Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
%94 (560/592)
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Fransa'nın Verrieres kasabasında yaşayan bir kerestecinin en küçük oğlu olan Julien Sorel'in hikayesi anlatılıyor kitapta... Ailesi tarafından sevilmeyen, fakat zeki bir genç olan Julien'in gözü yükseklerdedir, hızlı bir biçimde yükselmek, zengin olmak, Paris çevrelerinde isim, unvan sahibi olmak istemektedir. Kasabanın papazının
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · İletişim Yayınları · 20189,9bin okunma
ARKADAŞLIK BAHSİ Arkadaş, çocukluğun ilk keşfidir. Evin, ailenin, o pamuklar içindeki korunaklı, güvenli, yumuşacık dünyanın dışına atılan ilk adımdır. Çünkü arkadaş, bir insanın hayatında kazanılan ilk insandır. Evde her şey alışılagelen bin yıllık düzeninde, siz dünyaya geldiğinizde zaten çoktan beridir orada olan insanların arasında sürüp giderken, bu dünyanın dışında edinilen ilk şey bir arkadaştır. Onu size kimse vermez, başkası öğretmez, akrabalar gibi, oyuncaklar gibi size aile tarafından sunulmaz. Arkadaş; kendi yargılarınızla yöneldiğiniz ilk şeydir; henüz iki buçuk yaşında bile olsanız. Bir arkadaş edinmek, sizi eve ait bir şey olmaktan çıkarıp dünyaya ait kılar. Çünkü insan ailede büyür ama dünyada yaşar. Arkadaşlık insanı dünyaya büyütür. MAHİR ÜNSAL ERİŞ
Reklam
Onları birbirlerine neyin çektiğini anlamak zor. Arkadaşlık değil, ne de olsa her buluştuklarında tartışıyorlar. Din de değil - aralarında bahsi bile geçmiyor, ara sıra ilahiyattan konuşuyorlar ama dindarlıktan asla. Yemekten veya içmekten duydukları keyif de değil; her biri, kardeşlerinin sunduğuyla aynı derecede güzel bir et ve tatlıyı, etkili bir çayı ya da yağlı bir ekmeği kendi evinde de yiyebilir.
174 syf.
8/10 puan verdi
Merhabalarrr... Bugün sizlere içerisinde birçok önemli konuya değinilen, yol gösterici nitelikte bir kitapla geldim. Kitabımızın adı ''Depresyonel Düşünceler''. Yazarımız kitapta, yaşam, insan, toplum, ekonomi, aşk-sevgi, arkadaşlık-dostluk, eğitim-meslek, din, siyaset, çocuk, spor ve sağlık gibi hayatımızda önemli bir yere sahip olan birçok başlığa yer vermiş. Bunlarla beraber bu önemli konuların içinde yer alan birtakım değerli kavramlara da değinerek bahsi geçen başlıklarla ilgili olumlu ve olumsuz içsel düşüncelerini samimi, açık ve akıcı bir biçimde bizlerle paylaşmış ve bu düşüncelerini kısa ve öz bir şekilde yer yer örneklendirmiş. Kitabı okurken âdeta yazarın yaşamımın içinde beni gördüğü, anladığı, duygu ve düşüncelerimin farkında olduğu hissine kapıldım. Bazı olaylar karşısında olumlu veya olumsuz zihnimden geçen düşünceleri, göstermiş olduğum tavırları ve bunların nedenlerini görmek, kendimi ve daha birçok insanı, durumu, olayı anlamak sanki içime, zihnime, kalbime tutulan bir ayna varmış gibi hissettirdi. Yaşamımızda var olan ya da olmayan durum ve olayları, bu olaylara karşı düşünce yapımız ve tavrımızın nasıl olması gerektiği, bazı durumlarda söylenilen sözlerin ya da gösterilen davranışların aslında ne anlam ifade ettiği ve bunun gibi daha nice konu hakkında bilinçlendiren, duygu ve düşünce dünyamda farkındalık yaratan güzel bir eserdi. Sizler de kendinizi anlamak ve farklı bir gözle kendinizi, çevrenizi, diğer insanları görmek istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim.
Depresyonel Düşünceler
Depresyonel Düşünceler
Ali Küçüközer
Ali Küçüközer
Depresyonel Düşünceler
Depresyonel DüşüncelerAli Küçüközer · İkinci Adam Yayınları · 2021107 okunma
❛❛ HERKESİN OKUMASI GEREKEN ALTIN TAVSİYELER,
◆ Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsâit zamânıdır. ◆ Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsâit yeridir. ◆ Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
352 syf.
·
Puan vermedi
“-Sadece yanlışlıkla birini öldürdün. Kötü Şans. Herkesin başına gelebilir. -Yanlışlıkla randevuya çıktığın adamı öldürmenin herkesin başına gelebilecek bir şey olduğunu sanmıyorum anne.” Herkese merhaba Bugün, sevgili @filizlenin hediyesi olan ve birlikte okuduğumuz Teyzelerini Ara kitabıyla geldim. Meddy, üniversitede fotoğrafçılık okumuş, annesiyle yaşamakta, annesi ve üç teyzesiyle birlikte düğün organizasyonu işi yapmaktadır. Annesi ve teyzeleri gelenekselci ama inanılmaz çılgın tiplerdir; hepsi eşleri tarafından terk edildiği gibi erkek kuzenleri de hayatlarını annelerinden ayrı geçirmektedir. Meddy, bu sebeplerle ailesindeki kadınların lanetlendiğini düşünür; hatta bu düşünceyle üniversite de muhteşem bir aşk yaşadığı Nathan’dan ayrılmıştır. Hikaye, annesinin Meddy adına arkadaşlık sitesine üye olması ve otel sahibi olduğunu söyleyen biriyle randevulaşmasıyla başlıyor. Tesadüfe bakın ki bahsi geçen otel Meddy,annesi ve teyzelerinin ertesi gün büyük bir organizasyon yapacakları otel. Meddy annesini kırmamak, Nathan’ı unutabilmek için buluşmaya gider. Dönüş yolunda tacize uğrar, şok cihazıyla tacizi durdurmak istediğinde bir kazaya sebep olmuş ve flörtünü öldürmüştür. Alkollü olduğu için polise gitmek yerine annesi ve teyzeleriyle ceseti saklamanın derdine düşerler. Kitap, bu ara okuduğum dertli kitaplar sonrası bana çok iyi geldi. Konusu absürtte olsa teyzeler arasındaki sohbetler,olayların üst üste gelmesi çok eğlenceliydi. Tek beğenmediğim nokta sonu oldu. Benim gibi arada dinlenme ihtiyacı hissederseniz kaçırmayın derim. Keyifli okumalar.
Teyzelerini Ara
Teyzelerini AraJesse Q. Sutanto · Ren Kitap Yayınları · 2023120 okunma
Reklam
! Hem deme: "Ben de herkes gibiyim." Çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder !
280 syf.
4/10 puan verdi
Romantikler 276 sayfa olan ve anlatıcısı "Aşk" olan bir roman. Kitabın kapağında "Aşk'ın gözünden bir romantik komedi" yazıyor. Bir genç kurgu. Konusu ise -biraz sipoiler vererek yazacağım- lise son sınıfta olan Geal, anne babası ayrılma aşamasında olduğu için aşka olan inancını kaybetmeye başlar. Bir yandan anne
Romantikler
RomantiklerLeah Konen · Epsilon Yayınları · 201962 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
"Vecd içindeyim ve seçilmiş olmanın dehşeti içimde"¹
Osamu Dazai adıyla bilinen Japon yazar Şuuci Tsuşima (1909-1948) Tsugaru Yarımadası'nın bir kasabası olan Kanagi- Mura'da (Goşogavara) on iki çocuklu kalabalık bir ailede dünyaya gelir. Dazai'nin çok da uzun sürmeyen bulantı dolu yaşamının ilk yılları, hasta bir annenin eksikliği ve annenin yerini doldurmaya çalışan yakınlarının onu
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,9bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
John Griffith London, 12 Ocak 1876 tarihinde hamilelikle birlikte psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan bir anne ve kendisini istemeyen bir baba tarafından dünyaya getirildi. Doğumdan sonra annesi, Amerikan İç Savaşı gazisi John London ile evlenmiş ve Jack London, Virginia Prentiss isimli eski bir köle bakıcılığında büyümüştür. Kaliforniya Depremi
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · Alfa Yayınevi · 20203,557 okunma
Reklam
Dirk Kerckrinck
Spinoza ile mektuplaşmaları, Spinoza Amsterdam'ı terk ettikten sonra da devam etti. Mikroskobunda Spinoza'nın yaptığı lensleri kullanıyordu, Spinoza da Kerckrinck'e ait bazı kitapları kütüphanesinde tutuyordu. Colerus'a göre bu profesyonel arkadaşlık, Van den Eden'in kızına, Clara Maria'ya karşı duyulan hislerin getirdiği bir düşmanlıktan doğmuştu. Van den Eden'in ögrencilere ders verecek kadar Latince ve müzikten anlayan bir kızı vardı. Spinoza sıkça bu kıza aşık oldugunu ve onunla evlenecegini söylerdi. Çelimsiz vücudu güzel olmasa da keskin zekasıyla Spinoza'yı cezbetmişti. Ne var ki okul arkadaşı Hamburglu Kerckrink, bu durumu fark edince kıskançlık krizine girdi. Kerckrink aşk oyununda kaybetmeye pek niyetli değildi. Çabalarını artırdı ve güzel bir inci kolyenin de yardımıyla kızın gönlünü çalmayı bildi. Spinoza'nın hayatında bahsi geçebilecek tek romantik gelişme bu oldu. Ve maalesef bu hikaye de inandıncılıktan uzaktır. Kerckrinck, Van den Eden'in okuluna başladıgında, yani 1657 yılında, Clara Maria henüz on üç yaşındaydı; o yıllarda dahi yirmi beş yaşındaki Spinoza'nın ilgisini çekmek için oldukça küçük bir yaş. On sekiz yaşında olan Kerckrinck için çok da küçük sayılmazdı. Van den Eden'in kızıyla saglam bir duygu sal bağ kurmuş olmalı ki, okuldan ayrıldıktan on iki yıl sonra 1671 yılında evlendiler. Kerckrink bu arada Luterciliği bırakıp Katolikligi seçmişti.
Sayfa 167 - İletişim Yayınları
519 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Aşk, İhanet, Entrika: Pembe Dizi Tadında Bir Seri
İlk kitapta Lenu ve Lila’nın 1950-1960 yılları arasındaki hikâyesini okumuştuk. Onların 16 yaşına kadar yaşadıkları olaylar ilk kitapta anlatılmıştı. Bu kitapta ise kahramanlarımızın gençlik dönemlerini görüyoruz. Serinin ikinci kitabı ilk kitapta olduğu gibi ileriki bir zamandan başlıyor. 1966’da yaşanan birtakım olaylardan başlayan bu kitapta,
Yeni Soyadının Hikayesi
Yeni Soyadının HikayesiElena Ferrante · Everest Yayınları · 2015948 okunma
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.