"Başarıyı hedeflemeyin -onu ne kadar çok hedeflerseniz o kadar çok kaçırırsınız. Çünkü başarı da mutluluk gibi takip edilemez, insanın kendisinden daha büyük bir yola kendisini adamasının istenmeyen yan etkisi olarak gelmelidir."
Avusturyalı psikolog Viktor Frankl İnsanın Anlam Arayışı kitabının ön sözünde yazan söz.Kitabı okuyacak
Platon 7. Mektup
YEDİNCİ MEKTUP
Platon'dan Dion'un akraba ve dostlarına.
İyilikler,
Sizin de Dion gibi düşündüğünüze inanmam gerektiğini; eylem ve sözlerimle size, elimden geldiğince yardım etmemi istediğinizi yazıyorsunuz. Şu yanıtı veririm: görüş ve istekleriniz gerçekten Dion'unkiler gibiyse, çabalarımı sizinkilerle birleştirmeye hazırım; değilse, uzun
Psikoloji bilimine göre...
Psikoloji bilimi der ki, ilişkilerde yapılan en büyük hataların temelinde çocukluktan itibaren maruz kaldığımız davranışlar ve sonucunda oluşan duygular yatar. "Çok hata yaptım" diye kendimize haksızlık yapmanın, karşı tarafı suçlamanın rasyonel bir yanı yoktur. Eğer bunları bilirsek, daha sağlıklı adımlar atar olaylar karşısında daha
Mizahi ve Eleştirel Dile Sahip Felsefi Bir Roman: Safdil
“Olası dünyaların en iyisi buysa, ötekiler nasıldır?”
– 
Candide, 
Voltaire
1. Giriş
Bu yazıda, Fransız Edebiyatının en önemli yazarları arasında gösterilen Voltaire’in hayatına kısaca bir göz atacağız. Yaşadığı döneme hâkim olan “Aydınlanma Çağı Edebiyatı” ekseninde eserlerine bakacak, dönemin önde gelen yazarlarına değinecek ve Voltaire’in
Evrenden ne istediğinizi belli ve kesin bir biçimde düşünmeniz önemlidir. Herkesin başarı ve zenginlikle ilgili büyük hayalleri vardır. Eğer sizinkinin gerçekleşmesini istiyorsanız, isteklerinizin net ve mümkün olduğunca keskin şekilde düşünülmüş olmasına dikkat edin.
It is important to think clearly and precisely about what you want from the universe. Everyone has big dreams of success and wealth. If you want yours to come true, make sure that your wishes are clear and as sharply thought out as possible.
"Cumhuriyet" kavramı hakkında kokuşmuş bir kanaat egemen. Bu gibi şeyler gördükçe, "hangi cumhuriyet?" sorusunu sormadan edemiyorum. Mesela Fransa 5. Cumhuriyetini yaşıyor.
Kapitalizm her şeyi sermaye haline getirdi ama Türkiye'de ve Mısır'da bir ilki yaparak Cumhuriyeti sattı. İspatı ise alttaki görsel.
Kapitalizm'i kitle bazında öven yegâne toplum olabiliriz. Bu başarı karşısında bize ihsan edilen şey ise pilot olma ve uçağa binme hakkı.
En sevdiğim kapital alışkanlığım bol miktarda mide hapı tüketicisi olmam.
***
Cumhuriyeti, bilimi ve sanatı İslamiyet'in antisi olarak görenlerin; 100 yıl öncesinde cumhuriyet adı altında İslam ile hesaplaşma sürecini hasretle anmaları, 100 yıldır özlem duydukları iktidar hırsının dışavurumudur. Hâlbuki sistem onlardan yana ve bizlerin beklediği iktidar henüz gelmedi.
Bekleyiniz, geldiği vakit en çok siz seveceksiniz. Çünkü o iktidar sizleri zihni ve ameli köle olmaktan kurtaracak.
*
Not: Prekarya değilim.
*
Dipnot: İletiye koşup hakaret etmemenizi Allah hakkı için rica ediyorum.
"HEPİMİZİN AYNI 24 SAATİ VAR" (YANLIŞ)
En başarılı insanlar da tıpkı herkes gibi günü 24 saat yaşıyor. Verimliliği arttırmaya yönelik tavsiyelerde bu klişeyi sık sık duyarız. Aslında ima edilen şu: Yeterince başarı değilseniz bunun nedeni, zamanınızı başarılı insanlar kadar iyi kullanmamanız olabilir. Bu klişe, muhtemelen sizi daha verimli olmaya motive etmek için kullanılıyor.
Aslında birçok uzman bu iddiaya karşı çıkıyor. Evet, hepimiz bir günde 24 saat yaşıyoruz.
Ancak bu zamanı verimli kullanma yeteneği kişiden kişiye büyük farklılıklar gösteriyor. Burada bağlama bakmak çok önemli. Teorik olarak, gündüzleri gittiği okulun masraflarını çıkarmak için geceleri çalışan birinin, zamanını varlıklı bir ailenin çalışmak zorunda olmayan çocuğu kadar " verimli" kullanma imkânı olmadığı çok açık.
Toplumsal cinsiyet rollerinin ve diğer bazı negatif faktörlerin de verimliliğe etkisi var. Sonuçta, paranız ve kaynaklarınız olduğunda veya "verimsiz" taleplerle sizin yerinize ilgilenen sadık çalışanlarınız olduğunda zamanı verimli kullanmanız çok daha kolay. Oysa insanların çoğu bu imkânlara sahip değil.
Ayrıca, 24 tam saati verimli bir şekilde kullanmanın şart olması fikri de nesnel olarak çok anlamlı değil. Psikoloji bilimi, sağlıklı bir iş -yaşam dengesinin önemini sürekli olarak vurguluyor. Günün her saatini "verimli olmaya" adamak, bu düşüncenin karşısında yer alıyor.
Sonuçta "Hepimizin aynı 24 saati var" iddiası, çok az insanın bu zamanı %100 verimli bir şekilde kullanma imkânına sahip olduğu gerçeğini görmezden geliyor.
Sayfa 96Kitabı okudu
