan ilk kişi benim yazdıklarımı kendi hayal dünyasına göre devam ettirecek. Sonraki