Yani insanı hep yarım görüyoruz. Ya seviyoruz , birinci realitesi içinde; ya nefret ediyoruz ondan, ikinci realitesi içinde. Fakat nefretimiz esas. Çünkü onun birinci realitesini kendi hayalimiz sanıyoruz ve aşkta hayal kırıklığına uğrayınca, bunun, hakikate , ikinci realiteye çarpan birincinin kırıklığı olduğunu anlıyoruz.
Sayfa 370