...Bir cümle kaç kez baştan yazılır ve bir cümle kaç kez yeniden giyinir manasını bilmeden. Tekrar tekrar bas kendi ayaklarına. Kendini yakaladığın her köşe başında gözlerinin içine bak. Kendinle göz göze geldiğin her an göğe bak. Göğe bak ki kuşlar geçsin öfkenden, ağaç dalları dokunsun asla açmadığın camlarına. Düşün; göğü ne zaman gördüğünü hatırlamayacaksa insan, niye ve nereye koşturup durur böyle? Çimendeki çiğle ıslanmayacaksa ayak parmakları, niye yürünür onca yol?...
Sayfa 22 - Sermestin Manifestosu-Nur Neşe Şahin
Önsöz
Edebiyatla baş başa kalabilmek için ülkenin hiçbir yerinde sessiz, rahat bir köşe yoktu.
Sayfa 5 - LacivertKitabı okudu
Reklam
Kabus
Zamanın tık-tıkları, Güder yaratıkları. Kan sızan pençesinde. Beynimin yırtıkları. Hayal, dalgıç ki arar, Denizde batıkları. Bu ne dünya; ne dünya,
Sayfa 430 - Büyük Doğu Yayınları, 83. BaskıKitabı okudu
İmkânı varsa insanın karısı, çocuğu, parası ve en önemlisi de sağlığı olmalı ama mutluluğunu yalnız bunlara bağlamamalı. Kendimize dükkanın arkasında, yalnız bizim için bağımsız bir köşe ayırıp orada gerçek özgürlüğümüzü, kendi sultanlığımızı kurmalıyız. Orada, yabancı hiçbir konuğa yer vermeden kendi kendimizle her gün baş başa kalıp dertleşmeliyiz; yakınımız yokmuş gibi konuşup gülmeliyiz. Hepsini yitirme felaketine uğrayınca, onlarsız yaşamak bizim için yeni bir şey olmasın...
Kendisine: "Baş köşe neresidir?" diye sormuşlar, Mevlânâ da: "Aşk adamı için baş köşe sevgilisinin yanıdır." demiş.
Sayfa 83 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
''Birtakım değişiklikler yapılırken işçiler yıllar önce yapılmış ve unutulmuş eski bir zindana rastlamışlar. İç duvarların her bir taşının üzeri mahkumların adları, yaşları, şikayet ve dilek yazılarıyla kazınmış. Duvarın bir köşe taşında idama götürüldüğü anlaşılan bir mahkum son harflerini kazımış, sadece üç harf. Bu harfler titrek ellerle çok basit, ilkel araçlarla kazınmışlar. Üstelik aceleyle, telaşla.... Önce bu harfler ''k'', ''a'' ve ''s'' olarak okunmuş, fakat daha dikkatli bir incelemeyle son harfin ''z'' olduğu anlaşılmış. Adı bu harflerle başlayan bir mahkumun ne bir kaydı ne de bir öyküsü varmış. Orayı ziyaret eden yığınla ziyaretçi bunun mahkumun isminin baş harfleri olabileceğini düşünmüş. Nihayet o harflerin bir ismin baş harfleri olmadığı, bütün bir kelime olduğu akıllarına gelmiş: ''kaz''. Yazının altındaki zemin dikkatle incelenmiş. Taşların tuğlaların altındaki dünya, zeminin her karesi didik didik edilmiş; orada bir kağıdın küllerine karışmış küçük deri bir çantanın liflerini bulmuşlar. Meçhul mahkumun ne yazdığı hiçbir zaman okunamayacak. Fakat o bir şeyler yazmış ve bunu gardiyandan saklamıştı.''
Sayfa 126
656 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.