Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yıllar yılı hemen hemen her konuda anlaşan iki insanın belirli bir konuda şiddetli bir uyuşmazlığa düşmesi neden bir felaket sayılsın ve bu durum neden onların birbirlerini hiç tanımamış olduklarının belirtisi sayılsın? Birbirin den farklı iki insanın, zevklerden ideolojilere varıncaya kadar akla gelen her konuda sonsuza kadar uyuşması nasıl mümkün olabilir? Birlikte olmak neden birbiriyle anlaşmak anlamına gelsin? Sağlam bir ilişkiye neden “Ne kadar da iyi anlaşıyorlar” gözüyle bakılsın? Atomun pozitif protonu ile negatif elektronunu ele alalım: Bunlar arasında ahenkli bir ilişki yok mu? Hele bir de, ancak madde ile birlikte var olabilen anti- madde düşünülecek olursa.
Neden yokluk değil de varlık var?
"İnkar edenler, göklerle yer bitişikken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Yine de onlar inanmayacaklar mı?" (21-Enbiya Suresi 30) “Ol” diye emredildi Atomlardan galaksiler, Basitlikten ihtişam, Yıldız tozundan dünya, “Ol” diye emredildi Gaz bulutlarından Basitlikten ihtişam, Yıldız tozundan
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
"İnsanoğlu muazzam zekâsıyla evrende galaksiler, kara delikler, atomun yapısında engin bir evren keşfetti. Elektrikle karanlığa ışık oldu, ölümcül denilen hastalıklara ilaç buldu, pek çok derde derman oldu, bir kendini bilemedi, bir kendini bulamadı. Ne tuhaf değil mi? " Hastahane odasında gözlerini açan Selim ile başlıyor hikâyemiz.
Aşkın Kapısı
Aşkın Kapısıİkbal Bayrak · Alfa Yayıncılık · 202426 okunma
Şöyle düşünüyorum: Bak şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum, işgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki. Ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki. Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var, ne kepazelik! ne saçmalık!
Nisâ Sûresi, 40’
“ Muhakkak Allah, atomun (ağırlığı ve büyüklüğü) kadar bile olsa, asla zulmetmez. ”
- Şöyle düşünüyorum: Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum... İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurumda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki... ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki... Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var... Ne kepazelik! Ne saçmalık!
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Ben atomlardan yapılmışımdır. Önümdeki masaya dayadığım dirseğim atomlardan meydana gelmiştir. Masa da atomlardan oluşmuştur. İyi ama, eğer atomlar öylesine küçük ve boşsa, çekirdekler de çok daha küçükse, masa dayadığım dirseğimin ağırlığını nasıl kaldırabiliyor? Arthur Eddington'ın sevdiği bir soruyu yineleyelim: "Nasıl oluyor da dirseğimi oluşturan çekirdekler, masayı oluşturan atom çekirdeklerinin arasından geçip yere kaymıyor? Neden küt diye yere düşmüyorum?" Bu soruların yanıtını elektron bulutunda aramak gerek. Dirseğimdeki atomların dış kesimleri negatif elektrik yüklüdür. Masadaki her atomun durumu da aynıdır. Negatif elektrik yükler birbirini geri iter. Dirseğimin masadan aşağı göçüp gitmeyişinin nedeni, atomun, çekirdekleri çevresinde elektronların bulunması ve elektriksel güçlerin dayanıklı olmasındandır. Günlük yaşam atomun yapısına bağlıdır. Elektrik yüklerin boşalıvermesi halinde, her şey görülemeyecek kadar incecik toza dönüşürdü. Elektriksel güçler var olmasa evrendeki her şey yok olur, çevreyi elektron, proton ve nötron bulutları kaplar ve cisimlerin ilkel parçacıkları küçük küreler biçiminde dolanırdı. Bu da dünyanın biçimsiz kalıntıları olurdu.
Sayfa 235 - Altın Kitaplar
Şöyle düşünüyorum: Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum… işgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umrunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki… ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki… Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var… Ne kepazelik! Ne saçmalık!
Biz ne olduğunu görmek için kutunun içine bakana kadar atomun bozunması ne meydana gelmiştir ne de gelmemiştir,kedi ne ölmüştür,ne de ölmemiştir.
Hidrojenin izotopları
• Çekirdeği tek bir protondan oluşan hidrojen izotopuna protiyum adı verilir ve H1 simgesi ile gösterilir. Hiç nötronu olmayan tek atom çekirdeği de budur. (Hidrojenin eşsiz bir özelliği daha!) • Bu tek protona bir nötron ekleyin, sonuçta döteryum (H2 ya da D2) adını alan ağır hidrojen izotopunun çekirdeği oluşur. Doğada protiyum döteryumdan daha çoktur ve miktarı tüm hidrojenin yüzde 99'u kadardır. • Ancak hidrojenin üçüncü bir çeşidi daha vardır ki, tritiyum (H3 ya da T3) olarak bilinen bu atomun çekirdeğinde iki nötron yer alır. Kozmik ışınların etkisi ile atmosferde sürekli oluşur. Oluşur ve oldukça hızlı bir şekilde tekrar kaybolur. Radyoaktiftir ve bozunurken bir helyum izotopuna (helyum-3) dönüşür. Tritiyum çok ender bulunan bir elementtir: Tüm yeryüzü atmosferinde yalnızca 6 gram kadar vardır. Her on santimetre küp havada yalnızca tek bir tritiyum atomu bulunur. • Son yıllarda hidrojenin daha ağır izotopları H4 ve H5 yapay olarak elde ediliyorsa da, bunlar çok kararsızdırlar. Hidrojenin her bir çeşidi kendisine özgü bir kişiliğe sahiptir ve kimyasal tepkimelerde farklı bir davranış gösterir. Örneğin, protiyum döteryumdan daha aktifttir.
Sayfa 20 - TÜBİTAK YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir atom üç değişik ana parçacıktan oluşur. Bunlar; proton, nötron ve elektrondur. Proton ve nötronlar atomun çekirdeğini oluştururlar. Ve doğanın 4 temel kuvvetinden biri olan güçlü nükleer kuvvet sayesinde, pozitif yüklü protonlar, nötronların da yardımıyla birbirini itmeden çekirdekte bir arada durabilirler. Elektronlar ise atom çekirdeğinin etrafında saniyede 2200 km hızla dönen parçacıklardır. Bu hız, 1 saniyede Bursa ile İstanbul arasındaki mesafeyi 22 defa almanıza yeter. Ve o kadar hafiflerdir ki bir protonun kütlesi bir elektronun 1836 katıdır. Evrendeki Atom Sayısı Gördüğünüz gibi arkadaşlar atom o kadar küçük ki verdiğimiz örnekleri tasavvur etmekte dahi zorlanıyoruz. Ancak şaşırtıcı bir şekilde evrendeki atom sayısı hakkında bir fikrimiz var. Evrenin uçsuz bucaksız büyüklüğü ve atomun aşırı derecede küçüklüğü göz önünde tutulursa doğal olarak bu çok uçuk bir sayı. Gözlemlenebilir evrende 1078 ila 1082 atom vardır. 1’in ardında 82 tane sıfır düşünün. Trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon atom eder.
(Rutherford) Atomun içinde var olan gücün, ele geçirildiği takdirde “bu yaşlı dünyayı toza dumana boğmaya” yetecek kadar tesirli bombalar üretebileceğini ilk görebilenlerden biri, belki de ilki olmuştu.
Sayfa 123Kitabı okudu
Ben atomlardan yapılmışımdır. Önümdeki masaya dayadığım dirseğim atomlardan meydana gelmiştir. Masa da atomlardan oluşmuştur. İyi ama, eğer atomlar öylesine küçük ve boşsa, çekirdekler de çok daha küçükse, masa dayadığım dirseğimin ağırlığını nasıl kaldırabiliyor? Arthur Eddington'ın sevdiği bir soruyu yineleyelim: "Nasıl oluyor da dirseğimi oluşturan çekirdekler, masayı oluşturan atom çekirdeklerinin arasından geçip yere kaymıyor? Neden küt diye yere düşmüyorum?" Bu soruların yanıtını elektron bulutunda aramak gerek. Dirseğimdeki atomların dış kesimleri negatif elektrik yüklüdür. Masadaki her atomun durumu da aynıdır. Negatif elektrik yükler birbirini geri iter. Dirseğimin masadan aşağı göçüp gitmeyişinin nedeni, atomun, çekirdekleri çevresinde elektronların bulunması ve elektriksel güçlerin dayanıklı olmasındandır. Günlük yaşam atomun yapısına bağlıdır. Elektrik yüklerin boşalıvermesi halinde, her şey görülemeyecek kadar incecik toza dönüşürdü. Elektriksel güçler var olmasa evrendeki her şey yok olur, çevreyi elektron, proton ve nötron bulutları kaplar ve cisimlerin ilkel parçacıkları küçük küreler biçiminde dolanırdı. Bu da dünyanın biçimsiz kalıntıları olurdu.
Sayfa 235 - Dokuzuncu Bölüm - Yıldızların Yaşam SüreleriKitabı okuyor
1.073 öğeden 1.051 ile 1.065 arasındakiler gösteriliyor.