Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Sonra hep kötü şeylere oldu ve o zaman anladım ki orada değilsin. "
İnsan bu hayata tam mı gelir? Hayır! Seni tanıyınca insanın bu hayata tam gelmediğini anladım. Sen beni tamamlayan kusursuz aşksın. Kusursuz sevda ve bu sevdanın gizemli sözlerisin. Öylesine eşsizsin ki cümleler bile sana yazıldığını anlıyor. Sana yazıldığını hissediyor. Bu yüzden her bir harf saygıyla yan yana geliyor. Saygı, kusursuz olan renklerin okuyacağı cümleleri ona armağan etmektir. Tıpkı bu metni sana armağan ettiğim gibi gerçek ve samimi olmalıdır.
Reklam
Ben o Yusuf'un günden güne artan güzelliğinden anladım ki, aşk Zeliha'yı bile ismet perdesinden çıkarır.
Anladım ki aidiyet, kan bağından önce gelen bir şeydir.
… anladım ki insan soyunun duygularını anlatan, psikolojik derinliklerine inebilen tek bir birikim vardır: O da edebiyat.
Sayfa 20 - Doğan Kitap, 160. baskıKitabı okuyor
Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından daha çok kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.
Reklam
... anladım ki bu erken boşalma bir hastalık falan değil: Doğal bir şey! Bize en yakın olan şempanzeler yedi saniyede çiftleşiyorlar. Yemin ederim! Oğlumu korumak için demiyorum. Çok hızlılar. Bu doğanın kanunu. Kesinlikle! Örneğin vahşi çağlarda kaplan gibi yırtıcı hayvanlar çoğunlukla o pozisyonda yakaladığı keçileri, koyunları parçalardı!
Kendi Gök Kubbemiz
Düşünce Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı, Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı? Insanlar anlaşıldı. Cihanın da sırrı yok, Kalsaydı terkeşimde bugün tek bir altın ok, En tatlı bir hayal için atmazdım ufkuma Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma! " Yalnız duyan yaşar " sözü, derler ki, doğrudur "Yalnız duyan çeker " derim, en doğru söz budur. Gördüm ve anladım yaşamak macerasını, Bakiyse ruh eğer dilemezdim bekasını. Hulyası kalmayınca hayatın ne zevki var? Bitsin, hayırlısıyle, bu beyhude sonbahar! Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi, Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi
Ata'dan itiraf
Eşini mutlu edebilecek herkes evlenmelidir, ço­luk-çocuk sahibi olmalıdır. Bana bakmayınız; bu konuda örnek İsmet Paşa'dır. Benim yaşantım baş­ka türlü düzenlenmiştir. Buna karşın deneyimledim. Sonradan anladım ki bu iş benim başarabileceğim iş değilmiş…
Gene dün akşam anladım ki, hayatımdan o kadın çıktıktan sonra, her şey hakikiliğini kaybetmiş; ben onunla beraber, belki de daha evvel, ölmüşüm.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
1964'te Hint edebiyatı ile 1967'de basılan Saint Simon
Hint meçhule açılan bir kapıydı, meçhule, yani insana. Dört yıl Ganj kıyılarında vecitle dolaştım, sağ dediler... Saint-Simon'la uğraştım iki yıl, çağımız onunla başlıyordu, sol dediler. Hint'i yazarken tek amacım vardı: Asya'nın büyüklüğünü haykırmak, yani bir vehmi devirmek, bir iftirayı yok etmek. Saint-Simon'u putları yıkmak için kaleme almıştım. Her iki kitap da peşin hükümlerin rahatını kaçırdı, ne solun hoşuna gittiler ne sağın. Anladım ki bu iki kelime aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir.
"...hastalar da kendilerini ruhlarına daha yakın hisseder. Çocukluğumda din tarihine geçmiş kişiler arasında kaderi bana en acıklı gelen, kırk gün boyunca onu gemiye hapseden tufan yüzünden Nuh Peygamber'di. Daha sonraları sık sık hastalanmaya başladım ve ben de uzun günler boyunca "gemi"de hapis kaldım. O zaman anladım ki, gemi kapalı, yeryüzü karanlık olduğu halde Nuh dünyayı en iyi gemiden görebilmişti."
Korkunç!
"Şu an hissettiklerimin yanında tüm kelimeler kifayetsiz kalıyor. Sanki bambaşka bir ışık keşfetmiş gibiyim. Bu kısa zaman zarfında öylesine çok şey öğrendim ki! Ferhat'la Şirin'ın hikayesini bilir misin? Seni gördüğüm an sanki daha önce bir yerlerde karşılaşmışız gibi hissetmiştim. Şimdi bunun nedenini anlıyorum. Şirin'i hayalimde senin gibi hayal etmişim meğer. Tabii şu an karşımda ete, kana bürünmüş duran varlık hayalimdekinden bile muhteşem. Sakın gülme bana, Meryem. Allah şahidim olsun şimdi zavallı Ferhat'ı daha iyi anladım. Böylesi bir güzelliği her gün görüp sonra da ondan sonsuza dek ayrılmak zorunda kalmak! Bu cehennem azabı değil de nedir? Ferhat'ın aklını kaçırmaması mümkün değildi. Kendini sevgilisinin resmini kayalara oymaktan alıkoyamamıştı. Allahım! Acısı ne kadar büyük olmalı. Kaybedilen o büyük mutluluğun bir daha asla geri gelmeyeceğini bilerek yaşamak ne kadar da korkunç!"
Mutluluk bile sensiz çekilmezmiş Ben ki yaşamı toprak bilmiştim Nice tohumlar ekmiştim bunca yıl Geç anladım Aşkın tohumu sensiz ekilmezmiş
Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.