Üç paşa bu hususlarda mutabık kalarak ayağa kalktı ve birbirlerine sarılarak bu uğurda hiçbir şeyden çekinmeyeceklerine dair yemin etti. Böylece Üçler Misakı ortaya çıkmış oldu.
Yön değiştiren rüzgârlar... Yön değiştiren bir dünya.
Belki On Üçler de değişirdi. Manon’ın kendisi de.
Manon değişimi nasıl karşılayacağını bilmiyordu.
Fakat hepsinin o değişimden sağ çıkmasını diliyordu.
Ümit ediyordu.
Yaş ve kuru ağacın eğildiği, şekillendiği okul olurdu. Kafaların dolduğu, ruhların inceldiği, sohbetin durgunlaştığı yerde çaylar dolanırdı aralarda. Çay kitap kokusuyla içilirdi. Şehir yavaş yavaş nefes almaya başlar. Her akşam yeniden bir doğuma gebe kalınır. Üçler yedilere, yediler kırklara karışır gider. Gönüllerde mesnevi yanar; bacalardan beyitler,kıssalar,menkıbeler,ayetler tüter şehrin üstüne. Şehra gecenin kör karanlığında güneş doğradı. Yeniden doğmuş gibi yıldız yıldız fener olurdu evler
Bir tabağı olan yemek yer, iki tabağı olan Nemrutlaşır. Bir saf gören minnetle bakar, iki saf gören kinlenir. Bir ağaç gören sevinir, iki ağaç görenin sırtındaki balta kımıldar. Bir güzel ile şifa bulan, iki güzel gördüğünde hastalanır. Bir tuğla bulunca evini sağlamlaştıran, iki tuğla bulduğunda yeni bir ev yapmaya koyulur. Bizi yoldan ayırır ikilik, üçlük, beşlik. Teklikle yola girer üçler, yediler, kırklar. Bir büyüktür, iki ufaktır, üç küçüktür, dört kısadır. Bir haktır, iki hakka girmektir, üç hakkından gelmektir, dört haksızlık etmektir. Bir haddir, iki haddi aşmak, üç haddi çiğnemek, dört haddinden fazladır. Bir dışında buraya kadar söylediklerimizin hepsi belki de yalandır.
Kapıyı açtı, bir elinde ayakkabıları, diğer eli kalbinde, eğildi ve kenara çekildi. Önce peygamberler ve ashap- ları, ardından evliyalar, âşıklar, arifler, sonrasında kırk- lar, yediler, üçler çıksın diye bekledi. Hayvanatın uçanı sürüneni gözle görünmeyeni çıktı sonra. Baharatlı, çi- çekli, efsunlu kokular çıktı. Odalarda gezinip duran, ince, kalın, tiz, kaba sesler çıktı. Tohum zerreleri, kirli hava ve dalgalı tozlar çıktı. Sıranın en sonuna kendini koydu Halime hala. Önce kırık kalbi, ardından uzlaşmaz aklı ve susmak bilmez içi çıktı. En son boş bir kabuk gibi bedeni çıktı. Evde kimse kalmadı.
Bir tabağı olan yemek yer, iki tabağı olan Nemrutlaşır. Bir saf gören minnetle bakar, iki saf gören kinlenir. Bir ağaç gören sevinir, iki ağaç görenin sırtındaki balta kımıldar. Bir güzel ile şifa bulan, iki güzel gördüğünde hastalanır. Bir tuğla bulunca evini sağlamlaştıran, iki tuğla bulduğunda yeni bir ev yapmaya koyulur. Bizi yoldan ayırır ikilik, üçlük, beşlik. Teklikle yola girer üçler, yediler, kırklar. Bir büyüktür, iki ufaktır, üç küçüktür, dört kısadır. Bir haktır, iki hakka gir- mektir, üç hakkından gelmektir, dört haksızlık etmektir. Bir haddir, iki haddi aşmak, üç haddi çiğnemek, dört haddinden fazladır. Bir dışında buraya kadar söylediklerimizin hepsi belki de yalandır.
Büyük sanılan adamlar, bazen büyük ölçüde kararlar aldıklarını zannederler. O kararlar ki, ancak hatadırlar. Fakat bu büyük sanılan küçük insanlar, birer tarihî rastlantı eseri olarak büyük insan kitlelerinin ve milletlerin kaderlerine hükmederek durumda bulundukları için, onların bu hataları bazen binlerce, yüz binlerce insanın kanına, hayatına mal olabilir. Paris’teki Sulh Konferansı adına hareket eden Üçler Konseyi’nin kararları, bu türlü kararlardandı.
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun'un çıktığı
günlerde, İstanbul'da yarı resmi kimliğe sahip 307 tarikat merkezi
vardı. Yasadan sonra tüm bu dergâh, tekke, hankâh ve zaviyeler
kapatıldı. Aşağıdaki liste, Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul
Ansiklopedisi'nin 8. cildinden alındı.
MERKEZİN ADI SEMTİ ZİKİR/AYİN
Dicle kaynağı Zilan soykırımı Şeyh Said Ağrı Sason Dersim Karaköprü ve Otuz Üçler olayını ilk defa yüzeye çıkardı Ayrıca Kürtlere karşı yapılan sayısız sürgün ve diğer ufak boyutlarda kalmış soykırımları günışığına çıkardık …
Sen niye bu kadar tembelsin evladım?
Bu 1 Mayıs'ın 1917 Sovyet İhtilali ile hiçbir ilgisi yoktur evladım. 1 Mayıs, Amerika'nın Chicago kentinde işçilerin çalışma saatlerini sekiz saate düşürmek için yaptıkları genel grevin tarihidir evladım. Bu olay 1886'da oldu evladım. İşçilerin üzerine ateş açıldı, çok işçi öldü evladım.
Daha
Bazı kırklar, bazı otuz üçler, bazı yediler, bazı üçler. hepsi bir'dir aslında. Yok edilmek istendikçe var olan, toprağa gömüldükçe tohum açan, budandıkça fışkıran...