Soysal'ın 1930'lara kadar yazdıkları kendi yaşamından izler taşıyan, toplumsal yaşamı kadın kahramanlar üzerinden anlatan, bireysel acılara ve aşklara yer veren eserler iken, 1930'ların ikinci yarısından sonraki çalışmalarında 'toplumsal gerçekçi' bir çizgiye yaklaşarak, sınıfsal meselelere, düzenin sorunlarına, adaletsizliklere eğilmeye başladı