Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
264 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Konu efsane ama bir şey eksik... Her şey çok çabuk oldu, Devrim sanki yıllardır anaerkil bir toplumda yaşıyormuş gibi tepkiler verdi. Evet içinden şaşırdı ama insanlara karşı adaptasyonu çok hızlıydı. Ve öncesinde Devrim'in karakteri çok maskülen yazılmamıştı eğer öyle olsaydı değişim daha çok göze batardı. Dediğim gibi çok güzeldi, komikti ama hızlıydı.
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024156 okunma
Bu kadar göklere çıkarılan maternalizm, şu ana dek ne anaerkil bir düzene geçilmesini sağladı ne de cinsiyet eşitliğini getirdi.
Reklam
Ön­ce ikinci sınıf evlat, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar. O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir, ama durum babanın erkeklik rolüne gölge dü­şürmeyecek biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucundan ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden de­ ğerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel ola­rak babaerkil, ama gerçekte üstü kapalı bir anaerkil yapıya sa­hip olduğu bile söylenebilir.
264 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Bir Feminist Komedi!
Gözlerinizi açtığınız dünya Anaerkil bir düzenle yönetilmeye başlamışsa? Kitabın konusu zaten birçok yerde yazdığı için direkt incelemeye geçmek istiyorum. Kitabımız feminist mücadeleyi bir romantik komedi ile harmanlayıp bize sunuyor. Absürt komedi ve fantastiğin birleştiği kitabımızı okurken eğlenmemek mümkün değil. Özellikle Devrim'in
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024156 okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
Batılı anlamda ataerkil topluma ilk anaerkil komedi kitabı. Benim için aşşırı keyifli bir kitaptı. Anaerkil toplumda yaşamaya biraz özenmiş olabilirim sadece devrimin anaerkil toplumda yaşadığı olayların duygularının daha açık yazılmasını isterdim. Çünkü bir kadın okur olarak duygular yazılmasa bile ne hissettiğini çok net anladım. Erkek okurlarında çok net anlayabilmesini isterdim..
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024156 okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Cinsiyet rollerinin değiştiği bir dünya düşünün .Kulağa ilginç gelicektir .Çünkü rollere alıştık .Bu demek değildir ki her alışkanlık iyidir ve hep doğrudur .Erkeklerin baskılandığı ve kadınların daha etkili olduğu bir paralel evren . Basitçe ataerkil toplumdan anaerkil topluma geçiş aslında . Olaylar Devrim karakterinin ard arda yaptığı küçük görülebilecek hatalarla başlıyor .Yaptığı hatalar hiç tahmin bile edemediği şeylere vesile oluyor. Başına gelen olaylar aslında ataerkil bir toplumda çoğu kızın ve kadının başına gelen şeyler aslında .En sinir bozucu örneği kız başına o saatte ne işi vardı ? Kızın okumasına gerek yok .Evinin hanımı olsun . Bu tip cümlelerin erkeklere söylendiğini düşünün . Devrim karakteri de bunalıyor normal olarak .Çünkü hiç öyle şeylere maruz kalmamıştı . Bazı şeylerin anlaşılması için bireyin başına gelmesi gerekiyor galiba .Devrimde öyle oldu en azından. Kabul ediyorum ki erkek beyni ve kadın beyni farklı çalışıyor.Ama konu burda beynin çalışma şekli değil. Konu erkeklere verilen desteğin kadınlara verilmemesi . Kitapta bir sürü sosyal konuyu ele almış . Benim için okuması zevkli olan bir kitaptı .Umarım dünyamız daha güvenli ve huzur dolu olur hepimiz için. İyi okumalar dilerim .
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024156 okunma
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
Bir dünya düşünün; bütün cinsiyet rollerinin tersine döndüğü... Çalışma hayatında çoğunlukla kadınların bulunduğu, ev işlerini yapanların çoğunlukla erkekler olduğu... Bu dünya başlarda eğlenceli gibi gözükse de aslında hem erkeklerin hem kadınların toplum içinde maruz kaldığı tüm psikolojik ve fiziksel şiddeti okuduğumu fark ettim. Bir yanda toplu taşıma şoförleri, şirket yöneticileri, hatta evlenmek için "Evin, araban var mı? Oğlumu rahat yașatabilecek misin?" sorularının sorulduğu kadınlar; diğer yanda dışarı çıkış saatlerine sınırlama getirilen, "Çalışıp ne yapacaksın evinin beyi ol." denilen, baskılara boyun eğmek zorunda bırakılan erkekler... Bunlar hepimize tanıdık gelen durumlar aslında. Ama bu kitabı özellikle kadın/erkek fark etmeksizin karşı cinsin işini hep kolay gören kişilerin okumasını tavsiye ederim. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Ataerkil bir toplumda kadın olmak ne kadar zorsa, anaerkil bir toplumda da erkek olmak eşit derecede zor olurdu. Belki içinde bulunduğumuz toplumu bir anda değiştiremeyiz ama bütün zorlukların bize yüklediğini sandığımız dünyadan çıkıp kadın/erkek tüm insanların sosyal alanda ve iş yaşamında zorlandığı noktalar olduğunu kabul etmeli ve birbirimize karşı daha anlayışlı ve yardımcı olabiliriz. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır. :)
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024156 okunma
Yeseviyye(*) - XII. yy.da bir Anaerkil Toplum ve Tapınma
Ahmet Yesevi'nin ''zikir'' meclislerinde, erkeklerle birlikte örtüsüz kadınların bulunmaları, Mâveraün-Nehr ve Horasan sufileri ve ilahiyatçılarının şiddetli tenkidlerine yol açmıştı. Bu menkabeyi anlatan müteassıb sünni nakşbendi dervişi, her ne kadar onu tamamıyla bir iftara olarak telakki ediyorsa da, bu menkabenin şekli dahi bize, aksine, onun tarihi bir vakıayı gösterdiğini anlatıyor. Gerçekten hiç şüphe yok ki, eski Türk ailesinin mâderşahî vasfı dolayısıyla, kadına hala büyük bir önem veriliyor ve kadınlar İslami hükümlere rağmen, halk toplantılarında bulunabiliyorlardı. Bu âdet, göçebe hayatını muhafaza eden Türkler'de günümüze kadar da devam etmiştir ve örtünme adeti, başlangıçtan beri, tabii ki ancak İslam hakimiyetinin kendisini diğer yerlerden daha fazla hissettirdiği şehir ve kasabalarda yerleşmiştir. ''erkek kadın bir ehl-i hak meclisinde birleşerek beraber zikr ve ibadet ederlerse kalplerinde kin ve düşmanlık kalmaz.''
Ahmed Yesevi
Ahmed Yesevi
(*) Profesör
Fuad Köprülü
Fuad Köprülü
'nün ''İslam Sufi Tarikatlerine Türk-Moğol Şamanlığının Tesiri'' adlı Fransızca olarak yayınlanmış araştırmasından alıntı.
264 syf.
9/10 puan verdi
Dünya tersine dönerse:Ataerkil değil anaerkil toplum
Farkındalıkları eğlenceli, basit bir dille bize aktarmış yazar. Sanırım aşık oldum. Kitap yaş sınırlarını genelde sonda söylerim ama bunu başta söyleyeceğim, aklı yeten çocuklara okutulmalı. Zaten yazarımız da çocuk doktoru olduğunun farkında bir olgunlukta. Sadece 2 öpüşme sahnesi dışında hiçbir şey yok aksine toplum yargılarına bağlı olmayacak
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024156 okunma
264 syf.
6/10 puan verdi
Kitabın verdiği mesajları, alt metinleri beğendim yer yer güldürdü yer yer düşündürdü o açıdan güzeldi ve kitap seri olacakmış galiba gördüğüm yorumlardan bir de kitabı okurken bilir misiniz bilmem ama 1993 yapımı Tersine Dünya diye film vardı Rasim Öztekin ve Demet Akbağ'ın da rol aldığı aklıma hep o geldi durdu sonra araştırınca aslında Orhan Kemal'in aynı adlı romanından filme uyarlanmış haliymiş bunu da öğrenmiş oldum bir de ben sadece Miray ve Devrim yer değiştirdi sanıyordum ama tamamen ataerkil bir toplumdan anaerkil bir topluma evrildi. Kitapta gün yapan amcalar vardı :)
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024156 okunma
Reklam
Fizikte ki bileşik kaplar yasası psikolojide de geçerlidir. Bir yönden yapılan baskı bir başka yönde boşalıma neden olur. Önce ikinci sınıf evlat, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar. O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir, ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucundan ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden değerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil, ama gerçekte üstü kapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir.
Sayfa 41 - MetisKitabı okudu
İnsanları en sık ve en korkunç bir şekilde kurban eden toplumlar tarımla geçinen toplumlardı. (anaerkil uygarlıklar) Çobanlar, avcılar, zanaatkârlar hiçbir zaman toprağı işleyen insanlar kadar acımasız değildiler.
Sayfa 358 - Can Yayınları
Aşk da tıpkı tannça gibidir; yani muhteşem bir yanılsamadır. Öncelikle erkeklerin icadıdır. Erkeğin açmazı da budur işte. Bir yandan kadın kendine ait olsun diye aileyi kurar, öte yandan gözü komşunun kansında kalır. nyada'daki Paris'in Helen'i kaçırmasını anımsayın, ortaçağdaki şövalye aşklannı anımsayın. Ama kadınlar için durum daha vahimdir. Çünkü anaerkil dönemde pek çok sevgilisi olan kadın, ataerkil dönemde bir erkeğin malı olarak evine hapsedilmiştir. Onun gözünün de komşunun kocasında, oğlunda kalmasından daha doğal ne olabilir? Ama bu istek yasaktır, günahtır, ayıptır, işte aşk bu ulaşılmazlıktan doğar. Aşk ulaşamayacağın birini abartarak, onun kafandaki ideal kişi olduğunu sanarak tutkuyla bağlanmaktır. Aradaki engeller ne kadar artarsa bu yanılsama o kadar tutkulu olacaktır. Nasıl Tarih öncesi atalarımız doğum olayını çözemediği için kadınlardan tanrı yaratmışsa, biz de yolumuzun kesiştiği birini yaşamımızın vazgeçilmez kişisi sanarak, neredeyse ona tapınmaya kadar varan bir bağlılık yaratmışız. Kanımca aşk, o ilkel abartma duygusunun günümüze kadar gelmiş halidir."
Sayfa 301 - Doğan Kitap.Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.