Kadercilik ve uyuşukluk, çevreyle baş edememenin doğal sonuçlarıdır. Deneysel olarak aşırı yüklemeye maruz bırakılan bir kobay da sonunda sessizce bir köşeye çekilir ve ayaklarını ağzına götürerek amaçsızca çiğner.
O zaman kaybolduğu amaçsızca başı boş sürüklendiği duygusuna kapılıyordu. Batan bir gemiden kurtulmuş, en küçük bir kara parçası göremeyen dört yanı suyla, uçsuz bucaksız denizle çevrili bir kazazede gibi.
Bireysellik algıları yok. Herkesin motivasyonu bir başkası gibi olmak. Birey yok, biri gibi olmak var. Bireyselliğin keşfiyle ancak gelişebilecek kolektif bir bilinçle üretken arılar gibi yaşayabilecek potansiyelleri varken, tüketime adanmış bir sistem içinde önüne gelen her şeyi tüketen ve amaçsızca üreyen yağmacı çekirgeler gibi yaşıyorlar.
Eğer yapabiliyorsan insanı düzelt, bunu yapamıyorsan sorunun kendisini düzelt, eğer bunu da yapamıyorsan birini suçlamanın ne yararı var? Hiçbir şey amaçsızca yapılmamalı.
Amaçsızca çiçeklere bakarken insanların da gerçekten iyi tarafları olduğunu düşündüm. Çiçeklerin güzelliğini keşfeden de, çiçekleri seven de insanlarda sonuçta.
Eğer yapabiliyorsan insanı düzelt, bunu yapamıyorsan sorunun kendisini düzelt, eğer bunu da yapamıyorsan birini suçlamanın ne yararı var? Hiçbir şey amaçsızca yapılmamalı.
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
ben senden ölüyordum
ama sen hayatımdın benim
sen benimle gidiyordun
sen içimde terennüm ediyordun
ben caddelerde amaçsızca dolanırken
sen benimle gidiyordun
sen içimde terennüm ediyordun
sen nar ağaçları arasından sevdalı serçeleri
sabahın penceresine davet ediyordun gecenin tekrarlandığı zamanlarda
gecenin nihayete ermediği zamanlarda
Cehâlet kelimesinin kökü olan ' c - v - l ' dönmek , dolaşmak , amaçsızca ve nereye gittiğini bilmeksizin daireler çizerek en dişeyle gezinmek ; ilim kelimesinin kökü olan ' i - l - m ' ise nişan , yol işâreti , alâmet gibi anlamlara sahiptir . Her iki kelimenin anlamı , köklerini çöl ile bedevî arasındaki günlük ilişkilerde bulur . Bu nedenle , ilim esas itibarıyla çölde yol almak , dola yısıyla hayatta kalmak için takip edilmesi gereken yol işâret lerine , bir bütün olarak bir hat / çizgi oluşturan alâmetlere göre yol almak demek iken cehâlet , habersiz kalındığında ölümle sonuçlanabilecek , bir hat oluşturan yol işâretlerinin rehber liğinin kaybedilmesi demektir ki , yol işâretlerini kaybetmek , çölde başıboş dönüp durmak , kısır bir döngünün içinde yu varlanıp yok olmak anlamına gelir .
Amaçsızca çiçeklere bakarken insanların da gerçekten iyi tarafları olduğunu düşündüm. Çiçeklerin güzelliğini keşfeden de, çiçekleri seven de insanlardı sonuçta.
Tabii ki güler eğlenirim ama insan sorgulamaya başlayınca, hakikate dair bir şeylerin peşine düşünce, çok da amaçsızca gülünesi bir alemde yaşamadığını fark ediyor