836 sayfalik serüvenin sonuna geldim. Tolstoy'u diğer Rus yazarlardan ayıran gerçeklerin üzerine dosdoğru gitmesi ve kendi benliğinin imgesi ulaşmasi bu da tolstoy'u başlı başına bir sanat yapan özellik. Anna Karenina 4 ayrı, (her biri 34-32) bölümlerden oluşan eser; 1872 yılı Rusya ve petersburg üçgeninde yaşanan aşklar, toplumsal değerler yani ahlâki bir olay örgüsü, arapsaçı olmuş ethik kurallar.. kurgu ve olay örgüsü mükemmel denecek seviyede. 4 ana karakter ve Anna-vronski, levin- kiti... Bu karakterlerin her birinde Tolstoy'u tanıyorsunuz. Çünkü yansıttığı kişilik ve dışa vurumlar etkileyici ve anlamlı. Ahlaki sorunlarla derinden ilgilenen Tolstoy, insanlığa her zaman önemli gelmiş meselelerle yakından ilgileniyordu her şeyden önce. Verdiği mesaj ahlakı boyutundan değerlendirmekten ziyade toplumsal farklılığın gün yüzüne çıkardıgi gerçekler. Gizli kapaklı yaşayan toplumun değerlerini yerle bir eden bir topluluğa inceden birçok mesaj yüklemişti. Örnek vermem gerekirse kalın peçe konusu çok dikkat çekiciydi. Ayrıca aynı bölgede yaşayan lakin farklı ethik değerlere sahip iki toplumun sorgulaması; anaerkil, soğuk, biçimsiz, kuramsal.. diğer taraftan soğuk, biçimci ve görece.. Birçok karakter yer alıyor eserde ama Levin benim için ayrı bir noktada. Niçin yaşıyoruz, yaşamın amacı ve bize getirisi nedir gibi birçok insan psikolojisini etkileyen cümleler.. sorgulayıcı bir karakter.. felsefi bir duruş. Okuyunca bunu anlayacaksınız. Tolstoy'a yelken açma zamanı gelmedi mi sizce?