Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yanlış anlamanın güzelliği…
Deli gibi mutlu olmam gereken yerde kasılarak oturunca gerçekten anladım bazı şeyleri…Ağlamak çok içimden gelen bir şey şuan ama asla… Anlarlar yoksa.Değersiz hissetmenin kelime anlamıyım.Anı yaşamak şuan hiç içimden gelmiyor.Güzellik değil insanlık gerekiyor her zaman. (Bir süre sonra) Şuan gerçekten çok mutluyum günü çok güzel kapatıyorum hatta kapatıyoruz.Yanlış anlaşılmalar hep olur.Bildiğimiz insanlar hep bildiğimiz ile kalırlar merak etmeyin,ben buna inanıyorum…O kişilere eğer ne kadar çok inanırsanız sizleri yanıltmazlar asla…Hep iyilikleri ve sevgileri ile kat kat yücelirler.Mutluluk zaten bizim içimizde,onu bulmak istemek ne kadar doğru ki?Sen sev o içini…Ansızın zamansız çat kapılar her zaman en güzeli değil midir ki.Belki bir kahkaha belki bir iki dudak arasından çıkan bir sihirli sözcük belki de bir bakış yeter gülümsemeye.Gülelim ya:)Biraz da sen hayatı gıdıkla o zaman güler illa.Kalbin temiz başın rahat olsun.Seni sevenler hep yanında,sen anlarsın zaten.Anlamam lazım diye yorma güzel canını merak etme hissedersin.Kalbin…Nefes al ve unutma:onun götürdüğü yolda bir hayalet ile karşılaşsan bile ona ruhunla sarıl ve yürümeye devam et çünkü bu yol sonsuz…Ve sonsuzluklarda hep var olmayan bir ülke vardır.Uç o ülkeye…Amaçsızdır aslında gülmek ya da sevmek.Amaç aramaktır bence onları körelten.Sevgi ile doğduk bırakın da mezarımız çiçekler ile dolsun…. (Yazım,noktalama illaki hatalıdır bir yerlerde tanıyorum kendimi ama onlar mutluluğumun ve üzüntümün birer heyecanını içeriyor.Mazur görün…)
Ölümümden biraz sonra anladım Olmayınca oyun. Gözlerim dışına kapalı, içine açık. Kalıbım belirsiz bir yerde artık. Sırtüstü yatıyorum, up - uzun. Öyle bir dünyadayım ki şimdi, Ellerim tutabildikleriyle kalmış, Büyük beynim kıvrım kıvrım, donuk. Artık ne karanlık var benim için, ne aydınlık, Ne sıcak, ne soğuk.
Reklam
İyi olduğun haberini almıştım ve anladım ki, suskunluğun bilerek isteyerek sürmekteydi.
Anladım ki insanlar; Susanı korkak, Görmezden geleni aptal, Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar… Oysaki ben: İstediğim kadar hayatımdalar. Göz yumduğum kadar dürüst Ve sustuğum kadar insanlar…
112 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Holden Kitap yeni bir edebiyat dizisi başlattı. Unutulmuş, kıymeti bilinememiş edebi eserleri #kuytu serisi adı altında biz okurlarla buluşturuyor. Şubat ayında bir roman ve bir öykü kitabı çıkmıştı. Bu ay içinde de #kuytu3 Harry Kressing’in Aşçı adlı kitabı satışa sunulmuş. Serinin ilk kitabı Herbert Clyde Lewis’in ölümünden seksen yıl sonra
Gemiden Düşen Adam
Gemiden Düşen AdamHerbert Clyde Lewis · Holden Kitap · 202467 okunma
Anladım ki acının ve hazzın birlikte varlığında insan kendisini kendisi kılabiliyordu. Anladım ki acı insanın içkin bir parçası, kötülük insanın gerçek yarısıydı.
Reklam
MUHTARA KÜFRETTİ KOMUTANIM (1/3)
Sıkıyönetim mahkemelerinde tanıklar, nedense hep adlarına “ülkücü” denilen öğrenciler arasından seçilirdi. Savcı Abdülbaki Tuğ, Yargıç da Albay Saadettin Üçüncüoğlu olunca, “milli birlik ve beraberlik ruhu”, mahkeme salonlarından koridorlara kadar taşıyordu. Öyle ya, savcı ülkücü, yargıç ülkücü, tanıklar da ülkücü… Tanık sadece gördüğü olayları anlatır. Yorum yapamaz. Hukuk Fakültelerinde bizlere böyle öğretildi. Sıkıyönetim mahkemelerinde anladım ki, bizlere öğretilenler yanlışmış! Ülkücü tanık mahkeme önüne geliyor. Yemin ettikten sonra başlıyor: -Ben bir Türk milliyetçisi olarak… Yargıç soruyor: -Bu Uğur Alacakaptan ile Uğur Mumcu, fakültede komünist olarak mı tanınırdı? -Evet efendim. Tamam. Komünistliğimiz, ülkücü tanıkların “bilirkişiliği” ile hemen oracıkta kanıtlanmış oldu. Bundan sonra, savun bakalım kendini savunabilirsen. Koskoca ülkücü gelmiş, komünist olup olmadığını saptayıvermişti. Birkaç kez, Profesör Uğur Alacakaptan ile kalkıp sorduk: -Bunlar bilirkişi midir? Cevap duruşma yargıcı Saadettin Üçüncüoğlu’ndan gelirdi. -Otur yerine. İstersen oturma. Oturmazsan, hemen arkada bekleyen nöbetçiler, ellerindeki otomatik tüfekle nazikçe oturmamızı sağlarlardı.
375 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum kitapları tekrar tekrar okur,onlarla bağ kurarım .Ama uçurtma avcısını ne kadar okursam okuyayim hep duygusallık hüzün acı ve düşüncelere dalıyorum Kitap hem felsefi hem siyasal hemde aslında bı o kadarda herşeyi içeriyor Öncelikle emire değinmek istiyorum onu hem seviyorum hemde nefret ediyorum ama sonra diyorum ki küçücük bir çocuğun
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,4bin okunma
Hiç gelmedi. Hiçbir zaman. Hiç gelmeyecek! Bir gün anladım ki; ne gidenin geldiğine şahit olan bir kimse var, ne de kalanların özlemini giderecek bir pazar.
gene dün akşam anladım ki, hayatından o kadın çıktıktan sonra her şey hakikiliğini kaybetmiş; ben onunla beraber, belki de daha evvel, ölmüşüm.
Reklam
Her iki tarafımdaki bina da yanıyordu, sokağı duman ve alevler sarmıştı. Dumanların arasından bir kadının acı acı bağırarak yardım istediğini duydum, fakat yardım etmeye gitmedim. Anladım ki böyle manzaraların ortasında insanın kalbi katılaşıyormuş.
Sayfa 40
Dünya denen büyük odada Hayatla baş başa kaldıktan sonra Anladım ki ölümsüz bir göçmenim
Şarkta Öğretmenlik Yaparken
“Bu iş çok faydalı oldu bana. Halkı, içinde yaşadığımız insanları öğrendim. Biz de Türkiye’de yaşıyoruz ama onun insanlarını bilmiyoruz. Anladım ki, Türkiye, İstanbul değil.”
Erol GünaydınKitabı okudu
"İnsanın kalbine ne hükmeder?" ve anladım ki insanın kalbine sevgi hükmeder.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.