Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Babalar Günü
Sonora Sman Dodd 1910 Anneler Günü'nde Washington Spokane'de vaaz dinlerken, İç Savaş gazisi ve kendisiyle beş erkek kardeşini, an­neleri doğum sırasında öldüğü için tek başına yetiştirmeye çalışan babasını düşünerek Babalar Günü'nün kutlanmasını önerdi.
Anneler Günü
Batı Virginialı öğretmen Anna Jarvis 9 Mayıs 1905'te annesini kaybetti. 1907 yılında annesinin ölüm yıldönümünde evine çağırdığı arkadaşlarına her yıl Anneler Günü adı altında ülke çapında kutla­ma yapılması önerisinde bulundu. Amerika'nın önde gelen kumaş tüccarlarından John Wanamaker'ın mali desteğiyle çalışmalara baş­landı. 1908 baharında Anna, annesinin yirmi yıl din dersi verdiği Grafton'daki Andrews Methodist Pazar Okulu'na önerisini kabul ettirdi. 10 Mayıs 1908'de ilk anneler günü Grafton'da 407 çocuk ve an­nelerinin katılımıyla kutlandı. Anna vaazdan sonra bütün anne ve ço­cuklara karanfil dağıttı; kendi annesi en çok bu çiçeği seviyordu.
Reklam
Sadece arzu etmek için arzu etmek, çünkü neyin güzel olduğunu, neyi sevmek gerektiğini aslında bilmemek. Renk ve biçim seçiminde, neyin gittiği konusunda babam kendini hep boyacının ya da marangozun tavsiyelerine teslim etti. Insanın tek tek seçilen nesnelerle etrafını dayayıp döşeyebileceği fikrinden bihaber olmak. Yatak odalarında tek bir süs eşyası yok, sadece çerçeveli fotoğraflar, anneler günü için yapılmış küçük örtüler ve şöminenin üzerinde, " fiskos köşesi" alırken mobilyacının hediye ettiği, seramikten büyük bir çocuk büstü.
Asıl Anneler Günü kişiye özeldir ve çocuğun doğum günüyle aynı gündedir.
Edebiyat öğretmeni annem onun hakkında yazdığım bu kitabı okuyunca ne düşünecekti. Kendisini yücelttiğim için beni suçlayacak mı? Satır aralarını okumayı bilecek bu kitabın bir ilanı aşk olduğunu, öğretmenimizin Anneler Günü için dikte ettiği övgü sözleri hariç, onu sevdiğimi asla söylemeyen benim hatamı telafi ettiğimi anlayabilecek mi? Bunu onu yeniden yaşatmak için yazdığımı anlayabilecek mi? Çünkü onu özlediğimi...
Reklam
Elif de benim gibi ölümü en erken, en sevdiğiyle tadan olmuştu. O büyüdükçe yüreğindeki boşluk da orantılı bir biçimde büyüyecekti. Anneler günü gelecek, annesi için üzülecek; babalar günü gelecek, babası için ağlayacaktı. Sınıfı bir gösteri düzenleyecek, herkesin anne babası gelmişken onu alkışlayarı hep yabancı eller olacak; bu sefer kızacaktı anne babasına, "Beni neden terk ettiniz, benim ne suçum vardı?" diye... Sonra dua etmeyi öğrenecek, içi bir nebze ferahlayacaktı Diğer insanlar ya da akranları mezarlıktan korkarken, mezarlıkta huzur bulacaktı o. Diğerleri gece olmasın isterken, gece olsun da rüyamda onlarla buluşayım diye umutlanacaktı o.
Sayfa 405Kitabı okudu
Dipnot!
"Hakkında Hz. Peygamber'den gelen bir rivayet bulunmayan gecelerin, Allah Rasulüne isnadı ve hurafeler içermesi söz konusu olmaksızın, yerleşmiş bir gelenek şeklinde belli bir amaca matuf olarak kutlanmasında, ibadetle geçirilmesinde bir mahzur görmüyorum. Dünyada kutlanan pekçok gün vardır. Anneler, babalar, çevre günü gibi. Dolayısıyla yerleşik hale gelmiş olan ve Hz. Peygamber'in anılmasına vesile olan mevlid gibi bazı gece kutlamaları bu çerçevede değerlendirilebilir. Ayrıca unutulmamalıdır ki, milletleri millet yapan değerlerin arasında adet ve gelenekler çok önemli yer tutar. Bunlarla oynamaya başladığınızda toplumun genleriyle oynamış olursunuz ve yerine muadili bir şeyi asla koyamazsınız. Bu ise toplumu boşluğa sürükler, çözülmeye götürür. Günümüzde durum tam olarak böyledir ve dinden uzaklaşmanın hızlandığı bir dönemde buna katkı vermek kabul edilemez. Bu nedenle bu tür gecelerdeki yanlışlıkları ıslah ederek şu formatta kutlamak uygun olabilir: 1. Mevzu hadislere asla yer vermemek, Rasulullah ile irtibatlandırmamak. 2. Geceyi belli amaç için bir araya gelinen bir formata dönüştürmek. Örneğin günahlara tövbe, Allah'a münacaat gecesi gibi. Bu durum bize bidat kavramını müsrifane kullanmamak gerektiğini de gösterir. Çünkü Hz. Peygamber'in yaptığını değiştirme veya ona birşeyi nispet etme durumu söz konusu olmaksızın müslümanların gelenek haline getirdikleri nafile türü ibadetler hayata bir güzellik katmaktadır."
Sayfa 111
Bayram günü...
İşte bu gün bir tatlı söz işitmek için hayatın bütün ağırlığını paylaşmayı göze alan çileli eşler ve anneler, ve evlerin canlı bayramları çocuklar.
Önemli ya da önemsiz, bizim için gerekli ya da gereksiz tüm yaşananları biliyoruz, ilgili ya da ilgisiz tartışmalara, anketlere ve birtakım sözüm ona araştırmalara katılıyoruz, çok kıymetli yorumlarımızı yapıyoruz, derecelendiriyoruz, notlar veriyoruz, yayınlıyoruz, beğeniyoruz ve tabii ki paylaşıyoruz. Navigasyona bakmadan işten eve gidemiyoruz. Mahalledeki pidecinin netteki yorum ve puanlarına bakmadan kaşarlı yumurtalı kıymalı pide siparişi veremiyoruz. Kalmayı duşündüğümüz otelin hijyen değerlendirme puanı beş üzerinden dört ise bitlenmiş gibi kaşınmaya başlıyoruz daha evimizde oturduğumuz koltukta. Dört duvar arasında aynı evi paylaştığımız eşimizin, çoluğumuzun çocuğumuzun doğum gününü, evlilik yıl dönümümüzü, anneler gününü, babalar gününü, bayramı seyranı sosyal medyadan kutlamaz isek bir yanımız eksik, boynumuz bükük kalıyor. Cümle hayatımız boyunca bir kere olsun tiyatro salonuna adım atmamışız ama sosyal medya hesabımızdan dünya tiyatrolar günü kutlama mesajı yayınlıyoruz. Ve hep bir kaygı ve korkuyla yaşamaya başlıyoruz: Acaba bir şeyleri kaçırıyor muyuz!?
Sayfa 45 - A. Serkan selayKitabı okudu
Reklam
*ALLAH, ANA-BABAYA BİR ÖMÜR BOYU İYİLİĞİ EMREDİYOR*
Günümüzde, bir yıl boyunca kendisini türlü meşakkatlerle yetiştirip büyüten bir anne-babası olduğunu dahi hatırlayamayanlar için böyle özel günlerin(anneler ve babalar günü) ortaya konulması, unutulup, bir köşeye atılan ana-babaların gönüllerine acaba gerekli hisleri yaşatmaya yeterli olabiliyor mu?
Sayfa 32 - TDVKitabı okuyor
Boğucu anneler ...
Janice gibi anneler, kızları küçükken kendilerini ona adar­lar, ihmalkar değillerdir; ancak bebeklerini (yaşı ne olursa ol­sun ona böyle hitap etmeyi sürdüreceklerdir) hayal kırıklık­larından ve zorluklardan korumak için tepesinde dört döne­bilirler. Çocuğun iyi not alması, bir doğum günü partisine davet edilmesi ya da herkesin peşinde olduğu bir konumu el­de etmesi için mücadele ederler. Bunların hiçbiri sevgisizlik gibi durmaz. Fakat çocuk annesinden kopmaya, keşfe çıkma­ya, kendi arzularını ifade etmeye başlar başlamaz, bunların hepsi hızla sevgisizliğe döner. lşte o zaman annenin yakınlık, sevgi ve bağlanma olarak kabul ettiği şeylerin çoğunun ince­likli bir boyunduruk biçimi olduğu ortaya çıkar.
Çünkü "neredeyse" anne diye bir şey yoktur.
Fakat yine de bazı günler diğerlerinden daha zordu. Anneler günü onlardan biriydi. ... Oturma ve yemek odasının her yerinde kırmızı güllerden buketler vardı. Kesin konuşmam gerekirse yedi buketti. "Anne.." dedim. Başını iki yana salladı. "Benden değiller." Sehpanın üzerinden duran güllere doğru ilerledim ve üzerindeki notu aldım. Gözlerimden anında yaşlar döküldü. "Çünkü 'neredeyse' anne diye bir şey yoktur. Yedi meleğinden yedi buket. Anneler günün kutlu olsun Prenses." Kartın nasıl imzalandığını okurken kalbim duracak gibi oldu. -Emerson, Jamie, Karla, Michael, Jaxon, Phillip, Steven ve Oscar. Kaybettiğim her çocuğundan Bi buket vardı. Bütün bebeklerimden. Bütün sevdiklerimden.
Sayfa 433Kitabı okudu
Aile toplantısı, tüm aile fertlerinin aile içerisinde bir işin ucundan tutmasını sağlayan istişare ortamıdır. Aile bireylerinin haftanın bir günü bir araya gelmesi ve evdeki sorumlulukları en büyükten en küçüğe bölüşmesi, annenin bütün işlere koşmasını engeller.
683 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.