Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Katolik ligi" de nereden çıkmıştır? Varlığım sonuç: Bu ligin, dünya Roma egemenliğinin yeni baştan canlandırılması görünüşü altında, sağlam, şu an Avrupa'nın her yerinde varlığını sürdüren örgütlü bir Katolik komplosu olduğu, bu komplonun Avrupa'da şimdi cereyan eden olayları derinden etkileyeceği, bugün oynanan oyunların kaynağının ne orada, ne burada, ne de sadece İngiltere'de, hiç kuşkuya yer olmayacak biçimde dünya Katolik komplosunda olduğudur!
Sayfa 938 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Reklam
Makalenin yazarları dışında hiç kimse Özgür Masonları Yahudilerle beraber dünyayı ele geçirme komplosu mitine bağlamaktadır. Yazarların da makalede kabul ettikleri gibi "Illuminati" bir Yahudi olan Adam Weishaupt tarafından kıta Avrupa'sı Mason Örgütü'nün bir kolu olarak kurulmuştur. Illuminati'nin amacı dünyada din, hükümet, mülkiyet ve evlilik kurumlarının ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaç "Yahudi İhtiyar Meclisi" ve "Yahudi Komünist Partisi'nin" amacıyla örtüşmektedir. Illuminati örgütünün 1789 Fransız Devrimi'nde büyük rol oynadığı, Yahudi sermayesi sayesinde organize ve finanse edildiği de yazarların söylediği gibi doğrudur. Bu devrim sayesinde Rothschild para imparatorluğu büyük zenginlik sağlamıştır. Fransız Devrimi'nin tamamen Rothschild sermayesi ile finanse edildiği hakkında ciddi deliller vardır. Devrim sayesinde Fransa'daki Yahudiler sivil ve politik haklarına kavuşmuşlardır. Ayrıca yazarların söylediği gibi 1917 yılında Rus Kerensky Hükümeti Yahudi Protokollerinin tümüne el koymuş ve bu belgelerin bir cildi British Museum'a gönderilmiştir.
“Sultan Murad-ı Hamis”, "Sultan Murad bin Abdülmecid Han” olarak da bilinir. Abdülmecid ile Çerkes asıllı cariye Şevkefza Kadınefendi'nin oğludur. Cülus töreni Topkapı Sarayı'nda yapılmadığı gibi cülus tahtına oturmamış, kılıç alayı düzenlenmemiş, Cuma selamlığına da bir kez çıkabilmiştir. (...) 1861'de babasının ölümü ve
Sayfa 515 - 33- Sultan V. MuradKitabı okudu
NOTLAR: Padovalı Marsiglio'nun ya da Marsilius'un ( 1275-1342), Barışın Savunucusu (1324) adlı eseri "laikliğin" çok daha radikal bir ifadesiydi. Paris Üniversitesi'nin rektörü olan Marsiglio, papalığın dünya barışını yok ettiğini savunuyordu. Çözüm, toplumun bütününden türemiş olan, tüm beşeri kurumları yöneten hukuk
CEMİL MERİÇ'İ TANIMA
Cemil Meriç, diyalektiği bir metot olarak uygulayan 'serazat' bir düşünür; sonunda titreyip kendine/yuvaya dönmüş, hidayete ermiş, hak yolunu bulmuş eski bir Marksist; Batı'yı tanıdığı ölçüde, ışığın ancak Doğu'dan gelebileceğinin farkına varmış eski bir batıcı; Doğu ile Batı ve/veya 'muhteşem bir mazi' ile
Reklam
"Dört Müttefik devleti, Londra Konferansı'nın bitmesinden hemen sonra iddianamede yöneltilecek suçlamaları kendi aralarında paylaştılar. Britanyalılar taarruz savaşı yürütme suçunun savcılığını üstlenirken, Sovyetler ve Fransızlar, Avrupa çapında işlenen “savaş suçları” ile “insanlığa karşı işlenen suçların” iddianamelerinden sorumluydu. Öte yandan, müşterek biçimde programlanmış ve “Nazi komplosu” ile “yasa dışı örgütler” başlıkları altında toplanan suçlamalar ise öncelikle Amerikalı iddia makamı tarafından ele alındı."
Sayfa 27 - Runik Kitap, 1.Baskı, Çeviri: Oğuzhan AçıcıKitabı okudu
Elza Kungayeva ve Salman Raduyev'in şehit edilmeleri
En ünlü Federal dava, Rus Savunma Bakanlığının 160. Tank Alayının komutanı olan Albay Budanovun davasıydı. Budanov, Putinin Devlet Başkanı seçildiği gün olan 26 Mart 2000 tarihinde, anne ve babasıyla, eteklerinde Budanovun alayının geçici olarak konuşlanmış olduğu Tangi-Çu köyünde yaşayan, on sekiz yaşında bir Çeçen kızı olan Elza Kungayevayı
Hanedanlar Savaşı
16. yüzyılda Avrupa'da çoğalan dini bölünmeler sadece mevcut hanedan çatışma­larının tırmanmasına yaradı. Bunun sonucu, büyük Osmanlı ve Ming imparator­luklarındaki nispeten istikrar ve barışla keskin bir karşıtlık içinde, bitmek bilmeyen savaşlar ile aşırı ölçüde dini hoşgörüsüzlüğün ve cezalandırmanın bulunduğu 16. yüzyılda Avrupa'yı Avrasya'nın
Binbaşı Noel ve Güneydoğu misyonu
Avrupa'da Ermenilerle Kürtlerin aynı yörede barış içinde bir arada yaşayamayacakları inancı egemendi. Bu durumu yerinde tespit etmek amacıyla Binbaşı Noel, Süleymaniye'ye hareket edecektir. Görevi; mütareke nedeniyle ilerlemesi durdurulmuş İngiliz askeri güçlerinin giremediği fakat Londra'nın göz diktiği Musul'u, buradaki Kürtleri saflarına çekerek, içinden fethetmektir. Bu uğurda para harcama ve mahalli unsurlardan atama yapma yetkisi kendisine cömertçe verilmiştir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Ermeni soykırım iddialarına karşı Osmanlı arşiv bilgileri
Ermeni ihtilalcilerinin hedefi belliydi. En yoğun nüfusa sahip oldukları Bitlis'te bile (% 13), ahalinin % 87'sini oluşturan Müslümanları terör yoluyla taciz edip, yöreyi terk etmelerini hicret etmelerini sağlamak. Bunu da yaparken Avrupa'nın merhametine sığınacak bir ortam hazırlamayı ihmal etmemişlerdi. Daha açık belirtecek olursak, Ermeniler giriştikleri İsyan faaliyetlerini kamufle ederek, bu yörede çatışmayı Müslümanların başlattığını, kendilerini mezalime tabii tutan Müslüman halka karşı sadece savunmaya geçtiklerini öne sürerek, Batı'nın bab-ı âli'ye müdahalesini davet ediyorlardı. Bizim arşivlerimizden çıkardığımız belgeler, Ermenilerin "Kürt kıyafetine bürünerek, hayvan çaldıklarını, adam öldürdüklerini, köy yaktıklarını sergilemektedirler. Bu uğurda Ermeniler katliama bile başvurmaktan kaçınmamışlardır.
Ermeni diasporası ve tekrarladıkları
Ermenilerin Doğu ve Güneydoğu'nun sakinleri Müslüman halkla olan ilişkileri de ciddi ve seviyeli araştırmalara konu olmamış; mevcutlar ise taraflı bir yaklaşımla genellikle Ermenilerin "Kürtler" tarafından baskı altında tutulduğu ve zulüm yapıldığı iddialarını tekrarlamaktan öteye gitmemişlerdir. Müfit Ermeni milliyetçileri ve onların Avrupa ile Amerika'daki yandaşları dünya kamuoyunu bu tez doğrultusunda etkilemeyi pekala başarmışlardır.
Sayfa 41 - İrfan YayıncılıkKitabı okudu
Bosna-Hersek ayaklanması devam ederken, 2 Mayıs 1876’da Bulgaristan’da büyük bir isyan çıktı. Ruslar tarafından gizlice silâh gönderilen 55 Bulgar köyünün erkekleri, Türk köylerini bastılar. 1000 kadar Türk’ü büyük vahşetle öldürdüler. Bu sırada şimdiki Bulgaristan nüfusunun yüzde 55’i Türk, yüzde 45’i Bulgar’dı. Onun için Tuna’ya kadar olan bölge, Türk anayurdu içinde sayılırdı. Müşîr Abdülkerim Nâdir (Abdi) Paşa iki tümenle âsîlerin üzerine yürüdü. 39 gün süren ayaklanmada âsîler tamamen ezildi ve isyan söndürüldü. 4500 âsî öldü. Bu haber Avrupa basınına, Türk­lerin on binlerce Hıristiyan’ı öldürdükleri ve yüzlerce Bul­gar köyünü yerle bir ettikleri şeklinde yansıtıldı. Dehşetli bir anti-Türk propaganda, bütün Avrupa’yı sardı. Kuzey Ame­rika basınına basınına sıçradı. 6 Mayıs’ta (1876) Selânik’teki Almanya konsolosu Abbott ile Fransa konsolosu Moulin’in, Türk hal­kınca linç edilmeleri, durumu büsbütün gerginleştirdi. Bir Rus-Yunan komplosu olan bu olay kasten çıkarılmış ve Türkler’i Avrupa kamuoyunda mahkûm etmek, Avru­pa’dan tecrid etmek gayesi güdülmüştü.