Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kişinin maksudu ne ise, mabudu odur."
* Kendi öz kültürüne yabancılaşmış arkadaşlar için günümüz Türkçesini de verelim: Kişinin amacı ne ise, tanrısı odur. Yani? Yani insan, bazen amacını tanrılaştırmaktadır. Evet, düşünelim. Kimi zaman mesela 'statü' tanrılaştırılabiliyor. İnsan o makama, o mevkie erişmek için çıldırıyor adeta. Hayatın tek amacı o koltuğa ulaşmak oluyor.
Sayfa 100Kitabı okudu
"Dünyaya düzgün biçimlenmiş uzuvlarınının hepsi yerli yerinde gelmek, acımasız değil sevgi dolu bir anne babanın evladı olmak, coğrafi ya da toplumsal tesadüfler sayesinde savaştan ya da yoksulluktan kurtulmuş olmak tamamen şansa bağlıydı. Dolayısıyla rahat rahat erdemli olabilmek de."
Sayfa 29 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Dünyaya düzgün biçimlenmiş uzuvlarının hepsi yerli yerinde gelmek, acımasız değil sevgi dolu bir anne babanın evladı olmak, coğrafi ya da toplumsal tesadüfler sayesinde savaştan ya da yoksulluktan kurtulmuş olmak tamamen şansa bağlıydı. Dolayısıyla rahat rahat erdemli olabilmek de."
Sayfa 29 - Yapı Kredi Yayınları Eylül 2021, 12. Baskı Çeviri: Roza HakmenKitabı okudu
"Yıllar geçtikçe kendi kendimi terk ettim. Başka bir insan, anne babamın olmamı istedikleri gibi biri olabilmek için ta içimdeki o şeyi terk ettim. Kişiliğimi bıraktım, bir karakter edindim. Karakter, sen de bunu yaşayacaksın, dünyada kişilikten daha çok değer verilen bir şeydir."
Çok haklı
İyi bir anne baba olabilmek için diplomalı anne baba olmaktan daha önemli bir şey var bence; empati yapabilmek, çocuğu anlayabilmek…
Ortalama bir Türk gencinin haleti ruhiyesinden bir kesit:
Yıllar geçtikçe kendi kendimi terk ettim. Başka bir insan, anne babamın olmamı istedikleri gibi bir insan olabilmek için ta içimdeki o şeyi terk ettim. Kişiliğimi bıraktım, bir karakter edindim. Karakter, dünyada kişilikten daha çok değer verilen bir şeydir.
Reklam
|Bir anne sizi hangi duyguyla kucaklarsa siz o oluyorsunuz. Başka bir şey olabilmek çok zor.|
“Hayatımıza aldığımız her insan bize gökyüzünü gösteren o pencere olabilmeli. Çünkü bu hayat bana; birisinin durduk yere nefesini kesen derdi değil, nefessiz kaldığında hayata tutunmak için koştuğu pencere olmak gerektiğini öğretti. İnsan insana, her şeyden önce nefes veren o pencere olabilmeli. İnsan insana, dost, anne, baba, arkadaş ya da sevgili olmadan önce, nefes aldığı o pencere olabilmeli. Diğerleri zaten bir şekilde hayatın içinde edinilen kimlikler. Zor olan, gitsem de yanında biraz soluklansam denilen o kişi olabilmek.”
Dünyaya düzgün biçimlenmiş uzuvlarının hepsi yerli yerinde gelmek, acımasız değil sevgi dolu bir anne babanın evladı olmak, coğrafi ya da toplumsal tesadüfler sayesinde savaştan ya da yoksulluktan kurtulmuş olmak tamamen şansa bağlıydı. Dolayısıyla rahat rahat erdemli olabilmek de.
Dünyaya düzgün biçimlenmiş uzuvlarının hepsi yerli yerinde gelmek, acımasız değil sevgi dolu bir anne babanın evladı olmak, coğrafi ya da toplumsal tesadüfler sayesinde savaştan ya da yoksulluktan kurtulmuş olmak tamamen şansa bağlıydı. Dolayısıyla rahat rahat erdemli olabilmek de.
Sayfa 29 - YKYKitabı okudu
Reklam
Dünyaya düzgün biçimlenmiş uzuvlarının hepsi yerli yerinde gelmek, acımasız değil sevgi dolu bir anne babanın evladı olmak, coğrafi yada toplumsal tesadüfler sayesinde savaştan ya da yoksulluktan kurtulmuş olmak tamamen şansa bağlıydı. Dolayısıyla rahat rahat erdemli olabilmek de.
Zor olan, gitsem de yanında biraz soluklansam denilen o kişi olabilmek...
“Hayatımıza aldığımız her insan bize gökyüzünü gösteren o pencere olabilmeli. Çünkü bu hayat bana; birisinin durduk yere nefesini kesen derdi değil, nefessiz kaldığında hayata tutunmak için koştuğu pencere olmak gerektiğini öğretti. İnsan insana, her şeyden önce nefes veren o pencere olabilmeli. İnsan insana, dost, anne, baba, arkadaş ya da sevgili olmadan önce, nefes aldığı o pencere olabilmeli. Diğerleri zaten bir şekilde hayatın içinde edinilen kimlikler. Zor olan, gitsem de yanında biraz soluklansam denilen o kişi olabilmek.”
Dünyaya düzgün biçimlenmiş uzuvlarının hepsi yerli yerinde gelmek, acımasız değil sevgi dolu bir anne babanın evladı olmak, coğrafya ya da toplumsal tesadüfler sayesinde savaştan ya da yoksulluktan kurtulmuş olmak tamamen şansa bağlıydı. Dolayısıyla rahat rahat erdemli olabilmek de.
Annelik ezelden beri dünyanın her yerinde kadının kimliğini oluşturmuş
-Kadın olabilmek için evlenmek de yetmiyor, anne olmak gerekiyor ... Tarihte kadınlığın anne olmaktan geçmediği bir dönem var mı? - Sanırım yok. Annelik ezelden beri dünyanın her yerinde kadının kimliğini oluşturmuş, yerini, işlevini, kaderini belirlemiş ... Doğum kontrolü yapılamayan dönemlerde, kadınlar ya hamilelermiş veya bebek emziriyorlarmış. Bu yazgı aynı zamanda bir güç kaynağı da oluşturmuş. Erkekler bu güce saygı göstermiş ve bu güçten çekirımişler. Babalığın tek koşulunun kadının karnından geçtiğini, düşledikleri oğlan çocuğunu yalnızca kadınların kendilerine verebileceğini biliyorlarmış. Romalılarda evliliğin tek amacı çocuk sahibi olmak gibi görünmektedir; bazı çiftler birbirlerini sevmişlerse bu bir çeşit ikramiye, kişisel tarihte mutlu bir sürprizdir. Toplumsal açıdan, soyun devamlılığını garanti altına almak için bir kadının üç canlı çocuk doğurması gerekiyordu, çünkü bebeklerin çoğu erken yaşta ölüyordu. Bu görevini tamamladıktan sonra evde saygı gören hanımağa konumuna yükseliyor ve cinsel ilişkilerden muaf tutulmayı tercih edebiliyordu. Eşinin kurnalarının olması doğal karşılanıyordu. Kadının bu cinsel perhizi, bir tür doğum sayısını azaltma yöntemiydi aynı zamanda. Ancak her koşulda evli bir kadının kale alınabilmesi için mutlaka bu üç çocuğu doğurmuş olması gerekiyordu.
Yıllar geçtikçe kendi kendimi terk ettim. Başka bir insan, anne babamın olmamı istedikleri gibi biri olabilmek için ta içimdeki o şeyi terk ettim.
518 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.