İnsan yaşıyorken özgürdür
Yaklaştım iyice, geliyorum.
Her insan biraz ölüdür
Biz de biraz ölüyüz.
Ölüler ki bir gün gömülür
İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler
İnsan yaşıyorken özgürdür
Birey televizyonda Sudan iç savaşını herhangi bir tuvalet kağıdı reklamıyla aynı duyarsızlıkla izlemektedir. Televizyonu kapattıktan sonra Sudan'daki iç savaş devam etse bile onun için bitmiştir. Işte bireyin yaşadığı bu evren simülasyon evrenidir. Her şey görüntülerden ibarettir ve cansızdır.
Ne güzel şey hatırlamak seni:
Bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
Vakur yumuşaklığı canımın içi istanbul Toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
Seni sevmek saadeti...
insan tabiatının sınırları var: sevinç, üzünç,
acıları bir ölçüye kadar kaldırabilir ve bu aşılırsa, mahvolur. yani sorun burada, birinin zayıf ya da güçlü olması değil, acısının ölçüsüne dayanıp dayanamayacağıdır.
Seni görmek istiyordum kısacası. insan görmekle bile bazı şeylerin ağırlığına dayanabilir, avunabilir, hayal kurmaya devam edebilir. sen anlamazsın tabii. anlamak için insanın bazı eksik yönleri olmalı.
"'Ben Mısırlıyım. Mısır tarihi çalışmamda bu
kadar garip olan nedir?' 'Senin Mısır tarihi
çalışıyor olmanda garip bir şey yok. Garip
olan şey, Mısır tarihi çalışmak için
Londra'ya gelmek zorunda olman.'"