Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bana bak Hermann, nedir erkek? Onur, cesaret, saldırganlık, barbarlık, acımasızlık mı diyeceksin? Ama tüm bunlar kızgın bir erkek hayvanın özellikleridir. Bir erkekte bunlardan daha fazlası olmalı, değil mi?
Türklerin hayvan beynini meze niyetine yemelerine çok kızıyor ve dünyada bundan daha büyük bir barbarlık olamayacağını söylüyordu.
Reklam
Barbar bir ülkeye giden bir gezgin orada, başvurulacak yönetici bulunmadığını bilir. Yerinde bir ifade ile denilebilir ki, barbarlığın standardları yoktur. Barbarlık, başvurulacak standardların mevcut olmayışıdır.
Bugünün insanı birçok açıdan barbarlık dönemlerindeki kişilerden üstün olduğu hâlde ,aklın ve bilginin gösterdiği yoldan gitmeye bir türlü alışamamış ,aklın yolunu kullanmayı öğrenememiştir.
Yüreklerimizin tokuştuğu yerde bu barbarlık neyin nesiydi?
Sayfa 99 - iz
“Bugünün insanı pek çok bakımdan barbarlık çağından daha üstün olduğu halde; aklın, bilginin gösterdiği yoldan gitmeye bir türlü alışamamıştır.”
Reklam
243 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Batı Anadolu'da doğup büyüyen ve oradayaşayan Rum asıllı Osmanlı vatandaşlarından olan Manoli Aksoyitis'in ağzından anlatılan bu romanda, birinci dünya savaşı ve Kurtuluş Savaşı öncesinde sırasında ve sonrasında, Türk halkı ile Rumların ilişkileri anlatılıyor. Savaş öncesi birlikte yaşamaktan doğan yardımlaşma, sevgi-saygı çerçevesinde devam eden ilişkiler, savaşla beraber bozulmaya başlar. Savaşın genişlemesi ve emperyalist güçlerin arabozucu etkisiyle de aralarında çatışmalar başlar. Herşeye rağmen her iki taraftan da sağduyulu olan insanlar vardır ancak ne yazık ki savaş psikolojisi ile düşmanlık hissi iyice pekişmeye başlamıştır. Genel olarak savaşın kötülüğünü anlatan savaş karşıtı bir kitap. Başlarda ve ortalarda Türklere karşı belirgin bir hakaret ya da barbarlık isnat edilen ifadeler pek yoktu varsa da çok rahatsız etmiyordu. Çünkü Rumların davranışlarını da hemen hemen aynı oranda eleştiriyordu. Fakat sonlara doğru ve Kurtuluş Savaşı bittikten sonra zafer kazanıldıktan sonra bile birkaç yerde , Türklerin zulüm yaptıkları, esir Rum erkeklerini katlettikleri gibi ifadeler bulunması beni rahatsız etti. 1982 Abdi İpekçi Türk-Yunan Dostluk Ödülü alan bir kitabın biraz daha objektif olmasını beklerdim. Yine de döneme, vatanı Batı Anadolu olan ( Selçuk'un Kırkıca Köyü-günümüzde Şirince) bir Rum'un gözünden bakmak isteyenler okuyabilirler. Savaş karşıtı, barış ve dostluk gibi kavramlarla ilgili güzel cümlelerin bulunduğu bu kitaba, objektiflik konusunda yeterince hassas olmadığından puan vermedim.
Benden Selam Söyle Anadoluya
Benden Selam Söyle AnadoluyaDido Sotiriyu · Alan Yayıncılık · 2017994 okunma
Dayak cennetten çıkmamıştır, kimsenin vurduğu yerde gül bitmez, kızını dövmeyen, dizini de dövmez. Barbarlık bu...
Sayfa 72 - AD YayıncılıkKitabı okudu
"Uygarlık denen şey kaplumbağa hızıyla ilerliyor vallahi! Hâlâ barbarlık içinde, yerimizde sayıp duruyoruz!"
iş kültür yayınlarıKitabı okudu
" Barışçı bir komşuya saldırıldığı zaman, savaş bir barbarlık; yurt savunulduğu zaman, kutsal bir görevdir."
Sayfa 30 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
'kendimizi aldatmak neye yarar acımasız olacağız, toprağımız ve suyumuz olmayacak, belki havamız da olmayacak ve varlığımızı sürdürmek için kendimizi yok edeceğiz, sonunda birbirimizi yiyeceğiz ve bizim ruhanilerimizde bu barbarlıkta bize eşlik edecekler, tanrıyiyiciydik insan-yiyici olacağız, böylece biraz daha tamamlanmış olacağız. dinlerimizin içindeki barbarlığı o zaman açık seçik göreceğiz; koşulsuz buyruklarımızın cisimleşmesi ve dogmalarımızın gerçek varlığı olacak bu barbarlık, ürkütücü gizlerimizin vahyi ve ceza yasalarımızdan yedi kat daha gayri insani olan efsanelerimizin uygulanışı olacaktır. sanatlar bu uğursuz ve kanlı dehşetleri bizden gizliyordu, yarın bu dehşeti tüm çıplaklığı içinde tadacağız, onlarla öleceğiz, hayatta kalan bir avuç insan ise onları güvenilir kılan ve sürdüren canavarlarla birlikte yasaklayacak bu dehşetleri. geleneklerimizin yanında en canice yöntemlerimiz nedir ki? kendimizden çok bağlı kaldığımız bu gelenekler, artık onlarla boy ölçüşebilecek ve her şey tüketilebilsin diye ilk kez bizi kusmaya zorlayacak imkânlarla karşı karşıya.'
“... bugünün insanı pek çok bakımdan barbarlık çağı insanından daha üstün görüşlü olduğu halde, aklın, bilginin gösterdiği yoldan gitmeye bir türlü alışamamıştır.”
Sayfa 26
Bizim yok etmek istediğimiz şey kalbinizdeki barbarlık.
Grekler ve tanrıları (!)
Mistik dönemlerde insan benzeri ‘tanrılar adına’ barbarlık kaosu değişmez bir şekilde lüzumlu görülürken, günümüzde sadece insanın gerçekleştirdiği plânlama, dünyanın varoluşu için bir sebep olarak sunulmaktadır. İnsanoğlu bilimadamlarının, mühendislerin ve plânlamacıların oyuncağı haline gelmiştir.
413 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Kitapta her konuda neredeyse bilgi paylaşımı yapılmış. Tarih, hayvanlar, medeniyet, genetik, mutluluk, barbarlık... Tabii yazar bu konulardan bahsederken homo sapiens olarak varlığını sürdüren türün ne kadar bencil, acımasız bir yolda ilerlediğini vurgulamadan geçmiyor. Ne yazıkki bilim, devrim adı altında hayvanların kısa ömürlerinde yaşadığı hayatın eziyet korku dolu anlarınıda bazı fotoğraflarla anlatmış. Bir belgeselde de izlemiştim. Avrupa, ABD vb ülkelerde pahalı restoranlarda sipariş edilen dana bifteğin restorana gelmeden yaşadığı alanı gösteriyorlar.Hatırladığım kadarıyla Hayvan doğduktan sonra annesinden bir süre besleniyor beslenme bittikten hayvanın hareket etmesini sağa sola öne arkaya gitmesini engelleyecek şekilde etrafını çevreliyorlarki dana kas yapmasın. Eti yumuşak olsun diye. Kasaba gidene kadar bu hayvan bu kafeste tutuluyor. İnsanlar doğanın bir parçası olduğunu unutup, diğer türleri yok etmesinin bedeli yine kendisine dönecek. Umarım görebiliriz.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,4bin okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.