"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
❣️Sevgili kalbim bunlar sana olan öğütlerim: Giriş: Seninle bir çeyrek asır bitti. Tüm mevsimleri gördün. Yaprak döktüğün de oldu, yeşerdiğin de. Kangren olmuş hayallerini kesip gerçeklerle yaşamayı da öğrendin. Gemileri yakmayı, kördüğüm olan ipleri kesmeyi öğrendin. Ne kadar yansa da yüreğin başkasının söndürmesini beklemeden kendi cehennemini de sevdin. Yandım diye feryad ederken için ham bir yemiş olduğunu farkettin. Savaştığın da oldu, yaralar aldığın da. Sabah kalktın, güneş gibi yeniden doğdun. Sen kendine herşey oldun. Fırtınalar koparken derinlerinde, meltemlere de yön verdiğin oldu. Hülasa, çarpık bir kentleşme gibiydin: Düzensiz ve karışık.
🫀Ey kalbim! Bu ne dağınıklık toparla biraz kendini. Çünkü biz şimdi seninle bir hürriyeti bölüşeceğiz.
✋Gelişme: Kendim, kendi ellerimle, kendi kendime; kendi kalbimi doğurtacağım bir EBE eliyle.
🌾Sonuç: Ve son olarak "Dün öldüm, henüz yaşamadım, yarın doğacağım."
Victor Hugo'nun romanlarında en çok kullandığı ''sefil'' sözcüğünü ilk kez bu romanda kullanmıştır.Hugo bundan yaklaşık iki asır önce idam gibi korkunç bir cezalandırmanın insanlığa faydası olmadığını fark edip toplumu bilinçlendirmek için yazmıştır ve ilk basıldığında ismini saklamıştır..O devirdeki insanların idamı zevkle izlediğini vurgulamış ve bunu eleştirmiştir.Bir insan ne kadar da büyük suç işlerse işlesin idamı hak etmediğini ve yok etme gücünün sadece tanrıya özgü olduğunu savunur.Cezayı verip insanı yok etmek yerine suçluları iyileştirmeyi öğütlemiştir.1829 yılında verdiği bu öğütler ancak 1982 yılındaki sosyalist parti tarafından gerçekleştirilmiştir.Kitapta ne zaman öleceğini bilen birinin çevresini nasıl algıladığı ve hangi içsel süreçleri yaşadığıyla edebi bir şekilde karşılaşıyoruz. Okunması gereken bir klasik olduğunu düşünüyorum.
15 Ekim 1844' te doğan, "Güç İstenci", "Üstinsan", "Bengidönüş" gibi özgün fikirlerle tanınan varoluşçu, Alman filozof (
Friedrich Nietzsche) Nietzsche' nin düşüncelerinin en yüksek düzeye ulaştığı hatta hakkında " En derin eser " dediği kitabıdır Böyle Buyurdu Zerdüşt. Bu eser
Bu yaz tatilinde çok eskiden okuduğum kitapları tekrar okudum. İnsan Neyle Yaşar da bunlar arasında. Rus yazarlarından dünya edebiyatına en kıymetli klasikleri kazandıran Tolstoy' un en popüler kitaplarından biri.
İnsan niçin yaşar diye sorsak hemen hemen herkesin cevabı birbirine yakındır. İnsan ailesi, anne-babası, eşi, çocukları için yaşar.
Okumaktan, yazmaktan hoşlandığın tarz ne diye sorsalar vereceğim cevabı bundan bir(1) asır evvel Memduh Şevket Esendal vermiştir.
Ruhu şad olsun....
" Ben, insanlara yaşamak için ümit, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanırım. İnsanları yuğunmuş mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmam.
Zaten tam bir refah içinde, huzur içinde yaşayamıyoruz. Bir de karanlık, kötü şeylerden bahsederse bize, onları okursak...
Bu, insanları bir havana koyup ezmeye benzer... Halbuki insanların içinde bir umut olmalı... Yaşama umudu, neşe vermeli insanlara okudukları...'
Mendil AltındaMemduh Şevket Esendal · Bilgi Yayınevi · 2012468 okunma
Çocukluğumun geçtiği mahalleye çok çok uzun yıllar sonra tekrar gitmek nasip oldu.Oturdugumuz sokak çıkmaz sokaktı.O sokağın başına geldiğimde sanki bütün hatıralarım iyisiyle kötüsüyle yavaş yavaş zihnimde canlanmaya başladı.Epeyce bir zaman sokağın başında kalakaldım.O beton sokakta oradan oraya koşan çocukların kendim olduğu günler tekrar
Şekiller içinde bir anlam barındırmadıktan sonra bir manaları kalmaz. Göz alıcı etkilerini kaybedip sadece harfleri dağınık kelime yığınları ile anlatılabilen kavramlara evrilirler.
Size güzel gelen herhangi bir şey bir anlama sahip değilse o güzelliğin üstünü önce bir gölge alır, gölge karanlığa kavuşur ve en sonunda da güzel olarak tabir
YouTube kitap kanalımda İnsan Neyle Yaşar? kitabını neden en çok Türkiye'nin okuduğundan bahsettim: ytbe.one/FLNbCSjFh2I
Tolstoy'un bu kitabından çok daha sağlam kitapları varken neden bu kitap bu kadar abartılıyor? Bu kitabı okurken kendimi patileri arasında kuru ekmek tutan köpek yani Ekmek Reis gibi hissettim.
İtiraflarım
Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
"ÜZÜLME!
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı?
O halde ne diye üzülürsün ey can?
Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan;
Gece gibi kapkaranlık nefsini yak!
“Derdim var” diyorsun;
Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun.
Sanma ki dert sadece sende var.
Şunu bil ki; sendeki derdi