"Hiç kimse vaktinden önce ölmüş sayılmaz; çünkü sizden arda kalan zaman da , sizden önceki zaman gibi sizin değildir: Ondan da bir şey kaybetmiş olmuyorsunuz"
daha 62 sayfa okudum kitapta, roman mı, felsefe mi, düşünce kitabı mı deneme mi ne; sanırım hepsinden biraz biraz olabilir, çoğu kitapta bir kaç sayfa önsöze alışkınız, daha çok konferanslardaki sunucunun girişi gibi kısa öz gerçek hayattandır önsöze tebrikler vs vs gider, sizi bence tabi çok az kitap okumuş biri olarak önsözler kitaba hazırlamaz
Kudüs hatırlamak değildir.
Kudüs hiç unutmamaktır .
Kudüs yetişmek değildir, koşmaktır.
Kudüs yanmak değil, kül kül semaya şehadet taşımaktır.
Kudüs en çetin imtihandır!
Kudüs Miraç'tan arda kalan Firdevs'e anahtardır!
Kudüs,
Bir gün
Bir hafta ,
Bir ay değil,
Kudüs;
Yaşanacak hayattır!!
"Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum.’’ (s. 238)
1. Ütopya’dan Distopya’ya Geçiş
Distopik bir eseri inceleyebilmek için öncelikle, hem distopyaların ortaya çıkmasında büyük payı olan ütopyayı hem de distopyayı tanımlamak gerekir.
Oyun sizin oyunuz;
Top sizin,
Saha sizin.
Kuralları siz koydunuz;
Hakem sizden yana,
Seyirciler sizden yana.
Goller hep bizim kalede,
Yenilgi mukadder bu sahada.
Unuttuğunuz bir şey var farkında mısınız?
Rövanşı var hayatın da.
Beklenen yağmur en sonunda yağar ama savaştan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba?
Savaşlarda onca yaşananlar insanoğlunun
en karanlık ve en vahşi taraflarına ait öykülerse, makineli tüfekler ve top mermileri art arda patlayıp etrafa ölüm saçıyorsa, tecavüz mağduru zavallı kadınlar 'nefret çocukları'nı
dünyaya getiriyorsa ... Ne yazık ki savaştan geriye kalan bu pislikleri temizlemeye göğü yararak bardaktan boşalırcasına
yağan yağmurun dahi gücü yetmez...
Şiirde ahenk unsurlarını barındırmayanların aleyhtarı olduğum anekdotu ile başlamak istiyorum. Bilhassa da ahenk unsurlarından uzaklaşan şiirlerin dejenere olduğu kanaatinde olurum çoğu zaman. Zirâ Yahya Kemal ile Orhan Veli'nin o meşhur hadiseyle konuya girmekte pek de sakınca olmadığı kanısındayım.
Bir gün Boğaz Vapuru'nda karşılaşır
Şeirlər haqqında danışılmaz. Şeirlər yazılar, oxunar, dinlənilər və sadəcə hiss edilər. Mən buraya sadəcə daha çox sevdiyim şeirlərini buraxacağam...
AŞK
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı
Hiç kimse vaktinden önce ölmüş sayılmaz çünkü sizden arda kalan zaman da sizden önceki zaman gibi sizin değildir. O yüzden de bir şey kaybetmiş olmuyorsunuz.
Dünya bâzen seni arar gibi iltifat gösterir. Onun bu sahte görünüşüne aldanma! Bâzen de senden kaçar gibi yüz çevirir; döner dolaşır. Ona da ehemmiyet verme! Zira dünya bin erden arda kalan avrat gibidir; kimseye yar olmaz. Onun gelişi, aceleci ve korkak adamın hâli gibi şüpheli ve şikâyetlidir.
Hayrı az, dirliği kısa, alâka ve karşılaması hudutlu, arka çevirmesi felâket ve fecâattir. Elde edilen nimetleri geçici, günâh ve vebâli kalıcıdır...
Öyle ise ömür bitmeden, kudret elden gitmeden, can sağ iken; âhiret perdesi açılmadan, müsâit zamanı fırsat, eldeki imkânı ganîmet bil de, âhiretin için hayırlı ameller hazırla. Kişi dünyada âhireti için ne yaparsa, şüphesiz orada onu bulur. Dünya âhiretin zirâat mahallidir; ne ekilirse o biçilir.
Vefâsız dünyanın hîlesi çok, bir hal üzere kaldığı yoktur. Bir tarafı düzeltir, ıslâh ederse, diğer tarafı bozar, ifsat eder. Birini sevdirse, diğerini kalbinden yaralar. Öteden beri meşrebi (gidişi) budur.
Dünyaya meyledip bağlanmak, sonra aldanıp pişmanlık duymağa sebep olur. Bu fenâ âleminde dâimî kalmak yoktur. Öyle ise ona bel bağlamak aldanmaktır.
Akif Emre İncelemesine İnceleme “Tek ve Tenha”
Hafızlık yaptığım kursun danışmasına üç gazete gelirdi. Sabahları hocaların eline geçmeden önce gazetelere göz atmak için koşa koşa danışmaya giderdim. Bir sabah Yeni Şafak’a baktığımda Beşiktaş’taki ofisinde iki poğaça ile aramızdan ayrılan birisi vardı… Vuslata erdiği günün ertesinde Akif Abi’yle