“Sokaklarda yürümemiş, düşmemiş, aşık olmamış, gece vakti açlıktan uyuyamadığı tek gün geçirmemiş, memleketten haftalardır haberdar alamamanın korkulu bekleyişini hissetmemiş, öğrenci evinde bir hafta boyunca bol sulu patates yemeği yemenin ne demek olduğunu bilmeyen ağabeylerimizin, hayat hakkındaki üst perdeden yalanlarını dinlemek gece vakti dişine saplanan hain bir ağrı gibidir.”