«Dışarısı kalabalık. Dahil olamayacağım hikâyeler geçiyor önümden. Düşük omuzlu memurlar, halim selim manifaturacılar, uzun saçlı gitaristler, al yanaklı anneler, fırça bıyıklı babalar, halka küpeli teyzeler, altın dişli dedeler, kem gözlü karşı komşular, dünyalar iyisi bacanaklar, lafını esirgemeyen eltiler, içince sapıtan kocalar yürüdükçe yürüyor.»
Sayfa 30