Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaşam gölgesi olmayan bir hayalet gibi hızla geçip gitmişti yanından..
Bir insanı bizim toplumumuzda yanı başımızda doğup büyümüş masum bir çocuğu,nasıl bir etki acımasız bir katile dönüştürebilir?
Reklam
Ruhu işkence cektirilen kurbanların o andaki görüntüsünü hayal edince daralmış kendini kapkaranlık ve daracık bir kuyunun içine hapsedilmiş gibi hissetmişti.
Eğer hissetmezse acı olmaz. Hissizlesirse acı ortadan kaybolurdu.
Evlilik değişikliklere rağmen insanın çaba göstermek zorunda olduğu bir şeydi.
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Reklam
Mavi ışığın aydınlattığı bir tablo vardı karşısında. Dev gibi , sakallı Yehova çığlıklar atan bir dolu günahkârı ateşler içine fırlatıyordu. Onların altındaysa,alev rengi tahtında kurulmuş, bir elinde üç dişli çatal mızrağıyla Kara Adam oturmaktaydı. Vücudu insan vücuduydu,ama kuyruğu vardı ve başı çakal başıydı.
Hangi hissin parmağı dokundu ki, derine, Düştü bir gizli alev salkımı içerine? Hangi kâbus bastı ki, seni uykularında, Birdenbire cehennem kaynadı sularında? Örtüldü baştan başa tenin beyaz bir terle, Duman duman yayılan incecik köpüklerle. Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, Hangi ölüm şarkısı, bu dilinden düşmeyen? Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer, Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler? Bir şey dinleme artık, artık birşey dinleme! Çağır, bütün günahkâr ruhları cehenneme! Karşına, sahil, kaya, insan kim çıkarsa vur! Vur başına, âlemde, kör, sağır, ne varsa vur! Sal her taraftan, dağdan, gökten, pencereden sal! Nihayet kala kala dünyada tek kişi kal!
Sayfa 182Kitabı okudu
Azgın Deniz
Hangi hissin parmağı dokundu ki, derine, Düştü bir gizli alev salkımı içerine? Hangi kâbus bastı ki, seni uykularında, Birdenbire cehennem kaynadı sularında? Örtüldü baştan başa tenin beyaz bir terle, Duman duman yayılan incecik köpüklerle. Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, Hangi ölüm şarkısı, bu dilinden düşmeyen? Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer, Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler? Bir şey dinleme artık, artık birşey dinleme! Çağır, bütün günahkâr ruhları cehenneme! Karşına, sahil, kaya, insan kim çıkarsa vur! Vur başına, âlemde, kör, sağır, ne varsa vur! Sal her taraftan, dağdan, gökten, pencereden sal! Nihayet kala kala dünyada tek kişi kal!
Dante, Zambaklar
_Ölmedim ama diri de değilim. _Bu rezil durumdakiler yani Araf'ta bulunanlar. Yaşarken kötülük yapmadıkları için Cehennem’e atılmazlar ama iyilik de yapmadıkları için Cennet'e de alınmazlar. _Cehennem ümidin olmadığı yerdir. Hiçbir ümidin kalmaması, hayatta cehennemi yaşamaya denktir. Cehennemde belki acı çekilir ama ölünmez. _Tanrıyı
Reklam
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Hangi hissin parmağı dokundu ki, derine, Düştü bir gizli alev salkımı içerine? Hangi kabus bastı ki, seni uykularında, Birdenbire cehennem kaynadı sularında? Örtüldü baştan başa tenin beyaz bir terle, Duman duman yayılan incecik köpüklerle. Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, Hangi ölüm şarkısı, bu dilinden düşmeyen? Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer, Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler? Bir şey dinleme artık, artık bir şey dinleme! Çağır, bütün günahkar ruhları cehenneme! Karşına, sahil, kaya, insan kim çıkarsa vur! Vur başına, alemde, kör, sağır, ne varsa vur! Sal her taraftan, dağdan, gökten, pencereden sal! Nihayet kala kala dünyada tek kişi kal!
Sayfa 182 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Azgın Deniz
“Hangi hissin parmağı dokundu ki, derine, Düştü bir gizli alev salkımı içerine? Hangi kabus bastı ki, seni uykularında, Birdenbire cehennem kaynadı sularında? Örtüldü baştan başa tenin beyaz bir terle, Duman duman yayılan incecik köpüklerle.Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, Hangi ölüm şarkısı, bu dilinden düşmeyen? Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer, Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler? Bir şey dinleme artık, artık bir şey dinleme! Çağır, bütün günahkar ruhları cehenneme! Karşına, sahil, kaya, insan kim çıkarsa vur! Vur başına, alemde, kör, sağır, ne varsa vur! Sal her taraftan, dağdan, gökten, pencereden sal! Nihayet kala kala dünyada tek kişi kal!”
Sayfa 182
BEYTULLAH'TA BEN Bir sancak altında kaç milyon insan, Ne tenleri benzer, ne dilde lisan... Olmuşlar... Tek yürek, tek beden de can; İnsanlığı gördüm... Beytullah'ta ben... Yedi bağın gülü, aynı destede, Yetmiş iki millet, aynı listede, Kaç milyon ''Âmin'' der, aynı bestede; Tevhîd'le haşroldum...
Şark Türkleri, insanlar için "kara" kelimesini kabul etmekle beraber, ilahlar için "yağız" kelimesini kullanırlardı. Binaenaleyh Orhon Kitabesi, cemal yahut mükafat ilahına "Gök Tanrı", celal yahut mücazat ilahına "Yağız Yer" tabirlerini kullanmaktadır. Altay Türkleri Gök Tanrı'ya "Bay Ülgen"
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.