Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DOKUZUNCU MEKTUP
Kimdi o? Yanındaki kimdi? Ne konuşuyordunuz? İşte buna dayanamam. Kahrolurum. Dün gece ne yaptın? Nereye gittin? Ah otursaydın, beni düşünseydin ya? Eğlenebildin mi bari? Yatarken ne okudun? Sonra iyi uyuyabildin mi? Rüyanda neler gördün? Söylesene. Anladım artık beni sevmiyorsun. Sevdiğini sanmakla yanılmışım. Zaten çirkin bir adamım ben, sinirliyim, kıskancım, fazla hisliyim. Daima beni seveceğini düşünmemeliydim. Suçluyum. Kendimi sevgilerimin bencilliğinden kurtaramadım. Zayıf, bencil bir adamım öyleyse. Sonra yalancıyım, ikiyüzlüyüm. Seninle konuşurken seninle yatmayı düşünüyorum. Sevgiyle elini tuttuğum zaman, aslında kalçalarını tutuyorum, bilmiyorsun. Kendime göre hesaplarım da var benim. Yanımda olman gurur veriyor, sevinç veriyor bana. Fakat sana kimse bakmasın istiyorum, kimse konuşmasın seninle. Hep benim ol, durmadan benim ol. Günün her saatinde ve ölünceye dek benim ol. Beni seviyor musun? Evet mi? Öyleyse söyle. Kimdi o? Yanındaki kimdi? Nereye gidiyordunuz? Seven zalimdir biliyorsun, aşk egoisttir. Sen zalim olma. Anlamıyorsun, anlamıyorsun... Biraz anla beni. Sana sitem etmeyeceğim artık. Bütün suç benim. Seni bu kadar sevmemeliydim. Şu köhne ve utanmaz dünyada ne bir kimse bu kadar sevilmeye değer, ne de bir kimsenin bu kadar sevmeye hakkı var. Kendimizi ne sanıyoruz? Biz neyiz ki? Sus, cevap verme. Teselliye ihtiyacım yok. Seni bu kadar sevmenin cezasını kendime ödeteceğim. Göreceksin.
Sayfa 131
Bazı Günler Vardır, Bir Ömre Bedel..
Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika bir şeydi. O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki.. Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti. Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şasırdı, ama tam bir kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular. Delikanlı öyle heyecanlıydı ki,kalbinin çarpmasından
Sayfa 67 - Panama YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mesela sarhoş olduğunda bana mesaj at.. En savunmasız olduğun anda aklında ben olayım ve benden güç al, tekrar yürü.. Evet yapabilirsin inan yeniden koşmak hiç zor değil.. Sabahın köründe kabus gördüğünde beni ara.. Sana sarılmak için koşarak geleceğim.. Kapıma gel mesela elinde bir çiçek veya hediye olmasın ve sana neden diye sorduğumda sadece beni görmek istediğin için geldiğini söyle.. Elimi tut, burnumu öp.. Sokağın ortasında dans et benimle.. Beni ne kadar çok sevdiğini söyle ve gözlerimin içine bakarak bunu tekrarla.. Bana bir mektup yaz.. Bana bir şarkı söyle.. Bana sarıl lütfen.. Sadece kalbinin içinde benim için çalan melodiyi dinlemek istiyorum..
“Kişinin eşi tarafından sevildiğini hissetme ihtiyacı, evlilikle ilgili tüm isteklerin temelinde yatar. Geçenlerde bir beyefendi bana şöyle demişti: 'Eğer eşiniz sizi sevmiyorsa, evin, arabaların, yazlığın ve diğer her şeyin ne anlamı var ki? En çok istediğim şey, karımın beni sevdiğini hissetmek.' Maddi değerler, sevginin yerini tutmaz. Bir bayan şöyle diyordu: 'Kocam bütün gün ben yokmuşum gibi davranıyor, sonra beni yatağa sokmaya çalışıyor. Bu tutumundan nefret ediyorum.' Bu kadının seksten nefret ettiğini sanmayın; sadece sevildiğini hissetmek için umutsuzca yalvarıyor. Benliğimizin özünde bir şey, sevildiğini hissetme ihtiyacı duyar. Dünyadan çekilmek, başka insanlarla bağlantıyı kaybetmek, kişinin ruhunu mahveder.”
Sahabeyi anlamak gerçekten çok zor...
"Bana rüyamda cennete girdiğim gösterildi. Orada muhteşem bir saray gördüm. "Bu kimin sarayıdır?" diye merak ettim, onun Ömer bin Hattab'ın sarayı olduğu söylendi. Ömer'in sarayına girmek istedim ama sonra Ömer kaskanç adamdır, şimdi ailesiyle beraberdir, içeri girsem rahatsız olur, en iyisi girmeyeyim. Ve
Reklam
Hazreti Davud'a vahiy gelip şöyle buyuruldu: Ey Davud! Bana şu kişi yalan söylemektedir; beni sevdiğini söyler de bütün gece uyku uyur. Seven sevdiğinin yüzünü aramaz, dilemez mi? Her kimse beni dilerse, ben onunlayımdır.
Sayfa 114
- “Edgar'ın teklifini kabul ettim, Nelly. Hadi çabuk söyle iyi mi yaptım, kötü mü?” - Demek kabul ettin? Öyleyse, bunun üzerinde ko­nuşmak neye yarar? Bir kere söz vermişsin, geri döne­mezsin ki.” Canı sıkılmış bir halde bağırdı: - “Neyse, böyle mi yapmam gerekirdi, sen onu söyle!” Sabırsız sabırsız ellerini ovuşturuyordu, alnı da
Sayfa 92 - Hayat Neşriyat, 2. baskı, Çev. Azize BerginKitabı okudu
sonucuna razıyım ‘çiçeği’ …
Kardelen çiçeği , etrafındaki diğer çiçeklerin ve insanların anlattıklarından etkilenip güneşe aşık olmuş. Bu aşk içinde öyle büyümüş ki dayanılmaz bir hal almış ve Allah’a dua etmiş . ‘ Allah’ım güneşi görmem için bana izin ver.’ Allah da ona şöyle seslenmiş : ‘ Ey Kardelen , bilmez misin ki sen narin bir çiçeksin . Güneşle karşılaştığın an canından olabilirsin . İyi düşün ve öyle karar ver . Sana iki gün mühlet ya güneş ya canın .’ Kalbindeki sevda onu içten içe öyle kemirmiş ki ikinci günün sonunda Rabbi’nin huzuruna çıkmış , ‘ Bu aşk beni öyle büyüledi ki güneşi görmek için can atıyorum ,’ demiş . Allah da ona , ‘ cesaretini takdir ederim ey kardelen , ama bir yandan da üzülürüm . Çünkü canından olacaksın .’ Kardelen güneşi görmenin aşkıyla karın üstüne çıkmış . Güneşle buluşmuş ama güneşi görmesiyle de canından olmuş . Bazıları da kardelenin menekşeyle hikayesini anlatır . Çok sevdiği , diğer çiçeklerden kıskandığı menekşesine kavuşmak , baş başa kalabilmek için hiçbir çiçeğin açmaya cesaret edemediği en soğuk zamanda ve ortamda açarak sevgisini göstermek istemiş . Kardelen , sabır demektir . Sevdiğini beklemek , sonucuna razıyım demektir.
Sayfa 169 - AlfaKitabı okudu
- insanları sevmiyor musun? ihtiyar çayından bir yudum aldıktan sonra kendisine baktı. - genel bir soru mu? - evet.
255 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.