Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Atatürk'ün bilime ve akılcı bilgiye çok büyük önem atfettiği doğrudur ama aynı zamanda sezgisel anlayışa ve duyguların gücüne de değer veriyordu. Duygusal zeka, etkili bir halk önderi olmak açısından temel önem taşıyordu ve Atatürk insan ruhunu araştırmak ve kavramak için zaman ve çaba harcamıştı. Bu itibarla, iyi bir dinleyici ve gözlemciydi. Atatürk, insanları harekete geçirmekte ve tarihi biçimlendirmekte duygunun akıldan bile önemli olabileceği düşüncesini zihninde evirip çeviriyordu. His, dimağ ve vicdan, beraberce, Atatürk'ün kişiliğini ve hedef odaklı yaşamını biçimlendirmeye yardım etti ve İstiklal Harbi'nden sonra Atatürk, Türk Devrimi'ni bu üç eksen doğrultusunda gerçekleştirdi.
Sayfa 17
Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde, "Bu öyle olmayabilirdi!" düşüncesi ..
Reklam
Ama kendi çektiği acıların insanı başkalarının acısına karşı körleştirdiği de akıldan çıkartılmamalı.
Sayfa 37 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Biz iyi niyetten, biz akıldan, biz kültürden yoksunuz.
Sayfa 34 - Yapı Kredi Yayınları
"Ağustosböceği yaza doğru yumurtadan bir kurt olarak çıkar, sonra kanatlı bir böcek olur. Gebe kalan dişi böcek, tohumla dolu yumurtalıklarını ısıtmak zorundadır. Güneşli bir dala kancalı ayaklarını takarak sımsıkı yapışır. Ağustosböceği kuş gibi ötmez. Sırtında bir sürü halkalar vardır; onları -akıldan öte bir zevk ve vahşi bir inatla- sürter durur. Vırık vırık edişi, hayatın nabız atışıdır. Bu sürtüş neticesinde olağanüstü bir sıcaklık olur; ve annenin hemen hemen yanması pahasına yumurtalıktaki tohumlar olgunlaşır. Derken günler kısalır, havalar soğur, işte o zaman karnı çatlamış, ipince zar kabuğu halinde kalmış bir böcek kabuğu görürsünüz; ağaca takılakalmıştır. Kış rüzgârları, o ince kabuğu, yüreklerin acıyla cızz etmesi gibi, yoksul ve acıklı öttürür. Kış gelince, güneşli dünyadan göçüp gitmiş olan ağustosböceği ortada yoktur ki nâmerde muhtaç olarak karıncaya avuç açıp dilensin. Ağustosböceği (güya havaî adamın hayatı) nisbî bir ahlâk kaidesi değildir. Korkunç, insafsız, acı bir yaratma olayını temsil eder. Zavallı ağustosböceği 'yaratmak' için kendisini feda eder." Yaratmanın acısını çekmemiş olanlar ağustosböceğinin trajedisini anlayamazlar. Bu nedenle onlar La Fontaine’in masallarıyla kendilerini avutup dururlar. Şahsen, şarkı söylediği için ölenlere değil, bir şarkı bile söyleyemeden ölenlere acırım; dahası, karıncanın temkinliliği yerine ağustosböceğinin ser-seriliğini yeğlerim. Karınca yaşamak için bir çöp parçasını bile esirgerken; ağustosböceği hayatını feda eder yaratmak için. O halde ne çekiniyorsun dostum, hadi bir şarkı da sen söyle!
Gençlik damarı, akıldan ziyade hissiyatı dinler... His ve heves ise kördür, akibeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder.
Reklam
İbadetin dünya saadetine vesile olduğunu izah eden cihetler: Birisi: İnsan, bütün hayvanlardan mümtaz ve müstesna olarak, acib ve latîf bir mizac ile yaratılmıştır. O mizac yüzünden, insanda çeşit çeşit meyiller, arzular meydana gelmiştir. Meselâ: İnsan en müntehab(secilmis) şeyleri ister, en güzel şeylere meyleder, zînetli şeyleri
398 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kitabın kapağını kapatırken " Az önce ben ne okudum ? " diye korkunç bir şaşkınlıkla sordum kendime. Bu nasıl bir kurguydu - ki gerçek hayatta çok daha fazlası yaşanıyordu ! - Betimlemeler, konunun işleniş tarzı , olay sıralaması, art arda gelen cinayetler ve hiç tahmin etmeyeceğiniz bir katil... Yine yazmış yazacağını Ahmet Ümit. Okurken kırlangıçların sesini duyarsınız belki , ölen arkadaşlarına ağlayıp acıyı gökyüzüne duyuran. Peki ya insan nasıl duyurur acısını? Kendisine yapılan kötülüğü başkasına yaparak mı ? Böyle yok edilmez daha da artar. Benlikte var olan o kötülük hiç durmaz ta ki iyiler gelip son sahneyi oynayıncaya kadar. İşte o sahnenin canlandırması da uzun süre kaybolmaz akıldan. Kim bilir yıllar sonra kitabın ismi dahi geçtiğinde o sahne düşer aklımıza... Teşekkürler Sayın Ahmet Ümit. Kitabı ithaf ettiğiniz kişinin kitapta karakter olarak geçmesi de güzel bir hatıra, önemli bir değer diye düşünüyorum. Okuyun arkadaşlar tavsiye ediyorum ama sonunu gece okumayın çok etkileyici.
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201831,5bin okunma
"Bilmiyorum. Belki de şu sıralar dünyadaki çılgınlık akıldan daha güçlü olduğu içindir. Belki de bir kahraman olmadığım ve kaçmaya cesaret edemediğim içindir... Bu açıklanabilecek bir şey değil. Bu bir nevi mecburiyet. Ve ben yirmi milyon insanı boğan o zinciri kıramıyorum, kıramam."
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.