Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MÜTHİŞ BİR TREN Kıraathanenin camları önüne oturmuşlardı. İki arkadaştılar. Nargilelerinin marpuçlarını emerek susuyorlardı. Zayıf olan, lülenin ateşini nargilenin kehribar ağızlığıyla düzeltti. Bir-iki nefes daha çekti. Marpucu sardı. Nargileyi önünden itti. Bu, yüzü karanlık, karışık bir adamdı. Kalın kaşları vardı. Bu kaşların altında
"356, Nisan Naren" Gözlerim gülerek ayağa kalkan sarışın kıza kaydı. Az önce güzelliğiyle dikkatimi geçmişti, belli ki onların da dikkatini çekmişti. "482, Bulut Özar" 1.80 boylarında ve kumraldı. Oldukça hoş görünüyordu. Kahverengi oduncu gömleği ile sahneye ilerlerken özgüvenle gülümsüyordu. "533, Uraz Kayalar" Kaşlarımı havaya kalktı, kağıdımı ayakkabısı altında tutan siyahlı çocuğun seçilmiş olmasına ne tepki vereceğini görmek için başımı kaldırdım. Garip bir gurur vardı yüzünde. Başını gayri ihtiyari eğilip kolundaki dövmeye baktı. Sanki dövmesine selam verdi. "747, Eren Aymaz" Duyduğum isim bugün tanışıp konuştuğum isimdi. En fazla sevinen o olmuştu. Ufak bir kahkaha atmış ve sırıtarak yürüyordu. Açıklanacak son bir isim kalmıştı. O an gözlerim sahnedeki dörtlüye baktı. O kadar gösterişli görünüyorlardı ki bir anlığına kendimi orada görememiştim, onların yanında durmam için seçilebileceğime inanmamıştım. "889," dedi aynı ses, "Kumru Sonat" Şaşkınlıkla başımı kaldırdım. Hiçbir tepki veremeden otomatik olarak ayağa kalktım ve sahneye doğru yürüdüm. Seçilmiştim. Ben, Kumru Sonat... Seçilmiştim.
Reklam
"Sen benim fırtınamdın,senden önceki benle,fırtınadan çıktıktan sonraki ben aynı değildik olamazdıkta zaten"
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Sanırım inceleme yazması benim için en zor olan kitaplardan birisi Bir Kimya Meselesi oldu. İçerdiği konuyu çok beğendim. Bir kadının 1960'lı yıllarda erkek egemen olan bir dünyada biliminsanı olarak kabul görebilmek için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Öncelikle kısaca konusuna değinip ardından içimde duramayıp taşacak olan düşüncelerime
Bir Kimya Meselesi
Bir Kimya MeselesiBonnie Garmus · Altın Kitaplar · 20231,950 okunma
Ben bugün bile aynı şeyi düşünüyorum, devrimci olmak zorundaydınız. Bir de karşılarında yani 1968 kuşağından gelme çok güçlü liderler vardı. Deniz Gezmiş... Bir Mahir Çayan’ın Kızıldere’ye gidip de arkadaşı için ölmesi, Sinan Cemgillerin Nurhak Dağları’na Deniz’i idamdan kurtarmak için gidip faşizme karşı savaşıp o uğurda ölmeleri…Yani bunlar gençleri böyle titreten şeylerdi. Modeller çok güçlüydü ve amaçları yaşanılır bir dünya, yaşanılır bir ülkeydi, talepleri devrimdi tabii ki.
SÜT Senelerden beri yapmadığım şeyi yaptım: Süt içtim. Dükkânın içinde su buharı, süt kokusu, insanı ağlatıp uyutacak, kırk sene evvelki bir beşik hatırasına kadar sürüklüyordu... Evet, senelerden beri ne erken uyanmış, ne de süt içmiştim. İşe sütle başlıyorduk. Ne haristi parmaklarımız anamızın göğsünde. O ne dişsiz bir canavar ağzı idi
Reklam
Yudum yudum aynı güzellikten Bir sen bir de ben içtiğimiz neydi söyler misin Bir şişe ay ışığı mıydı Bir parça bulut mu Yoksa dudaklarımızda tutuşan Birer damla köpük müydü Bırak sular yanıtlasın Sen omuzuma koy başını Beni suların göğsüne yasla
"Sen güneşle soluyorsun, ben ay ile Ama aynı aşkla yaşıyoruz ikimiz de."
Sen güneş le soluklanıyorsun, Ben ayla. Ama düştüğümüz aynı sevda.. Anna AHMATOVA.
472 syf.
·
Puan vermedi
Selamlar nasılsınız umarım keyifler yerindedir. Kitaplarını çok severek okuduğum Beyza Alkoç'un yakın zamanda çıkan "Enkaz Altındakiler" kitabını sizlere tanıtmak istiyorum. Kitabımızın konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Dünya üzerinde birçok ülkede aynı anda başlayacak olan bir yarışma buroşürünü baş karakterlerimizin
Enkaz Altındakiler
Enkaz AltındakilerBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 20224,807 okunma
Reklam
312 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Kurt Kanunu
Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen İzmir Suikasti olayına karışan ve karıştırılanların dramını ele alan romanda karakterlerin diyalogları yoluyla dönemin siyasi güç dengelerini, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgalarını ve bu konuda Osmanlıdan itibaren ittihatçıların eylemlerinin öz eleştirisini gözler önüne
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20184,426 okunma
Ne şanslı küçük kız! Goethe ile sohbet ediyor.
Walschensee’ye varmadan yarım saat önce hoş bir macera yaşadım. 11 yaşındaki kızıyla beraber, bir arp çalgıcısı önüme çıktı ve çocuğu arabamı almamı rica etti. Adam çalgısını taşımaya devam etti, kız ise büyük, yeni bir kutuyu ayaklarımın dibine özenle yerleştirdi. Uslu, mektep görmüş bir mahluk; dünyada epey dolaşmış. (…) Zarif iri gözleri bazen biraz yukarı doğru kırışan inatçı bir alni var. Konuşurken hoş ve doğaldı; özellikle de çocuk gibi yüksek sesle gülerken… Buna karşılık sustuğunda sanki bir şeyi anlamlandırmak istiyordu ve üst dudağıyla yüzüne mahçup bir hava veriyordu. Onunla çok şey konuştum. Her yeri biliyordu ve her şeye dikkat etmişti. Mesela bir keresinde bana bu ne ağacı diye sordu. Bütün seyahatim boyunca ilk defa karşılaştığım güzel, büyük bir akça ağaçtı bu. Kız onu hemen fark etmişti. Bozen’a fuara gidiyormuş. Belki ben de oraya gidermişim. Benimle orada karşılaşırsa ona bir şey almalıymışım; ben de söz verdim. Orada yeni başlığını giymek istiyordu. Münih’te kendi kazancıyla yaptırdığı güzel bir başlığı. Bunu bana giymeden önceden gösterecekti. Derken o kutuyu açtı, ben de bu zengin işlemeli, güzel bağcıklı başlığa onunla birlikte sevinmeliydim… Başka hoş bir haber karşısında da aynı şekilde birlikte sevindik: Bana havanın iyi olacağına dair teminat verdi. Onlar barometrelerini yanlarında taşırlarmışmış. Ve barometreleri arpleriymiş. Arpin üs perde telleri tiz ise, hava iyi olacak demekmiş. Bugün de bakmışlar, üst eller tizmiş . Bu hayır alametini benimsedim ve keyfimiz yerinde yakında görüşmek umuduyla ayrıldık küçük kız ile…
Muhakkak bir gün; Seninle ben aynı anda Birbirimizi düşüneceğiz. Yeter ki sen ömrünün herhangi bir, Saniyesinde de olsa beni düşün... Nazım Hikmet Ran
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.