Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eskiden bu hem insanlığa hem de bireylere seslenilen "memento mori", sürekli acı veren bir dikendi veadeta ortaçağ bilgisinin ve bilincinin doruk noktasıydı. Yeni çağın bu sözün karşısına çıkarttığı "memento vivere*" sözü ise açık konuşmak gerekirse, henüz oldukça boğuk çınlıyor tam gırtlaktan gelmiyor ve adeta samimi olmayan bir yanı var. Çünkü insanlık hala memeoto mori'ye sıkı sıkıya bağlı duruyor ve bunu da evrensel tarihsel gereksinimiyle ele ve riyor: bilgi, en güçlü kanat çırpışlarına karşın henüz özgürlüğe uçamadı, derin bir umutsuzluk duygusu kaldı geride ve şimdi tüm yüksek eğitimi ve kültürü iç sıkıntısıyla kararta o tarihsel renge büründü. Bir insanın yaşarnındaki saatierin tümü içinde en sonuncusunu en önemlisi kabul eden, genel olarak dünyadaki yaşamın sona ereceği kehanetinde bulu nan ve tüm yaşayanları, tragedyanın beşinci perdesinde ya şamaya mahkum eden bir din elbette en derin ve en soylu kuvvetleri heyecanlandırır, fakat her türlü yeni-yetiştirmeye, cesurca-denemeye, özgürce-arzulamaya karşıdır; bilinmeye ne doğru yapılan her uçuşa karşı çıkar, çünkü sevdiği, umut ettiği bir şey yoktur orada: oluşum halinde olanın ortaya çıkmasına ancak istemeye istemeye izin verir: onu, zama nı geldiğinde var olmaya ayartan olarak, varoluşun değe ri hakkında yalan söyleyen olarak bir kenara itmek ya da feda etmek üzere. *Memento mori (Lat.): Ölümü anımsa; Memento vivere (Lat): Yaşamayı anımsa. (ç.n.)
Sayfa 60
Kimi zaman Tanrı'yla boğuşmak gerek. Her insan, bir an geliyor, yaşamında bir tragedyanın ortaya çıktığını görüyordu; bu, bir kentin yıkılması, bir çocuğun ölümü, kanıt gösterilmeden yapılan bir suçlama, onu yaşamı boyunca sakat bırakacak bir hastalık olabiliyordu. İşte o anda, Tanrı onu Kendisiyle boy ölçüşmeye ve sorduğu soruya cevap
Reklam
Ve tragedyanın sonunda sevgi, yalnız Kleopatra için değil, Antonius için de, her şeyi, ölümü bile yenen bir güç olarak yükselir.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ölüm sorunuyla cepheden yüzleşen Tragedyanın Doğuşu'nun aksine, İnsanca'da konunun zikredildiğini görmek için bile çok iyi bakmak gerekir. Konuya temas edilen yerler de genellikle kısadır, yüzeysel ve kaçamaklı bir tavır vardır (yukarıdaki ötenazi tartışmasında olduğu gibi). Nietzsche ölümün "çok önemli bir şey olduğunu"
Sayfa 401 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Tragedya, dünyada istenmeyen misafir olduğunu bilen insanın macerasıdır.
Kişi, Sokrates'e özgü yargıların doğurduğu sonuç­lara karşı kendini yetiştiriyor: "Erdem bilgidir, bilgisizlikten ancak suçluluk doğar, erdemlilik mutluluktur." İşte tragedya­nın ölümü iyimserliğin bu üç temel ilkesindedir.
Sayfa 92 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Hayat = Istırap ve sefalet. _Göz kamaştırıcı şatolarında zenginlerin şatafatı bile, aslında hayatın özünden, mutsuzluk ve sefaletten kurtulmanın beyhude bir çabasından başka bir şey değildir. _Hayatın anlamı, aslında hiçbir anlamı olmadığı. Sanatın hayatı katlanabilir kıldığını; sanat ile kısa süreliğine dahi olsa, sonsuz bir çabalama ve arzu
ama şimdi kim kandırabilir sizi bir ölünün hayat kokan ağzını öpmek için
aşkın ve dostluğun ayrımı yoktur çocuk ikisini de doğuran şey aynıdır bir kuşa bakarken hüzünlendiren, bir güle baktıkça yürek kanatan, bir yüreği açmadan solduran, bir kadınla yatarken çocuk gibi ağlatan, uyuz bir kedi gördükçe kanı kudurtan, suyu yüz derece sıcaklıkta donduran, anneyi üreten babayı çoşturan çocuğu güldüren, seni izmirlere çılgın
Her insan bir an geliyor, yaşamında bir tragedyanın ortaya çıktığını görüyordu; bu bir kentin yıkılması, bir çocuğun ölümü, kanıt gösterilmeden yapılan bir suçlama, onu yaşamı boyunca sakat bırakacak bir hastalık olabiliyordu. İşte o anda, Tanrı onu kendisiyle boy olçüşmeye ve sorduğu soruya cevap vermeye çağırıyordu: Bu kadar kısa ve acılarla dolu bir yaşama neden böylesine asılıp duruyorsun? Verdiğin bu savaşımın anlamı ne?
Sayfa 201Kitabı okudu
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.