Stefan Zweig`ın biyografik romanlarının ilk tadımını gerçekleştirdim. İki yüz elli sayfalık romanı elimden bırakamadım. Bittiğindeyse; yaktım sigaramı uzun uzun düşündüm. Serveto`yu, Castellio`yu düşündüm durdum. Özgürlük için, fikir için, inanç için hayatlarını feda edişlerini en sonunda da yine diktanın kazandığını üzülerek tattım.
16.Yüzyıl Cenevresi reform hareketlerine giriştiğinde bir genç ortaya çıkar. İdealist, dediğim dedik, her gerçek kendi fikirleri, doğrularıdır. Adı Calvin... Protestan Klisesi`ni öyle bir ele geçirir, sürüleri peşinden sürükler ki; meclisi dahi etkiler kendisine karşı insanları diri diri yaktırır.
Hele zweig; kitabın içerisine ''Serveto'' bölümünü koymuştur ki beni derinden etkilemiş, bir süre okumayı bırakmama neden olmuştur. Ah be koca yürek! Ah be Serveto!
Castellio ve Serveto isimli özgürlükçü reformcuların, diktatör Calvin ile mücadelerini anlatıyor, günümüzde de hala devam etmiyor mu bu Calvincilik diye sorgulatıyor size usta...
Toplumun her kesimine, özellikle de bomboş, elinden telefonunu bırakamayıp beğeni uğruna köpekleşen gençliğe zorunlu olarak okutulması gerekiyor bu kitap!
İlk 10 listeme kesinlikle alıyorum.
Sıra Marie-Antoinette`de!
Huzurla uyu usta...