74 seçicinin önerdiği 405 kitap arasından seçilen 40 kitap.
“40 Kitap” listesi öğretmenlerin, öğrencilerin, her kuşaktan ve meraktan okurun ilgi alanına girdikçe amacına daha çok yaklaşacak. Dileyen bu listeyi başucuna koyabilir, derslikteki panoya asabilir, okul yönetimine önerebilir ya da arkadaşına gönderebilir, gazetesinde yayımlayabilir ve
74 seçicinin önerdiği 405 kitap arasından seçilen 40 kitap.
“40 Kitap” listesi öğretmenlerin, öğrencilerin, her kuşaktan ve meraktan okurun ilgi alanına girdikçe amacına daha çok yaklaşacak. Dileyen bu listeyi başucuna koyabilir, derslikteki panoya asabilir, okul yönetimine önerebilir ya da arkadaşına gönderebilir, gazetesinde yayımlayabilir ve
Evliya Çelebi, Bursa çeşmelerinden uzun uzadıya bahsettikten sonra sözü "Velhasıl Bursa sudan ibarettir." diyerek bitirir. Canım Evliya! Sade bu iki cümlen için benim hafızamda adın Bursa ile birleşiyor.
Üçlemenin ilk kitabı...
Kanuni'nin padişah oluşundan Belgrad ve Rodos'un fetihleri ve Mohaç Savaşına kadar geçen süreci kapsıyor kitap. Üç farklı kişinin ağzından gidiyor. Birincisi Sultan'ın kendisi. İkincisi Pargalı İbrahim Paşa, üçüncüsü ise son kitapta başrolde olan ve benim de çok sevdiğim Osmanlı'nın Türkmen Teşkilat Reisi olan Vehimi Orhun Çelebi...
Kitabın edebi dili gayet iyi. Akıcı, merak uyandırıcı..
Karakterler oldukça canlı. Kimler yok ki? Kanuni, Pargalı, Hürrem, Piri Mehmed Paşa, Fransua, Janoş, Bali Bey, Ayas Paşa, Behram Paşa, Şeyhülislam Yahya Efendi, Hayırhay, Arnavut Ahmet Paşa, Şehsuvaroğlu, Ferhat Paşa ve hayali bir karakter olan Vehimi...
Kitap aslında bir tezi de koyuyor ortaya. Yeniçeriler ve devşirme vezirlerle ilgili bu tez. Yazar Türkçü/Türkmenci bir görüş içinde. Pek çok durumda buna katılmamak elde değil. Özellikle babası İtalyan annesi Rum olan devşirme Pargalı İbrahim'le ilgili menfi şeyler anlatıyor. Kendi ikbali için Osmanlı'dan yana asla samimi değil görüşünü veriyor.
Beşir Ayvazoğlu'nun Ateş Denizi romanı tam bir uzmanlık romanı aslında. Hem yazan için hem de okur için. Şöyle ki, kitap 1930'lardaki üniversite reformu(!) sonrası tasfiye edilen hayali bir kişi olan Galip Tahiroğlu adlı İstanbullu bir akademisyenin üzerinde kurgulanmış. Reformla birlikte Türk musikisi yasağı da getirilince bir süre önce vefat eden Tanburi Cemil Bey'in hayatını araştıran Galip Bey'in bu uğraşı işleniyor. Kitap dönemin inkılapçı zihniyetine ve bazı saçma uygulamalarına da yer veriyor. Öztürkçeçilik, soyadı alımındaki ilginçlikler, eski harflerin yasaklanması, diğer yasaklar, gazeteler vs.
Kitapta hayali birkaç kişinin dışında çoğu gerçek isimler. Atsız, Necip Fazıl, Peyami Safa, Mükrimin Halil Yınanç, Tanburi Cemil Bey, Halet Çelebi, Reşit Galip, Nazım Hikmet, Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Abdülhak Hamit, Şeyh Galip, I. Abdülhamid gibi pek çok ismi de romana dahil etmiş. Sıkı bir edebiyatçı, musikiperver ve dönem meraklısıysanız mükemmel bir eser. Ancak sıradan okurlar için biraz sıkıcı olabilir.
Ateş DeniziBeşir Ayvazoğlu · Kapı Yayınları · 2013167 okunma
Cetlerimizden iki kişi vatan haritasını benimsemişlerdir. Bunlardan birincisi Mimar Sinan'dır... İkincisi başlı başına bir vatan aynası olan Evliya Çelebi'dir.
Menâkıp kitapları Şems'in ölümünden sonra Mevlânâ'nın üzerinde hemen hemen aynı tesiri gösteren Çelebi Salâhaddin'in bir cümlesini naklederler. "Ben Mevlânâ hazretlerinin aynasıyım. O benim şahsımda kendi büyüklüğünü seyrediyor". Belki de Şems-Mevlânâ münasebetlerinin en iyi izahını bu cümle verir.....Onun dünyası hareket hâlinde bir dünyadır. Burada her şey yaratıcı aydınlığın ve aşkın kendisi olan Allah'ın etrafında döner, ona doğru yükselir, onda kaybolur, ondan doğar ve ayrılır, tekrar onunla ve birbirleriyle birleşir. Her şey burada birbirini özler, birbirinin aynıdır, birbirine cevap verir. Bu mahşerde ne öldüren, ne öldürülen, ne seven, ne sevilen birbirinden fark edilir.
Eski Kitaplar müzayedesinden alinan "yek cinayet şast u şeş sual" (Altmişalti soruda cinayet) adli kitabi sadelestirilerek anlatilmis kitabin basinda ve sonunda yazilana göre...
Osmanli imparatorlugunda patrona Halil isyanlarinin basladigi ve gerceklestigi donemlerde, nadide lale sogani, Kara Sahin in gerdek gecesinde gerceklesen cinayetin delili olur. Hafiz Celebi tarafindan yetistirilen ve ismine Katre-i Matem adi verilen bu lale. Mezat öncesi calinir. Ortada bir cinayet ve kaybolan nadide bir lale vardir. Kara Sahin calinan laleyi aramaya koyulur eger laleyi calani bulursa karisi Naksigül'ün katilinide bulacagini dusunmektedir. Ote yandan Osmanli hanedanin varligindan haberdar oldugu ama nerde ve kim oldugunu bilmedikleri bir şehzade vardir. Sehzade Ahmet... bir yandan isyan gittikce kuvvetlenirken diger yandan bu sorularin cevaplarinin ve kayiplarin arandigi bir kitap... sadelestirmede yapilmis olsa hala yabanci kaldigimiz kelimeler var ve bazen kisilerde ayirt etmek zorlassada heyecanli ve keyifli bir kitapti benim icin... iskender pala severlere ve osmanli polisiyesini merak edenlere tavsiye ederim
AHMET SEZGİN’LE AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK…
M. NİHAT MALKOÇ
Kıymetli kalem erbabı Ahmet Sezgin’le internet marifetiyle tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Zira “Aşk Medeniyetine Yolculuk” isimli nefis kitabından başka nasıl haberdar olabilirdim ki? Ses bayrağımız olan Türkçemizin şahikalarını görmekten mahrum kalırdım. Sağ olsunlar “fikir ve
Serinin ilk kitabı; Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, 1.Murad (Hüdavendigar), Yıldırım Bayezid, ve 1.Mehmed (Çelebi) dönemini anlatmaktadır. Beylikten devlete ve ard arda gelen fetihlerle Cihan devleti yolunda atılan adımları roman tarzı anlatımla bizlere sunuyor yazar.
AHMET SEZGİN’LE AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK…
M. NİHAT MALKOÇ
Kıymetli kalem erbabı Ahmet Sezgin’le internet marifetiyle tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Zira “Aşk Medeniyetine Yolculuk” isimli nefis kitabından başka nasıl haberdar olabilirdim ki? Ses bayrağımız olan Türkçemizin şahikalarını görmekten mahrum kalırdım. Sağ olsunlar “fikir ve hissiyat