ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN
31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT
Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
"Al." Bana bir şey uzattı. "Az kaldı unutuyordum. Doğum günün kutlu olsun." Kahverengi deri ciltli bir defterdi. Parmaklarımı sırtındaki altın yaldızlı dikişte gezdirdim. Deriyi kokladım. "Öykülerin için," dedi. Tam ona teşekkür edecektim ki, bir patlama oldu, gökyüzü aydınlandı. "Havai fişekler!"
Hemen eve seğirttik, bütün konukları bahçede toplanmış, gökyüzüne bakarken bulduk. Çocuklar çatırtıları, onu izleyen ıslıksı hışırtıları çığlıklarla, haykırışlarla karşılıyordu. İnsanlar göz kamaştırıcı tomurcukları, çan şeklinde dağılan, çiçek buketleri halinde akan kıvılcım sağanaklarını alkışladı. Her birkaç saniyede bir, arka bahçe kırmızı, yeşil, sarı çakımlarla aydınlanıyordu.
Bu ışık patlamalarının birinde, yaşadıkça unutmayacağım bir şey gördüm: Hasan gümüş bir tepsiden Assef'le Veli'ye meşrubat sunuyordu. Işık titreşti, bir tıslama, bir çatırtı duyuldu, sonra turuncu bir ışık demeti patladı: Assef sırıtıyor, işaret parmağının boğumuyla Hasan'ın göğsünü dürtüklüyordu. Sonra, çok şükür, karanlık.
Bethary'deki evin mutfağında Andree'ye benim için ne kadar önemli olduğunu itiraf ettiğim o geceden beri, onunla biraz daha az ilgilenmeye karar vermiştim. O benim için hâlâ son derece değerliydi ama artık dünyanın geri kalanı ve ben de vardım. Artık her şey ondan ibaret değildi.
Sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için
Hoşlandığın her şeyden az az ye
Erken yat, erken kalk ve sonra çık yürüyüşe.
Her günü sükunetle yaşa ve keyfini çıkar yolculuğunun.
Sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için
İyi geçinelim arkadaşlarımızla,
İlkbahar, yaz, sonbahar, kış
Her mevsimin mutlulukla çıkartırız tadını.
Parmaklarımızın ne kadar yaşlandığına takılmamak işin sırrı
Onları çalıştırmaya devam ettirirsen, kutlarsın yüzüncü yılını.
Öte yandan, kişi Altın Köprü'ye [Rewandi denetimindeki Orta Kürdistan'ın sınırı] varır varmaz, insanların kalabahklar halinde dışarıda dolaştıklarını, bayram zamanı gibi başlarını çiçeklerle süsleyerek, yüksek sesle eğlendiklerini görüyordu... Onlar her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için başkasına değil, sadece kendilerine bel bağıyordu. İhtiyaç duydukları her şey kendi ülkelerinde üretilmektedir ve onların dağları yabancı işgalcilere karşı sağlam bir savunma hattı oluştururken, dağlarının engebeli tarafları ve vadileri, az bir çabayla, ektikleri her şeyi bereketli biçimde büyütmekte ve sonu asla gelmeyecek odun, su ve otlak gibi kaynakları sunmaktadır"
Adamın biri Hasan Basri'ye "Ey Ebu Said, geceleri herhangi bir sağlıksal problemim olmuyor. Gece namazına kalkmak istiyor, onun için abdest suyumu yatmadan hazırlıyorum. Ama her nedense kalkamıyorum." dedi. Hasan: "Seni günahların bağlıyor" dedi.
Süfyan-ı Sevrî: "İşlediğim bir günahtan dolayı beş ay gece namazından mahrum bırakıldım" dedi. "O nedir?" dediler. "Ağlayan birisini gördüm, "Bu adam riyakâr dedim," dedi.
Allah onlara rahmet etsin. Günahları az olduğundan neyin nereden geldiğini bilirler. Biz ise, günahlarımızın çokluğundan dolayı bilemiyoruz.