Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
benn
Başkalarının çocuklarına mükemmel davran, ama kendin asla çocuk yapma!
Kitap Okuma ve Şiir Üzerine
Kitap okuyorum, kitap okumayı seviyorum. Okumanın yanında Şiiri seviyorum, şiir yazan şairleri de seviyorum ve onlara gıpta ediyorum. Şiirle uğraşıyorum. Bendeniz de şiir yazma adına hasbelkader bir şeyler yapma gayreti içindeyim . Ben şiir yazmaya çalışıyorum lâkin şiir mıdır bilmiyorum. Belki ölçülü gözüken bir kaç dize. Şair miyim asla... Çünkü şair olmak kolay değildir. Şair olabilmek için bir Ziya Paşa, bir Namık Kemal, bir Abdulhak Hamit, bir Yahya Kemal, bir Mehmet Akif, bir Necip Fazıl ve bir Nazım Hikmet olmak, görmeden görebilen bir Aşık Veysel olmak gerekir... Oysa ben şiiri seven ve amatörce bununla uğraşmayı zevk edinen bir kişiyim . Her konuda olduğu gibi bu konuda da ustaların, üstadların ve ehillerin görüş, düşünce, tenkit ve tavsiyelerine ihtiyacımız vardır... Saygılarımla .... KK
Reklam
Platon diyor ki: “Nazik olun, çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor.” Fernando Pessoa ekliyor; “Kimseyle alay etme, asla kimseyi küçük düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.”
128 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs
Bu kitabı okuduysanız Kudüs hakkında hiçbir şey bilmiyor olsanız bile artık bir şeyler konuşabilecek seviyeye gelmişsiniz demektir. Bir Müslüman olarak Kudüs'ün İslamdaki yerini ilk kıblemiz olmasını, İsra ve Miraç yeri olması Mekke ve Medineden sonra 3.kutsal şehrimiz olduğunu, kendisinin ve çevresinin bereketli kılınan topraklar olmasını, Peygamber ve cihat yurdu olması gibi bilgilere haiz olup; bu bereketli topraklarda Yahudi ve siyonistlerin Kudüs'ü yahudileştirme çabalarını, siyonistlerin Kudüs ve Müslümanlar üzerinde gerçekleştirmeye çalıştıkları hain planlarını, Mescidi Aksa'nın altından tünel kazıp, bizim değerli mescidimizi yıkıp üzerine Süleyman heykeli yapma hayallerini... vs daha nice bilgileri öğrenmiş olursunuz. Kudüs sadece Filistinlilerin ya da Araplarin davası değil tüm dünya Müslümanlarının ortak davasıdır. Yahudi ve siyonistlerin Nil'den Fırat'a, Lübnan'dan Hicaz'a kadar kurdukları sınır hayallerini gercekleştirmelerine asla imkan vermemeliyiz. Bu bereketli topraklar bizimdir. Ne olursa olsun her daim bu bölgede cihat etmek, burayı korumak için elimizden ne gelirse yapabilmek bizim boynumuzun borcudur. Bu bizim ortak davamızdır. Kudüs Müslümanlarındır. israile ve onun destekçilerine her daim düşmanlığımız ve boykotumuz inşaAllah devam edecektir. Allah'ın İzniyle İslâmi Uyanış Asla Ölmeyecektir.
Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs
Her Müslümanın Ortak Davası KudüsYusuf el-Karadavi · Nida Yayıncılık · 20212,154 okunma
ağaca davet
Gökyüzüne kadar uzanan bir ağacın yanında duruyorsunuz ve ağacın dallarında olsaydınız, açık gökyüzünü çok daha iyi görebileceğinizi hayal ediyorsunuz fakat tırmanmaktan çok korkuyorsunuz. Yükseklikten korkuyorsunuz. Artı, anneniz size "Hanımefendiler ağaca tırmanmaz" demişti. Kızınız parkta sizinle birlikte, etrafınızda daireler çiziyor, çimenlerde ve papatyalar arasında koşuyor. Her şeyi olduğu gibi sürdürmek çok kolay olurdu ama annenizin parka gitmenize izin vermekten korktuğunu ve yine de size asla yapamayacağı bir şeyi yapma fırsatı verdiğini hatırlıyorsunuz. Hayatınız onun hayatından daha iyi; dünyayı daha fazla gördünüz ve annenizin asla yapamayacağı bir şekilde oynadınız. Kızınızın sizin yükünüzü taşırken aynı yerde takılıp kalması yerine, sizin yapabileceğinizden daha özgür bir şekilde yaşamasını istiyorsunuz. Işte böylece bir merdiven buluyorsunuz. Belki biraz zaman alıyor ama sonunda onu parka getiriyor ve elinizden geldiğince tüm cesaretinizi topluyorsunuz. Merdiveni sabitliyor ve kızınızı çağırıp onu ağaca tırmanmaya davet ederken gözlerinde keyif ve haylazlığın ışıltısını görüyorsunuz. Tırmanmaya başlıyor; aynı anda hem korkuyor hem de heyecanlanıyorsunuz. Daha yükseğe tırmanıyor ve sevinçle bağırıyor; "Buradan çok şey görebiliyorum anne, çok güzel!" Sonra size bakıyor ve "Yukarı gelip bana katılacak mısın?" diye soruyor.
" Kendinizi zeki sanıyorsunuz, çünkü benzerlerinizi sersemleştirmekte ustasınız, kendinizi özgür sanıyorsunuz, çünkü elinizde kötülük yapma gücü var, kendinizi üstün sanıyorsunuz, çünkü sıradan insanların ruhsal sefaletini sömürmeyi çok iyi biliyorsunuz: Kendinizi beğenmiş psikolojiniz sayesinde onları büyük yanılgılara düşürebiliyorsunuz... Hadi, ne duruyorsunuz, onları soymaya devam edin, ama bilin ki onların her zaman sizden daha üstün, asla çalamayacağınız, hiçbir zaman tanıyamayacağınız bir yanları olacak ve en benzersiz, en hoş, en gelişmiş hazdır bu: Vicdanı rahat olmak. "
Reklam
Yemek, asla özgürlüğe duyulan açlığı tatmin edemez. Kişinin istediği kadar yiyip içme özgürlüğü, kendi istediğini yapma açlığını doyuramaz. Gerçek özgürlüğün yerine bu geçemez.
Sayfa 102Kitabı okudu
Garip bir bakış açısı.
İnsanların en kişisel istekleri sandıkları bile genelde hayali düzen tarafından programlanmıştır. Gayet popüler bir istek olan yurtdışında tatil yapma örneğini ele alalım. Bu istek aslında hiç de anlaşılır veya doğal değildir. Bir şempanze alfa erkeği asla gücünü komşu bir şempanze grubunun arazisine tatile gitmek için kullanmaz. Eski Mısır seçkinleri piramitler yaptırmak ve cesetlerini mumyalatmak için servetler harcadılar, ama hiçbiri Babil'e alışverişe veya Fenike'ye kayak tatiline gitmeyi düşünmedi. Bugün insanlar yurtdışına gitmek için ciddi miktarda para harcıyor, çünkü hepsi romantik tüketicilik akımının gerçek inananları.
Bir gazeteci ve yüz iki yaşındaki Adam
Günün birinde bir gazeteci röportaj yapmak için yüz iki yaşındaki adamın evine gider. Eve girdiğinde yaşlı adama ilk olarak bu kadar uzun yaşamasının sırrını ve bu yaşta böyle sıhhatli, dinç ve neşeli olmasını neye borçlu olduğunu sorar. Beklediği cevap, "Hiç sigara içmedim, kendimi yormadım, yoğurt yedim, ayran içtim, sabahları spor yaptım," türündendir. Fakat yaşlı adam gazeteciye şu cevabı verir: "Evlat, Allah'ın bana lütfettiği her gün, erkenden yatağımdan kalkar ve halime şükrederek pencerenin önüne giderim. Bir iki dakika dinlendikten sonra hava ister güneşli olsun ister yağmurlu, ister sıcak olsun ister soğuk. Kendime hep şunları söylerim: Bu, tam benim istediğim gibi muhteşem bir gün!" Diyeceğim o ki hava güneşli, sen perdeleri kapatmış buğday tanesi kadar yer kaplamayan dertlerle kendini boğuyorsun. Aç perdeyi, çık bir pencerenin önüne. Kuş seslerine kulak ver. Güneşi teninde hisset; ama o karanlık odada kalma. Kendine bu haksızlığı yapma. Hava yağmurlu olsa da perdeleri asla kapatma. Yine aç perdelerini, dans et yağmurla. Ve şunu da mutlaka kendi kendine tekrarla: "Sikâyet ettiğim hayatım, belki de başkasının hayali.. Ozür dilerim الله’ım
560 syf.
·
Puan vermedi
Seriyi iyice sindirdiğime göre yorumunu yapma vakti gelmişti, bir yere kadar spoi yok. Bu seri bazen iyi anlamda bazen kötü anlamda beni aldı aldı yere çarptı. Fantastik serilerin vahşi halini ilk defa okudum, bundan önce okuduklarım peri masallarıymış. Baş karakterimiz Rin'i bazen çok sevdim bazen boğmak istedim bu açıdan çok gerçekçi bir
Yanan Tanrı
Yanan TanrıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2022324 okunma
Reklam
172 syf.
3/10 puan verdi
Eee, ne olacak şimdi ha? Klavyemde pıt pıt yazarken bok püsür anlatım tarzı olan bir kitaba yorum mu yapacağım, ey kardeşlerim? Aşırı dandik diliyle ilk 100 sayfayı okumak ciddi anlamda acı vericiydi. Devamını okurken de keyif aldığımı söyleyemem. Yazarın psikolojik durumu ve bize göstermeye çalıştığı karakter göz önüne alındığında anlatım tarzı tolere edilebilir. Ama okuyucuya bir felsefe aktarılmaya çalışılırken olay metnine düzgün bir son bile yazılmamış. Kitabın sonu ne kitaba uygun ne de ana karaktere. Kitabın felsefesi olan insanın seçim özgürlüğüne gelecek olursam da karakteri okurken bu özgürlüğün bu zihniyetteki insanlarda olması hakkında evet, sancılar çektim. Alex müzik bile dinleyemez hale gelirken kitaba en sevdiğim şarkıları dinlerken devam ettim. Ama yanlıştı. Çünkü insan olmanın olayı bu. Allah iradeyi bize bırakırken bizim bunu yok etmek ne haddimize? Yanlış yapana cezalar vereceğiz. Öyle ki cezalar göze göz, kana kan olacak. Cezalar belki bu dünyada çekilenlerle de kalmayıp ahirete taşacak. Ama ceza asla bir insanın insanlığını elinden almak olmayacak. İnsan iyilik ve kötülük arasında seçim yapma özgürlüğüne her zaman sahip olacak. Böyle insanlar insan mı ki diye de içinizden geçirebilirsiniz. Ama sonrasında sizin insanlığınızı kaybetmeyip karşınızdakinin de insan olduğunu hatırlayarak savaşmaya devam etmeniz gerek. Savaştıklarınız; karşınızdakinin insanlığı değil, seçtiği kötülük olacak. Siz savaştıkça dünya güzelleşecek demiyorum. Çünkü güzelleştirdiğiniz dünya; yaklaşık 70 yıllık misafiri olduğunuz dünya değil, inşallah size vaadedilen sonsuz dünya olacak.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,9bin okunma
Asla! :D
Anlı şanlı bir alıntı yapma fırsatını kaçırır mıyım?
Sayfa 184
Ve bu arada hiçbir fırsatı kaçırma, ne zaman karşına bir fırsat çıksa üzerine atla. Her zaman yaşamayı seç. Her zaman bir şeyler yapmayı seç; asla geri çekilme, asla kaçma. Bir şeyler yapma, bir şeyler yaratma fırsatı karşına çıktığı zaman bunun keyfini çıkar.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.