Müslümanlığın kapısını açan anahtar, şehadet kelimesi.. İlk dâvet buna: "Şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilâh yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve Resûlüdür."
Taşlar tespih olup anıyorsa Allah'ı, zaman zaman olup mabedi doğurmaz mı! Amelelerin bileğine, kalfaların zekâsına vurmaz mı her sabah semadan ışık. Sinan herkes uyurken yatağından fırlayıp koşmaz mı mabede gözyaşlarıyla. Fiziğin yükselemediği yerde dualar tutmaz mı elinden. Tutmaz mı iki ay sonra sözünü Sinân. Padişahla Rüstem Paşa değişmez
"Ene everyone mahluk u beşer hâzar sala sort similaire hayır evolution. Kulu same hayat u destiny..."
( 2053 Türkiye Türkçesi anlamaman normal )
Batı ile doğu arasında sıkışmış hiç bir zaman ne doğuya ne batıya ait olmuş arada ne idüğü belirsiz sistemimiz. Abartı olarak görmeyin açın 300 yıl öncesine ait bir eseri okuyun benim yazdığımla kıyaslayın, benim yazımdan daha çok şey anlarsınız...
Konu bu topraklarda sorunlar hep aynı olması, problemlerin değişmediği. Kadın çarşafı giyince de çarşafa müdahale ediliyor (dar, renki, gösterişli vs vs) giyinmese de. Yani bugün kadınların kılık kıyafet meselesi asla açık giyinme meselesi değil. Hastalıklı bir zihniyetin, yobaz bir cesaretle sürekli var olması, desteklenmesi ve pohpohlanması meselesi aslında. Binlerce yıl var olagelmiş bir anlayış. Uzatmak istemiyorum. İbni Haldunun "Coğrafya kaderdir." sözünü ' e ne yapayım bu da benim kaderim, elimde değilki Finlandiya da doğmak' şeklinde kendini merkeze alarak değilde toplumsal olarak yaşınılan olayrın sürekli tekrarına muhatap olduğun için başını kaldırıp o kaderi değiştirmen için sana altın bir anahtar verdiğini düşün. Kaderci yaklaşıp herşeyi salıp teslim olmak yerine olumsuzlukları ortadan kaldırmaya çabala. İşte o zaman belki iç açıcı yeni yeni
Genç Kız Kalbi eserleri yazılır. En azından bizden sonrakiler aynı şeyi düşünmesin. Bişeyler değişmiş ve değişiyor desin...
Genç Kız KalbiMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,2bin okunma
Nerde yüreği tertemiz uyanık insan?
Nerde güzel düşünceler ardında koşan?
Herkes kendi kafasının kulu kölesi:
Hani Tanrı’nın kulu, nerde o kahraman?
Kim için bu yerler gökler? Bizim için.
Biz görüş cevheriyiz akıl gözünün
Evren bir yüzük gibiyse çepeçevre
İnsan, taşında bir nakış o yüzüğün.
Yüce Varlık bize bir beden verince
Sevmesini öğretti
KİTAP TAVSİYEM
"KAPI"
_Alıntılar
_Yaradılışın kutsal ışığı aklımızı öyle bir aydınlatsın ki her şeyin özünü görelim...
_Bazı öyküler,öyküyü yaşayanlar arasında kalmak zorundadır...
_Zafer,fedakarlığa muhtaçtır...
_Sabır,elmas ile kömür arasındaki farktır...
_O,aydınlığa çıkmak isteyen adamlar için göz değil,karanlıkta ilerlemeleri için
La İlahe İllallah’ın fayda verebilmesi için söyleyen kimsenin bu kelimenin manasını bilip, bu mana gereğince amel etmesi gerekir.
Bazı insanlar birtakım naslardan delil getirerek ‘La ilahe illallah’ın sadece telaffuz edilen bir sözden ibaret olduğunu iddia ediyorlar.
Şeyh Süleyman b. Abdullah bu iddiaya şu şekilde cevap veriyor:
İtban’dan
Nasıl ki ağaç yapraksiz eksik, insan da aşksız eksiktir. İnsanlar madde alemini görmek ve tecrübe etmek için tasarlanmış bir varlıktır fakat aynı zamanda tekliğin yani mânânın kapısına da sahiptir. Kapıya sahip olmasına rağmen anahtarı kendisinde değildir. Bu anahtar "Aşk" olsa gerek. Kimi fotoğraf çekmede kimi şiirde yazmada kimi ağaçta kimi kuşta ve çoğu da bir insanda aşkın tezahürünü görür. Her insan farklı olduğu gibi her insanın aşk tezahürü de farklıdır. Dikkat edersek aşk olgusunun genelde zorluklar ve imkansızlıklar içinde olduğunu ve insanoğlunun onca çabaya rağmen her zaman eksik kaldığını görmekteyiz. Böylelikle Allah insana aciz ve yardıma muhtaç olduğunu anlatarak ilk tecrübesini ona nasib eder. Sonra ise aşık olduğumuz şey her yerde hazır ve nazır şekilde bizi izliyor gibi hissederiz. Konuşmamıza, hareketlerimize dikkat ederiz hatta oğuz Atay şöyle demiştir" kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum" Baksanıza bir cisme aşık oluyoruz ve onu her yerde zannediyoruz. Bu aslında ikinci idrakin nasip tecellisidir. Bu sıfata nail olan yalnız yaratıcı Allah vardır. Aşkın zehirli okuyla kulu yaralandikca Hakkın kapısı çalınır. Allah aşk ile kuluna kendini tanıtır. Dostluğunu öğretir. Madde aleminden geçmeyi öğretir. Sonsuz bir hazza sahip olmaya çalışır. Fakat ne yazık ki insanlarin çoğu bunu göremez samimiyetsiz binlerce ilişkiyle gönüllerini paramparça ederler..
METİN VE ANGELİ
YÜZYILLIK YALNIZLIK
Banyoda sigara içmeyi bırakmalıyım, her şeyin kokusu birbirine karışıyor. Tarçın kokulu sabun hariç o sen gibi kokmaya devam ediyor. Salona uyku üstü bir sigara yakmaya gidiyorum. Gözüme Orhan ilişiyor Pamuk gibi tutup alıyorum sehpadan, yallah rafa kaç kere okudum kim bilir?
En Son Hangi Kitabı Okudunuz?.. Garib Çoban
En güzelden daha güzeli g/örmek istersen aşk ile donatılanların peşinden git gönül.
Asla kendin hakkında çok fazla şey söyleme!..
Unutma!..
Kıskançlık zamanlarında körler görmeye, sessizler konuşmaya ve sağırlar duymaya başlar.
Anlamaya çalışmayın, analiz etmeyin, kendinizi doğayı gördüğünüz gibi
#136938897
Eylül Ayı Öykü Etkinliği 🍀
Günün ilk ışıklarına uyanan insanlara nazaran ; Ferhat, eve henüz girmek için bahçe kapısını açıyordu. Elleri cebinde, başı önde, tecrübe ettiği; ellerini kullanmadan içtiği sigarasının külü kendini çamurlu sulara bırakmak için saniyeleri kolluyordu.
Külü düşmüş, bir tükürük
"Peygamber Efendimiz bir gün kalabalık olan ashabı kirama hitap ederek, "şimdi söyleyeceğim şu sözleri benden kim öğrenip uygulamak ister?"
diye sorduğunda, sahabelerden Ebu Hüreyre hemen ayağa kalkarak "ben isterim Ya Rasulellah" diye cevap verir.
Allah'ın Rasulu, Ebu Hureyre'nin elini tutarak, ashabı kiramı
Birini çok sevdim, onu çok üzdüm,
Belki onunkine eşit değil hüznüm,
Harbi kadındır, dobradır, düzdür,
Ciğerlerimdeki katranı o süzdü.
Yalnız hissetmemi sağladı,
O yokken yalnızım, anladım,
Yalnız adımlarken dağları,
Adımlarıma pişmanlıklar bağladım.
Onu, beni sevdiğine pişman ettim,
Bu hal, beni kendime düşman etti,