Sanat eserleri, diyorlar Adorno ve Lyotard, hoşa gitmemelidir. Tüketim nesnelerine yönelen arzu onları kendine alet edememelidir. Ve tam da bu yararlanılamazlıkları sayesinde özgül bir varlık/iyi [bien] üretirler. Sanat bir uzlaşmazlık pratiğidir. Sanat eserleri kendilerine özgü niteliklerini bir davaya hizmetten değil, bu uzlaşmazlıktan alır ve dışsal bir iyiye bağlanırlar: gelecekteki özgürleşme (Adorno), yüzyılın acil bir gereğine yanıt (Lyotard).
Sayfa 96 - Eleştirel Sanatın Sorunları ve DönüşümleriKitabı okuyor
Kapalı büyüyen ve bu şekilde bütün tabii arzu ve ihtiyaçlarını içinde hapsetmeye mecbur olan genç kız, gayet tabii olarak, sinirli ve manen bozuk bir mahlûktu. Anası onu gezmeye götürürken bir saat 'saçlarını düzeltmeye uğraştığı halde, ne anasının, ne babasının aklına bu kafanın içi ile de bir parça meşgul olmak düşüncesi gelmemişti. Onlar işportaya konan bir elma gibi onu süsleyip temizlemişler, parlatmışlar, sonra yağlı bir müşteriye okutmuşlardı. Kız yetiştirmekten de gaye bu değil miydi?
Süreli hazza mebni her tercih uzun süreli arzulanırlık, bağlılık ve sadakatten mahrum kalır. Geçici olarak tamamlanan her hazzın ardından baş gösteren beklenmedik can sıkıntısı ve yeni arayış tavrı bununla ilgilidir.
Vitrinde sergilenen nesneler gibi bedenler de yer ve biçim değiştirirken dünün tüm birikimlerini silerler, Bu nedenle akışkanlıklar krallığında kalıcı olan arzu ağacının meyveleri bitse ve dahi yaprakları solsa bile, kökleri yeniden dal budak salar ve ansızın geniş coğrafyalara açılır. Modern kültür tam da bu kökten beslenir ve onu besler.
Aile fotoğrafları içinde en çok çocuk fotoğraflarında nesneleşmeye rastlanır. Hervé Guibert, şöyle der: “Şimdi düşünüyorum da sanki tüm bu fotoğrafların gerçek konusu, anne babama ait olduğumu göstermek, belgelemekmiş.” Şahsi varlıkları olmadan aile grubuna dahil edilen, mizansen içine yerleştirilen, mizansel gönüllükle aile imajını teatralize etmek için kullanılanlar, kılık değiştirilen çocuklar: (...) Fotoğraf seansı neşeli bir şekilde geçecekken, kimi kullanılmış bir zorunluluğun aracı oluverir.
Ama çocuklar yüzlerini ektirerek, saçma pozlar vererek; kendilerini yetişkinlerin gözünden kaçarak, arzu edilen imajın tam zıddını vererek beklentileri boşa çıkarırlar. Maskaralık eder, dayatılan aile birliğini alaya alırlar. Aile fotoğrafından kaçamayınca onu sabote ederler.
İslâmiyet , insanoğlunun hem bedenî hem de ruhî bütün ihtiyaçlarını Allah'a yükselen bir gayeye yönelterek yerine getirmek arzusundadır. Açıkçası dinimizin gözünde mal ve servetler, arzu ve istekler, her şey Allah'a vardıran yola hizmet ettiği kadar değer kazanır. Peygamberimiz (S.A.S) kadın konusunda yukardan beri sözünü ettiğimiz hususu veciz bir şekilde dile getirmiştir: «Dünya, bir geçici mal ve servetlerden ibarettir. Bu mal ve servetlerin hayırlısı kadındır.»