Eser Cemil Meriçin otobiyagrafisi ve onun yaşamını ifade eden bir kronoloji ile başlıyor. Ki eserini okumadan önce Sayın Cemil Meriç hakkında bilgi sahibi olmak gerek. Onu bilmeden tanımadan düşünce dünyasını ve eserinde anlattıklarını anlamak daha doğrusu doğru anlamak zor. Önce O'nu tanımak, tanışmak sonra yavaş yavaş düşünce dünyasına adım
İnsanlar, “her şey geçer,” derler, fakat bu dehşet verici bayağılığın menzillini kaç kişi kavrar? Kaç kişi hayattan kaçar, hayat için şarkı söyler ya da ona ağlar? Hayatın beyhude olduğuu kanaatiyle kim dolmamıştır? Ama kim bunun sonuçlarıyla yüzleşmeye cesaret eder? Bir Hindu prensi'nin bir sakat, bir yaşlı ve bir ölü görmesi, her şeyi anlamasına yetmiştir; bunları gören bizler ise hiçbir şey anlamayız, ziraa hayatımızda hiçbir şey değişmez. Ne olursa olsun hiçbir şeyden vazgeçemeyiz; oysa beyhudeliiğin apaçık işaretleri erişebileceğimiz bir yerdedir. Ümitle malûlüzdür, hep bekleriz; hayat da cevher haline gelen bekleyiştir sadece. Ebediyen askıda kalmaktansa, tarafsız bir ilâh ya da kadavra durumuna indirgenmektense, her şeyi bekleriz, Hiçliği bile. Böylelikle, Tamiri İmkânsız’ı kendine düstur edinen yürek, bundan hâlâ sürprizler umar. İnsanlık, onu yadsıyan olayların içinde âşıkâne yaşar…
İnsanlar, “her şey geçer,” derler, fakat bu dehşet verici bayağılığın menzillini kaç kişi kavrar? Kaç kişi hayattan kaçar, hayat için şarkı söyler ya da ona ağlar? Hayatın beyhude olduğuu kanaatiyle kim dolmamıştır? Ama kim bunun sonuçlarıyla yüzleşmeye cesaret eder? Bir Hindu prensi'nin bir sakat, bir yaşlı ve bir ölü görmesi, her şeyi anlamasına yetmiştir; bunları gören bizler ise hiçbir şey anlamayız, ziraa hayatımızda hiçbir şey değişmez. Ne olursa olsun hiçbir şeyden vazgeçemeyiz; oysa beyhudeliiğin apaçık işaretleri erişebileceğimiz bir yerdedir. Ümitle malûlüzdür, hep bekleriz; hayat da cevher haline gelen bekleyiştir sadece. Ebediyen askıda kalmaktansa, tarafsız bir ilâh ya da kadavra durumuna indirgenmektense, her şeyi bekleriz, Hiçliği bile. Böylelikle, Tamiri İmkânsız’ı kendine düstur edinen yürek, bundan hâlâ sürprizler umar. İnsanlık, onu yadsıyan olayların içinde âşıkâne yaşar…
GİTMEK İSTEMEZSEN BİR ŞİMŞEK MİKTARI OTURSAK DİYORUM
Şimşek 90 yaşında.. 1928 senesinde yazıldığında bu kitap Peyami Safa henüz 29 yaşındaydı. Yazarın okuduğum 2. Kitabı, ilki yaklaşık 20 yıl sonrasına ait 1949 senesinde yazılan Matmazel Noraliya’nın Koltuğu olmuştu, yaklaşık 300 sayfa olan bu kitapta koltuk 200. sayfada ortaya çıkmıştı. Şimşek
Nabizade Nâzım'ın Karabibik'i kötüydü. Köy ortamına gayet güzel ayak uydurmuştu ama insana hiçbir fayda sağlamıyordu; kötü bir kurguyla ve pek de iyi olmayan karakterlerle oluşturmuştu romanını. Biçimde de büyük hataları olan romanın sonunda Karabibik'in ''baştan çıkıp kadına atılması'' gülünç ve romana yakışmayan bir sondu.
Zehra'daysa Nabizade