"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Batıl inanç, mantıksal bir temele dayanmayan inanç ve davranışlar olarak tanımlanır. Yani bilimsel bir anlamı olmayan davranışlarda bulunmak, sözler söylemek, veya inançlara inanmaktır, batıl inanç. Merdiven gördüğünüzde altından geçmiyorsanız, bir şeylere nazar değmesin diye tahtaya vuruyorsanız, yıldız kayarken dilek tutmayı ihmal etmiyorsanız
"Düşünce ve yazıda özgür olmak isterim, dünya davranışımızı yeterince sınırlıyor."
Wolfgang Van Goethe
______
Osman Şahin'in okuduğum ikinci kitabı oldu. İlki otobiyografik öğelerin ağırlıkta olduğu Kolları Bağlı Doğanlar kitabıydı. Selam Ateşleri- Ay Bazen Mavidir kitabında birbirine yer yer tema, konu veya ele alınan duygu
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
İslâm'ın temel kaynakları arasında olan hadîs-i şerifler Kur'an-i Kerim'in açıklaması özelliğine sahiptirler. Müslümanların helal ve doğru bir hayat yaşamaları için kılavuz niteliği taşımaktadırlar. Hadîs-i şerifler Kur'an-i Kerim'den sonra, Müslümanların inanç, ibadet, ahlak esaslarını ve dünya görüşlerini, yaşam
Nigâr Hacızade
Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor.
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
"Bir gün Orhan Kemal ve Sait Faik birlikteyiz bizde. Sait'e içkinin yasak olduğu günler. Orhan Kemal'in yanında Bereketli Topraklar Üzerinde'nin, gazetede tefrika edilen nüshaları var. Şişkin bir dosya halinde. Orhan'la epeyce şarap içmişiz. Sait bize katılamadığından öfkeli. Orhan Kemal bir ara coşarak 'Böyle bir roman yazdın mı Sait? Kolay değil. Soluk ister. Sabır ister. Düzenli çalışma ister...'dedi. Ardından da içkinin keyfiyle, en büyük benim, başka büyük yok anlamına gelen sözler söyledi."
"Sait bu lafın altında kalmaz," diyor Salah Birsel.
Mücap Ofluoğlu, öyküsü bölünmesin diye, duraklamadan sürdürüyor anlatısını:
"Kalmadı elbet. Kalır mı hiç? Anlamlı anlamlı gülerek, Bereketli Topraklar Üzerinde'nin dosyasını şöyle bir okkaladı. 'Ben böyle uzun yazmam bir kez. Nedir ulan, laf bu denli uzatılır mı? Bırak yazmayı, okumaya bile sıkılırım böyle uzun romanı. Ben hikayeciyim arkadaş. Hikaye yazarım. İşte bu kadar!' dedi. Baktım iş tatsızlaşacak, ikisini de yatıştırdım. Bana sorarsanız, biriniz en büyük romancısınız, biriniz de en büyük hikayeci. Oldu mu dedim. İkisinden de ses soluk çıkmadı. Anladım ki, biri en büyük hikayeciliği kabullenmişti, öbürü de en büyük romancılığı..."
“Dahi olmak yeterli değil. İnsanların kalbini değiştirmek cesaret ister.”
~Yeşil Rehber (Green Book)
U S A! United States of America! Yani; Amerika Birleşik Devletleri! Elli eyalet ve bir fedaral bölgeden oluşur. “American Dreams” yani Amerikan Rüyası şişirilmiş bir balondan ibarettir. Amerikalıların bir lafı vardır, “Bullshit” yani
Bu kitabı elime aldığım için değil bu kadar geç tanışmışım olduğuma ve kitabı aldıktan bir ay sonra okumaya başladığım için üzgünüm.
Kitabımız “acı”ya değiniyor insani, ruhani ve hissettiklerimizin ötesinde bir ‘acı’ adına sevgi, tutku ve aşk diyebiliriz. Bağlanmadır çoğu zaman acıların çatlaklardan akışı.
Kitabımızda Goethe, doğayı bütün
Herkesin ağzında aynı laf : “ Dünya, hayat, insan hiçbir zaman bu kadar kirlenmemişti.”
Aslında söylenenin “ tüfek icat oldu mertlik bozuldu.” lafından farkı yok. İnternet ışık hızı ile yayıldı. Sosyal medya şirketleri iletişimi satmaya başladı. Uydular, böcekler, türlü âletler yatak odamızı dinliyor; sözler-kararlar-sırlar-mahrem bildiler ortalarda geziniyordu.
Bu hani diyorlar yan”sözün bittiği yer”.
Elbette öyle.
Çünkü söz zaten çoktandır âletlerin elinde.
Bu âletler olmasaydı “söz ayağa düşmeyecekti”. (Zat salak bit gülümseme ile birbirimize şöyle diyoruz.Yahu şu cep telefonu olmadığı zamanlar biz ne yapıyorduk.)
Bana bu âletlerin masum olduğunu söylemeye kalkmayın.
Onların kimyasal, nükleer silahlardan farkı yok. Hükümet kuran, hükümet yıkan kasetler var.
Ortada bir iletişim savaşı var.
Hangi ahlâktan bahsedeceksiniz? Kime neyi yasaklayacaksınız? Âlet yasak dinlemez. Şirket hiç dinlemez. (Sakın bana düğmenin insan elinde olduğunu söylemeyin. Bu tez modern teknolojiye sökmez.)
Az sonra siz de oyuna girer ve oyunun kurallarını kabul edersiniz.
Ne diyor reklam:
“Kirlenmek güzeldir”
Mübarek olsun!