Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
478 syf.
·
Puan vermedi
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2021747 okunma
Toprak insanlığın en güvendiği unsurdur. Saadetini, refahını, emniyetini ona bağlamıştır. Onu her zaman itaatli, müşfik veyahut hiç olmazsa lakayt ve sakin görmeye alışmışızdır. Toprağın sarsılması (deprem) işte bu emniyetin yıkılmasıdır ve bir dost tarafından hançerlenmeye benzeyen vahim bir hali vardır. Onun için denizden gelen tehlike karşısında atik ve cesaretli kesilen bir insan, topraktan gelen tehlike karşısında maneviyatını kaybetmiş bir sürü şekline giriyor.
Reklam
“Hayatın, insanlığın çoğunluğu için, içtenlikle yaşanması gereken bir mutluluk değil, baskılar ve cezalarla ve inanılması gereken yalanlarla yapılmış dar bir alanda, sürekli bir rol yapma hali olduğunu, ilk bu sıralarda sezmeye başlamış olmalıyım.”
Sanat eseriydi..
Çünkü Mustafa Kemal benim kahramanımdı. Kahramansız büyümüş biri olarak, içimde birikmiş olan bütün hayranlık, dökülecek deniz arıyordu. Mustafa Kemal'in gözleri o denizle aynı renkte bakıyordu. O da benim gibi ölümden korkmuyordu. Hiç bir şeyi ve kimseyi umursamıyordu. Gerçek bir anarşistti. Hayatı bir merminin üzerinde yaşıyor ve kendisinden önce temeli atılmış hiç bir düzeni kabul etmiyordu. Başkaları tarafından kurulmuş herşeyi yakıp yıkmanın peşindeydi. Kimsenin planına dahil değildi. Kimsenin oyuncağı değildi. Bir saniye sonra ne yapacağı meçhuldü. O yıllarda Mustafa Kemal benim için bir sanat eseriydi. Nesiller boyu damıtılmış insanlığın mükemmel sonucu. Tek bir mükemmel insan için yüzbin çürük nesil. O güne kadar kitaplarını okuduğum bütün büyük ruhların vücuda gelmiş hali. O kadar ilham vericiydi ki korkaklıkla kilitlenmiş kapıların açılması için adını fısıldamak bile yeterliydi.
260 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Varlık zamanın özüdür." vs "Zaman varlığın özüdür."
Martin Heidegger
Martin Heidegger
'in 1927 yılında yazdığı Magnum Opusu '
Varlık ve Zaman
Varlık ve Zaman
'; filozofun nezdinde henüz miâdını doldurmamışken, onun ışığında
Immanuel Kant
Immanuel Kant
ve
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
felsefeleri hakkında kritiklerini ders notları olarak oluşturmaya başlamıştı. İşte bu kitap da Heidegger'in Hegel'in en meşhur -ama onu kapsayan
Mantık Bilimi (Büyük Mantık)
Mantık Bilimi (Büyük Mantık)
ve
Mantık Bilimi (Küçük Mantık)
Mantık Bilimi (Küçük Mantık)
eserleri kadar
Hegel’in Tinin Fenomenolojisi
Hegel’in Tinin FenomenolojisiMartin Heidegger · Alfa Yayınları · 202050 okunma
Sonuç olarak, insanlığın ergenlik hali, bütün aptallığına rağmen, hayatı boyunca, özgür bir yaratığa en çok benzediği dönemdir.
Reklam
Hayatın, insanlığın çoğunluğu için, içtenlikle yaşanması gereken bir mutluluk değil, baskılar ve cezalarla ve inanılması gereken yalanlarla yapılmış dar bir alanda, sürekli bir rol yapma hali olduğunu, ilk bu sıralarda sezmeye başlamış olmalıyım.
Hayatın, insanlığın çoğunluğu için, içtenlikle yaşanması gereken bir mutluluk değil, baskılar ve cezalarla ve inanılması gereken yalanlarla yapılmış dar bir alanda, sürekli bir rol yapma hali olduğunu, ilk bu sıralarda sezmeye başlamış olmalıyım.
Sayfa 304 - 1. BASKI, İstanbul, Eylül 2008Kitabı okuyor
"Atatürk, bizim elimizden, yirminci asrın en büyük milli kahramanı milletinin elinden, bir büyük deha insanlığın elinden gidiyordu. Askerlikte ve politikada hiç şaşmaz sağdu- yusundan başka, bütün maddi manevi varlığında bir göçüş hali seziyorduk. Atatürk, sonsuz ölüm ülkesinin eşiğinde idi. Onun, bir dönülmez yolda bizden uzaklaştığını yana
Sayfa 241Kitabı okudu
331 syf.
9/10 puan verdi
Kör Gözler, Görmeyen Kalpler İnsanlığın Karanlık Yüzü
Saramago'nun Körlük romanı, adeta bir karanlık labirent gibi. İçine girdikçe, insanlığın en karanlık ve en aydınlık köşelerini keşfediyorsun. Aniden körleşmeye başlayan bir grup insanın hikayesi bu, ama sadece körlük değil anlattığı. İnsan nedir, toplum nasıl işler, ahlak nerede biter? Saramago, tüm bu sorulara cevap ararken, okuru da derin bir düşünceye sevk ediyor. Uzun bir roman, evet. Ama sayfalar akıyor, akıyor... Saramago'nun ustalığı bu olsa gerek. Karakterler o kadar gerçekçi ki, sanki sen de onlarla kör olmuşsun gibi hissediyorsun. Körlük sadece gözlerin görmemesini mi içeriyor? Hayır, hayır... Umudunu, sevgini, inançlarını da kaybetmek demekmiş meğer. Ama umutsuzluk yok bu romanda. Karanlığın içinde bile bir ışık var. "Doktorun Karısı" karakteri, adeta bir umut timsali. Gözlerini kaybetmeyen tek kişi o ve o da diğerlerinin hayatta kalması için elinden geleni yapıyor. İnsanlığın en güzel hali işte bu.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,1bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.